İçki Yasağı ve İnanç Özgürlüğü
İçki yasakları başladı memlekete hayırlı, uğurlu olsun. Nazlı Ilıcak bile karşı çıktı bu yasağa o denli etkili oldu. Twitter’ da takipçilerine, bu konuda hukumeti eleştirdiğini, ne kadar demokrat olduğunu falan anlattı ama nafile adı çıkmış bir kere 9 a inmez sekize…
Her neyse konumuz bu değil. İçki yasakları neleri kapsıyor, nelere sebep olacak? Hangi amaçla yapıldı, onlara bakmak lazım…
Bir kere bu yasak, ayak üstü içki satışı yapan büfe ve tekel bayilerini kapsıyor. Bu bayiler gece saat 10.00 dan sabah 06.00 ya kadar içki satışı yapamıyor. Telaşa gerek yok. Yani öyle kutu biranızı alıp, şu sahilde bir mangal yapayım diyecek olanlar, bu yasadan etkilenecek.
Yok şık Restaurant’lara gidip yemek ile beraber şarabınızı içecekseniz sorun yok. Aynı şekilde evde parti verdiniz, şimdilik orada da sorun yok.
Alkollü araç kullanamıyorsunuz ki; bence bu şahane, doğrusu da budur zaten. Sigara yasaklarına ne kadar sevindi isem, yasağın bu kısmına da memnun oldum doğrusu.
İçki içiyorsan, direksiyona geçme, şoför kullan ya da taksiye bin.
Yurt dışında da medeni insanlar böyle yapıyorlar…
Ama örgün eğitim kurumlarının, okul, dershane, yurt, camii gibi mekanların 100 metre yakınında da içki satışı yapılamayacak maddesi düşündürücü.
İşte asıl önemli kısım da burası….
Bunun mantığı nedir? 100 metre ölçüsü neye göre hesaplanmış? Niye 100 metre de 110 metre değil mesela?
O noktada sosyal hayata müdahele ediliyor denilebilinir.
Bu yasak için değil ama bundan sonraki yasaklar için, bir hukumet çıksa, bundan sonra kırmızı başörtü takmak yasak, ancak yeşil takılabilir, onlar da türbelerin, din kurumlarının 100 metre yakınında takılacak dese. O zaman o yasağa da vatandaş peki kabul mu diyecek…
Esas önemli olan da budur. Bu yasakçı zihniyet nereye kadar gidecek ve sınırları ne olacak?
Yoksa ne kadar güzel sigara da yalnız kapalı mekanlarda değil, sokaklarda da içilmese keşke, yani sadece içen insan içsin ama etrafındakiler zarar görmesin müthiş olur. Bu güne kadar pek çok bilinçsiz ebeveyn, çocuklarının yanında, evlerinde sigara içtiler, hatta doğum yapacak anneler bile hamile oldukları halde sigara içtiler. Bu gün geldiğimiz nokta da, hukumetin tek beğendiğim icraatı şahsım adına bu sigara ile ilgili yaptığı düzenlemedir.
Hayatımda sigara kullanmadım, hiç içki içip sarhoş olmadım, kontrolümü kaybetmedim ama kişisel özgürlükler denildiği zaman, insanların inançlarına, yaşamsal tercihlerine saygı göstermek gerekir. Tabii ki etraflarındaki diğer insanlara zarar vermemek kaydı ve şartı ile…
Sanıyorum ki bu içki yasaklarında, bazı vatandaşları rahatsız eden şey, hukumetin dini bir konuda vatandaşın tercihine bir kısıtlama getiriyor gibi gözükmesi. Ve ardından gelmesi muhtemel diğer yasakların uygulanması…
Şunu da unutmayalım ki; neye inanıyor olursanız olun, insan doğası yasaklanan şeylere karşı bir merak ve ilgi besler. Ne kadar baskılarsanız, o kadar şiddetli ters etki ile karşılaşırsınız. Onun için bir şeye yasak getirirken, o yasakların fayda ve zarar dengesini iyi kurmamız gerekir. ‘Gerekir ki, Kaş yaparken, Göz çıkarmayalım.’…