EYT erken emeklilik değil, hak mağduriyetidir
2015 yılından beri ülkede yüksek sesle tartışılan bir konu haline gelen EYT hak mağduriyeti konusu, 2023 seçimleri öncesi artık final bölümüne girdi.
Hükümet, mağdurların sesine kulak verdi ve kimi çevrelere göre ve seçim ve oy hesabı yapması sebebiyle (ki bu haklı bir sebep olarak görülebilir )hak mağduriyetini ortadan kaldıracak bir yasa hazırlığına başladı.
2023 bütçe çalışmalarına bu mağduriyetle ilgili yasayı da ekledi.
EYT meselesindeki hak mağduriyeti, 1999 Eylül ayında değişen yasayla ortaya çıktı. Maç devam ederken kural değişince, taraflar içerisinde buna itiraz edenler olması doğaldır.
Belirli sayıda iş günü ve belirli çalışma yılı ile emekli olmak için çalışmaya başlayanlar, bir baktılar ki; önlerine bir de yaş engeli konuldu.
Bu düzenleme, o dönem sosyal güvenlik sistemindeki sıkıntıların giderilmesine yönelik atılan bir adımdı ama binlerce mağdur doğurdu.
Bazı kafalarda çok çatlak sesler çıkıyor.
Bilen de konuşuyor bilmeyenler de. Bugün çalışanların, EYT'lilerin maaşları için yıllarca çalışacakları gibi komik, insafsızca yorumların yapılması üzücüdür. Bugün EYT'li diye küçümsenen bir çok insan 9000/ 10000 bin prim ödemiştir. Peki bu kişiler daha önce emekli olanları sübvanse etmiş olmuyor mu?
Oluyor, çünkü sistem böyle.
Elbette, ortada geleceği etkileyen bir durum olunca kıskançlıklar da bu ortamda fazlalaşıyor.
Kanun belli sayıda prim istemişse ve çalışan, ikinci olarak istenen yıl şartını da tamamladıysa yaşının kaç olduğu kimi ilgilendirir ?
Devlet kaynak yaratmakta sıkıntı yaşamaz. Devletin asli görevlerinden birisi denetim mekanizmasıdır. Denetim görevini yerine getirirse, kaçak, haksız ödemelerin önüne geçilirse, hak kazanmış EYT emeklisine kimse devleti batıracak virüs gözüyle bakmayacaktır.
Sürekli olarak borç sıfırlanmazsa, faizler silinmezse, vergi afları gelmezse devletin gelir kaleminde sıkıntı yaşanmasının önüne geçilmiş olur.
Bu noktada benim, sosyal medyada önerdiğim bir gelir kalemini burada da tekrarlamak, bir örnekle kayda geçmesini sağlamak isterim.
Emeklilik ferdi bir kazançtır. Bunun yanında aileye bırakılan bir miras olarak da hukuk sistemine girmiştir. Emekli bir ebeveyn vefat ettikten sonra bekar çocuklara, emekli maaşının kalması bir sosyal devlet geleneğidir, sürdürülmesi doğaldır. Fakat ölen eşin maaşının geliri olmayan eşe verilmesi devam ederken, emekli olan, emekli maaşına bağlı geliri olan diğer eşe geçmesi engellenmelidir. Bu şekilde çok önemli bir gelir kaynağı kendiliğinden doğacaktır.
Türkiye devleti büyük ve güçlüdür. Yüzlerce vergi dilimi var, gelir sağlayacak alanlar, sektörler var. Hak kazanmış bir vatandaşın yaşı bahane edilerek ekonominin çökeceği korkusunu yaymak devleti küçük göstermektir, bundan kaçınılmalıdır.
Bu dönemde ve emekliliğin bir seferde gerçekleşmesinden ötürü özellikle küçük ölçekli özel şirketlere tazminat sorumluluğu ağır gelebilir. Bu noktada da devlet gerekli desteği verecektir, vermelidir. Uygun taksitli kredilendirme bunlardan birisi olabilir.
EYT'lilere "Erken Emekli" gözüyle bakılamaz. EYT'liler yıllarca devlete prim ödemiş, hakkı elinden alınmış ve hala çalışan, Türkiye'nin önemli iş gücünü oluşturanlardır: Bugün EYT li olan bir tanıdığınıza sorun; ya, 9000 / 10000 primi vardır, ya da çalışmaya çok erken başlamıştır. Neden erken çalışmaya başladın diye sormadığınız hiç kimseye neden erken emekli oluyorsun deme hakkın da yoktur.
EYT en kısa zamanda, büyük çoğunluğun isteğine uygun olarak, tekrar yaş eşiği getirilmeden, prim ve çalışma yılı öncelikli olarak kanunlaşmalı, yeni bir mağduriyet yaratmadan insanlara hakları teslim edilmelidir.