Gözün kör olsun yoksulluk!
İşsizlikle birlikte –bir ölçüde onunla da ilgili olan- en berbat olgu; yoksulluktur.
İnsan doğası –yaradılışında bir arıza yoksa- iyiyi, güzeli, refahı, mutluluğu arar.
Hakkıdır. Bizim insanımız da güzel bir yaşam sürmeye hakkı vardır. Ama acaba ne durumdadır?
TÜİK “Gelir ve Yaşam Koşulları” 2015 anketine göre yurttaşlarımızın % 14.7’si yoksulluk sınırının altında yaşıyor.
Yoksulluk ile mutluluk bir arada sanırım sadece beyaz perdede oluyor.
Aynı anketteki diğer tespitler zengin yoksul gelir uçurumuna ilişkin çarpıcı tespitler içeriyor:
- Yaklaşık 12 milyon kişi yıllık 8 bin liranın altında gelirle yaşıyor…
+ En yüksek gelir grubu milli gelirin yüzde 46.5’ine sahip bulunuyor…
Türkiye’de Yoksulluk ve Muhtaçlık Durumu / 2016 Raporu da kaygı verici verilerle doludur.
Sosyal yardım ve hizmetler harcamasının 2015 yılı tutarı 28,5 milyar TL olarak gerçekleşmiştir.
Bu anlamda bu paraya nüfusun en zordaki kesimleri ihtiyaç duymuştur. Rakam, ciddidir.
Bununla ilgili bir başka ciddi rakamı yukarıda TÜİK belirtiyordu: nüfusumuzun %15’i yoksuldur!
Resmi verilere göre ülkemizde her beş kişiden ikisi “yardımsız” yaşayamaz durumdadır.
Ona da ne kadar “yaşamak” denir; o ayrı bir tartışma konusu olsa gerekir.
Sadece 2012’de 23 milyon 668 bin olan muhtaç sayısı iki yılda 30 milyon 500 bine ulaşmıştır.
Demek ki, kahredici bir sorun olan “yoksulluk” artmakta ve muhtaçlık tablosu ağırlaşmaktadır.
Bakanlık diyor ki; 969 bin hane eğitim, 681 bin hane yakacak yardımı almak zorunda!
2015 yılında 3 milyon 172 bin hane (300 bin ‘eş vefatı’ ve 101 bin ‘asker ailesi’) yardım almış.
Geçen yıl 2 milyon 13 bin öğrenciye 30-50 TL arası değişen oranda şartlı yardım yapılmış.
Elbette sosyal devletin bir görevi de bu; ama modern devlet daha geniş bakmaya mecbur:
Vatandaşlarına kaliteli sağlık ve eğitimi parasız sunmak, onlara iş ve insanca emeklilik sağlamak!
Sosyal Yardımlar Genel Müdürlüğü ile Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakıflarına düşen “iş”ten
Daha fazlası, üretim yatırımları ve gelir dağılımından sorumlu olan kamu kurumlarına düşmelidir.
Yoksulluğu gerçek anlamda işte o zaman yenmeye başladık ve insanca bir yaşam kurduk demektir!