Herkes Sevmeye Değer Olmuyor !
Arada arkadaşlarımla konuşuyoruz; insan yalnız olmaktan korktuğu için mi evlenmek istiyor?
Yoksa aşık olduğu için mi evleniyor? Diye…
Aşık oluyoruz, kalbimiz onu görmek üzerine heyecanla çarpıyor, gece ve gündüz sürekli aklımızda o var. Güzel bir şey yapınca, acaba şimdi burada olsaydı nasıl tepki verirdi? En güzel taraflarımızı ona gösterme isteği. Büyülü bir hayat ve onun içinde aşık iki insan….
Böyle yaşanınca aşk ayaklarımız yerden kesiliyor…
Ya sonra?
Asıl konu o yerden havalanmış ayakların, yere nasıl basacağı?
İlk heyecanlar, birbirini tanıma, aşık olduğun kişi ile ilgili ilk defa duyduğun her şeyin sana kattığı haz, çok sonraları; ben bunu biliyorum ‘yeni bir şey yok’ a dönüşüyor…
Nerede espri yapacağını, nerede ne söyleyeceğini, yaşantısını nasıl sürdürdüğünü her şeyi bildiğimiz anda, aşkın o kocaman balonu sönmüş oluyor.
Her seferinde diyoruz ki; bu sefer farklı bunu hissediyorum, sonrası hep aynı ve hep aynı hayal kırıklıkları….
Çünkü ne o bizim hayalimizdeki olağanüstü insan ne de biz onun hayalindeki muhteşem kadın…
Hepimiz kusurlu, hatalarından ders alarak ya da almayarak yaşayan kusurlu varlıklarız…
Hepimizin bir çapı var o ne kadar ise o kadarız…
Ve bir kere ne olduğumuz görülünce artık keşfedecek bir şey kalmıyor….
Mesele aşkı, yıpratmadan sevgiye dönüştürebilmekte….
Çünkü o aşktan çok daha kalıcı ve kuvvetli bir duygu doğrusu….
Her beğendiğin insana aşık olunabilir, birkaç defa aşık olunabilir ama derin bir sevgi hissetmek bir kişiye ait olabilir.
Ben evliliğin sadece; aşık olarak ama sonrasında gerçek sevgiye dönüşürse olabileceğine inanıyorum…
Sevgi iki insan arasındaki kimyadır, ya vardır ya yoktur, sonradan olmaz.
Tabii ki sevgiyi beslemek ve önem vermek gerekir ama hani ‘aura’ deniliyor ya uzak doğu felsefelerinde ya da ‘enerji’. Biz de de elektriğim tutmadı diye ifade ediyorlar.
Onun olması için bir şey yapmaya gerek yok. Bir şey yapınca emek vermiş oluyorsun, huzur ve mutluluk bir miktar elde ediyorsun asıl ‘o enerjinin birbirinize uyması gerekiyor; kilit ve anahtar gibi’….
Karşındaki kişinin seni tamamlaması falan gerekmiyor, seni kendin olmaya, hayatta maskeli dolaşmamana katkı sağlaması gerekiyor. Onun yanında, yalnızken nasılsan, aynı o şekilde yaşaman gerekiyor. Yüzde yüz sen olman gerekiyor…
Hatalarında sana yardımcı olması, senin de ona yardım etmen gerekiyor. Çünkü sevgi dili bunu söylüyor. Hatasını da kabul ediyorsun, yanlışlarını da görüyorsun ama ondan vaz geçmiyorsun. Gerçek sevgi böyle bir şey….
İnsan güçlü ve yalnız da yaşayabilen bir varlık aslında. Onun için değerli, kendi başına hayatta kalması gerekiyor. Yalnız kalmamak için beraberlik, sadece çocuk sahibi olmak için yalnız başına ebeveynlik, zengin birisi ile evlenip hayatı boyunca konforlu yaşamı seçmek, her ruhun taşıyabileceği bir şey değil…
Ya da bunun bilincine varmış olanların en azından.
Sevmek yanında olmak demek değil midir? Onun iyiliği için bir şeyler yapmak, mutluluğuna çalışmak, zor zamanlarında sıkıntılarını paylaşmak….
İnsan hayatında bir kere bunu yaşamıyorsa 10 kere aşık olmasının ne anlamı var?
Ama buna değecek de birinin karşına çıkması şartıyla……