Hayata dair bir yazı... Özün önceliği
Dün katıldığım bir fotoğraf sergisi açılışında arkadaşlar ile sohbet ederken, geçmişte yaşadığımız bir olayla ilgili, arkadaş ilişkilerimizdeki yanlış anlaşılmalar, kırgınlıklar ve gösterilen hoşgörüleri konuşuyorduk. İnsan ilişkilerimizde, özellikle sosyal topluluklarda bir işi yaparken, bir projeyi gerçekleştirirken söz ve davranışlarımızla bilerek/bilmeyerek bazen karşımızdaki insanları üzebiliyor, yanlış anlaşılabiliyoruz. Bu durum gereksiz kırgınlık ya da küslüklere yol açabiliyor. Sohbet esnasında, insan ilişkilerimde özün önceliği ilkesini her zaman esas aldığımı, kişinin anlık söz ve davranışları yerine kişiliğine, özüne baktığımı söyleyince, arkadaşım, “Levent Bey bu çok güzel bir kavram bunu yazmalısın” deyiverdi.
Aslında bir muhasebe kavramı olan özün önceliği, insan ilişkilerimizde, insanların söz ve davranışlarında gerçek amaçlarını esas alan bir yaklaşım biçimidir. İkili ilişkilerimizde, eğer karşımızdaki insanı iyi tanıyor ve onun söz ve davranışlarının kötü niyetli olmadığını biliyor isek, anlayış ve hoşgörümüz ile yanlış anlaşılmaları, kırgınlık ve küslükleri önleyebiliriz. Kırmadan, dökmeden, konuşarak ve hoşgörü göstererek insan ilişkilerimizi sağlıklı bir şekilde sürdürebiliriz.
Sosyal bir varlık olan insan, yaratılanların en şereflisidir. Buna karşın, hepimiz zaman zaman hata ya da yanlışlar yapabiliyoruz. Dinimize göre samimiyetle yapılan her iyilik, sadaka hükmündedir. Bu nedenle işin aslı, insanın iyiliği ve insanın özüdür. İnsan ilişkilerimizde özün önceliğini, insan olmanın önceliğini asla unutmayalım. Özünüz insan, önceliğiniz hoşgörü olsun…
Saygılarımla.
Levent KÜÇÜK
Genel Başkan
Tüketiciler Derneği (TÜDER)