Hayata dair bir yazı... ''Dilencilik yapmak, dilendirmek''
Geçtiğimiz gün Kadıköy Metrosu’ndaki yolculuğum esnasında, dilencilik yapan kadına, o sırada yolculuk yapan özel güvenlik görevlisi kadın “Hemen aşağıya in” şeklinde yüksek sesle bağırarak müdahale edince, yanında oturan başka bir kadın “Ben avukatım, o şekilde bağırıp, müdahale edemezsin” deyince, metronun içinde bir sessizlik oluştu. Dilenen kadın gözden kaybolurken, müdahale eden özel güvenlik görevlisi kadın da sustu. Birkaç kişinin homurdanması sonrası yolculuk devam etti.
Metroda, Marmaray’da, vapurlarda, meydanlarda, cadde ve sokaklarda, doğrudan dilenerek yardım isteyen ya da kalem, kağıt mendil, yara bandı gibi ürünler satarak veya hastalığını ileri sürerek yardım isteyen kişilere rastlıyoruz. Bazen aynı kişileri, hep aynı yerlerde görebiliyorsunuz. Zorla satış yapmak isteyen kişilere de rastlıyorsunuz.
Çoğu zaman, gerçek ihtiyaç sahiplerini ayırt etmekte güçlük çekiyorsunuz. Durum böyle olunca, yardım etme isteği ile güvensizlik duygusu arasında çelişki yaşıyorsunuz.
Ülkemizdeki mevzuat hükümleri gereğince dilencilik yapmak ile dilendirmek farklı yasal düzenlemelere tabi tutulmuştur. Dilencilik yapmak eylemi, 5326 sayılı Kabahatlar Kanunu’nun 33. maddesi gereğince “Kabahat” olarak düzenlenmiştir. Dilendiricilik yaptırmak ise, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 229. maddesi gereğince “Suç” olarak sayılmıştır.
Dilencilik yapan kişiye, 2024 yılı için 6.425.- TL idari para cezası verilir. Ayrıca, dilencilikten elde edilen gelire el konularak, mülkiyetin kamuya geçirilmesine karar verilir.
Dilenciler tarafından rahatsız edilen vatandaşlar, dilencilikle mücadelede görevli kolluk kuvvetleri ile Belediye Zabıta Birimlerine şikayette bulunabilirler. Günümüzde, dilenciler vatandaşlar tarafından pek şikayet edilmiyor. Genelde, kolluk kuvvetlerinin ve zabıta birimlerinin denetimleri ile önlenmeye çalışıyorlar. Basına yansıyan haberlerden, denetimler sonrası üzerlerinden yüklü miktarlarda paralar çıkan dilencilere rastlıyoruz.
Dilenci çocuklarla ilgili olarak ise, çocuğa yönelik ihmal ya da istismarı fark eden kişi, 183'ü (Aile, Kadın, Çocuk, Özürlü ve Sosyal Hizmet Danışma Hattı) arayarak Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne şikâyette bulunabilirler.
Gönül ister ki, insanların dilenmeye ihtiyaç duymadığı bir dünya düzeninin ve sosyal devlet anlayışının var olmasıdır. İnsanların merhamet ve yardım etme duygusunu istismar eden, insanları rahatsız edecek boyuta ulaşan (Bir yaşam şekli, bir meslek şeklinde) dilencilik girişimlerinden, toplum olarak rahatsız oluyoruz. Bu tür kişilere karşı etkin mücadeleler yapılması gerekmektedir.
“Veren el alan elden daha hayırlıdır” anlayışına uygun olarak, gerçek ihtiyaç sahiplerine, gizlilik içerisinde yapılan yardımların en doğrusu olduğu kanaatindeyim.
Saygılarımla.
Levent KÜÇÜK
Genel Başkan
Tüketiciler Derneği (TÜDER)