Hava yolu şirketleri radikal değişiklikler yapmalı artık..

Güncelleme:

Uçak Atlas Okyanusu" na düştü.. Nedeni de henüz belirlenemedi..Air France Havayollarına ait Airbus tribülansa  girdi ve okyanusun dibine çakıldı diyoruz.

Aslında Airbus" lar uçaklar arasında en güvenli sayılan, teknik donanım açısından da , en gelişmiş sayılan uçaklar..Eskiden karayoluna oranla en güvenli ulaşım aracı havayolu denirdi. Şimdi her gün neredeyse bir uçak kazası haberiyle karşılaşıyoruz.

Çünkü artık hava trafiği o kadar yoğun ki, uçaktan aşağı bakıyorsunuz, altınızda, üstünüzde vızır vızır bir sürü uçak. Bir sürü sefer, bir sürü hava yolu şirketi. Bu kadar yoğun hava trafiği olunca da, istenmeyen kazalar kaçınılmaz oluyor.

Geçen gün sevgili Elif Erişi ile konuşuyoruz.İstanbul" dan , İngiltere" ye evine dönerken yaşadığı bir sıkıntıyı benle paylaştı.  Londra havaalanında  o kadar yoğunluk varmış ki, uçak tam inişe geçtiği sırada hava alanını pas geçip, tekrar havalanmış ve 45 dak. iniş izni için, Londra üstünde daireler çizmiş. Elif" çik de doğal olarak çok gerilmiş.

Ben olsam sıkıntıdan patlardım her halde, zaten uçak fobim var bir de 4-5 saat uç sonra, 45 dak. havada  oyalan hiç bana göre değil…

Bir başka rahatsız edici konu;  hava alanına  gidiyorsun, 2 saat önceden giriyorsun. 2 saat çok erken . Zaten uçuş için saatlerce havada kalıyorsun, bari havaalanına  daha geç  gel ki canın sıkılmadan biraz daha vakit geçirmiş ol . Yok güvenlik nedeniyle, saatlerce oluşan uzun kuyruklarda bekle,üstünü başını  her şeyini çıkar, uçakta  yanına hiçbir şey alama, bir de plastik poşet veriyorlar, yanına alacağın şeyler varsa, ilaç v.b patoloji labaratuarına gider gibi yanında taşı.

Ben çok rahatsız oluyorum. Belki  çözüm için  biraz da  sivil  havacılığın gelişmesi lazım. Yani bir jetgiller durumu olmalı. Gerçi bazı küçük dört kişilik uçaklar satılıyor, adeta otomobil gibi ve düşme tehlikesi olduğunda, üstünde paraşüt açılıyor, ani iniş yaptığınızda uçak düşmüyor, paraşütle yavaş yavaş iniyor ama olduça pahalı 1 milyon dolar gibi bir rakama.. Bence biraz daha ucuzlayabilir..Sivil havacılık yoğunlaşırsa da, otomatik olarak genel havacılık da daha rahatlar..

Ama havayolu şirketleri, tüm dünyada bu işe o kadar büyük yatırımlar yapmış ve o kadar büyük gelir elde ediyorlar ki, sivil havacılığın gelişmesini istemezler.

O zaman da insanlar, tepkisini ortaya koymalı ve böyle uçuşu tercih etmemeli, trenle seyahat etmeli, gemiye binmeli. Ama bakıyoruz bazı insanlar , yok uçak düşse de, biz yine uçakla seyahat  ederiz diyor. O zaman da bize bir şey demek düşmüyor. Ne yapalım kendi düşen ağlamaz..

Benim gibi daha önce uçakta panik atak geçirmiş, korkan insanlar için de hava yolu şirketleri tedbirler almalı mesela, uçakta  heyecanlanan insanlar için sakinleştiriciler olmalı, kalp hastaları için şok cihazları ya da doktor bulunmalı. Sivil havacılık için kullanılan uçağın üstünde açılan paraşütler , büyük uçaklar için de kullanılmalı..

Benim aklıma ilk etapta bunlar geliyor, daha da iyi şeyler yapılabilir, önemli olan insanların hayatını zorlaştırmak değil, kolaylaştırmak olmalı..

Ben hava alanına saatlerce önceden gidip, kuyruklara girip üstümün dakikalarca aranmasını istemiyorum. Aransın tabii ama daha çabuk, saatlerce beklemek çok sıkıcı içime fenalık geliyor..

Mesela bir tanıdığımız, uçakla Bodrum" dan dönmüş, klimalar çok açıkmış, hastalanıp, üşütüp dönmüşler..

Bunlar önemsiz şeyler gibi gelebilir ama alt alta yazınca hiç de öyle önemsiz olmuyor..

Ben bireysel olarak görevimi yerine getireyim, artık bu işlerle ilgilenen insanlar ne kadar kaale alır, ne kadar bu sorunlar ciddi ciddi masaya yatırılır ? Onu bilemem ama herkes kendi üstüne düşeni yapsa   yaşam çok daha yaşanılası  olur  onu söyleyeyim..