İçimizdeki hastalıklı insanlar..

Güncelleme:

Psikopatlar aramızda dolaşıyor,

 

Nişantaşı’ nda işlenen Esra Karsel cinayeti, bir gerçeğin altını bir kez daha çizdi. O da, iyi tanımadığınız insanlarla görüşmeyin, konuşmayın, internetten, şuradan, buradan tanıştığınız insanlarla birlikte olmayın. Biraz kendi bölgenizde kalın, yani yıllardır tanıdığınız insanlarla görüşün.

 

Enteresan olan, Eyüp G isimli katil zanlısının daha önce de, gasp amaçlı bir başka genç kızı öldürdüğü ve bunu da, birlikte olduğu, kıskançlık cinayeti gibi görülen Esra Karsel’  e söylediği.  

 

 

Sadece bizim ülkemizde değil, tüm dünyada işlenen cinayetlere bakın. Böyle psikopat insanlar, ya küçük çocuklara, ya da eşinden boşanmış, veya ölmüş yalnız kadınlara musallat oluyor. Onları daha zayıf ya da, artık hangi duyguları, düşünceleri hissederek ,  aciz görüyor, aslında nefret mi ediyor kadınlardan da öldürüyor. Onu normal bir düşünce süreci olmadığı için kestiremiyorum. Daha çok psikiyatrların işi tabii bu kişilerin ortak özellikleri..Niçin böyle savunmasız gibi görülen insanları kendilerine kurban olarak seçiyorlar…

 

Bir diğer patalojik durum, öldürülen kadıncağızın seçimi ile ilgili. Televizyonda izlediğim şekliyle, katil, kadına göre maddi anlamda daha güçsüz bir ailenin çocuğu, aralarında maddi ve kültürel anlamda farklılıklar var. Kadın, sevgilisinin daha önce cinayet işlediğini, firari olduğunu biliyor ama yine görüşmeye devam ediyor.  Mesela bu da enteresan..Hemen en uzak noktaya kaçması lazımdı.

 

 Böyle değerlendirince ilişkide ki yanlışlar ortaya çıkıyor. Karşıdaki insan, psikopat olunca da maalesef olay gerçekleşiyor.

 

Toplumun içersinde, pek çok hasta insan olabilir, hem de bazen bu genç adam gibi mimlenmiş olması da gerekmez. Psikopattır ama henüz ortaya çıkmamıştır, bir anda olaylar gelişir, iyi tanımadığınız birinin psikopat olduğunu görürsünüz. Herkesi Allah öncelikle beladan  korusun, sonra da iyi insanlarla karşılaştırsın.

 

Tabii bizlerin de yapması gerekenler var. Öncelikle yeni tanıştığınız insanları hemen hayatınıza sokmayın. 40 kere araştırın, kimmiş, neymiş, nereden gelmiş. Sakın internetten, kafeden, genel herkesin gittiği yerlerden insanlarla yüz yüze görüşmeyin.

Mesela geçmiş zamanlarda, yanımda çalışan yardımcılarla konuşuyordum. Bana bir tanesi, kızının tanımadığı bir insandan kontör istediğini ve sonra da onunla görüştüğünü söylemişti. Yani kız, kendi cep telefonundan, hiç tanımadığı erkeklere  mesaj gönderiyor, bana 100 kontör gönder diye, artık hangisine tutarsa, sonra da bazılarıyla kontör aldıktan sonra dışarıda görüşüyor, çay ya da kahve içiyormuş.

 

 İnanamadım. ‘Nasıl sen böyle bir şeye izin veriyorsun, kim o adamlar, ya kızına zarar verirse?’  dediğimde, ‘Ne yapayım, bütün kız arkadaşları böyle davranıyor, engel olamıyorum’ diyordu. Bir de üstüne, kendisini bana tanıştıran temizlik şirketinin sahibine kalemle saldırdığını duyunca, korkup  hemen o kadıncağızı işten çıkartmıştım.

 

Şunu demeye çalışıyorum, bela geliyorum demeden uzak durmaya çalışmak ve kötü olaylara davetiye çıkartmamak lazım. Diyeceksiniz ki, her şeye rağmen yine de böyle kötü şeyler insanların başına gelebilir. Kader de varsa olur. Tabii bu da doğru ama insan olarak, kendimizce gereken tedbirleri almak lazım.

 

Artık şehirler çok kalabalık, farklı kültürel ve ekonomik düzeyde insanlar birlikte yaşıyor. İnsan  ilişkilerinde çok dikkatli olmak lazım.

Belki geçmişte de vardı ama bizim bu kadar gözümüze girmiyordu. Son zamanlarda, televizyonlarda yapılan 3. sayfa programları bizlere aslında pek çok konuda bilgi veriyor, aynı zamanda da uyarıcı oluyor. Tabii anlayana..