Evladını yitirmiş kahraman babalar
AYNA
Türkiye tarihinin her sayfasında kara bir acı görülür. Bu kadar acı çektirilmesine rağmen hayata sıkı sıkıya bağlı bir toplum var mıdır yeryüzünde, bilemiyorum! Bu ülkede olan hep annelere oluyor, annelere, babalara oluyor; her şey unutulup geçiliyor, sözler uçup gidiyor... Ama yangın yeri yüreklere işlenen acıları hafifletmek mümkün olmuyor, olamaz da.
Acının ne demek olduğunu en iyi Türkiye’deki babalar bilir.
Gencecik yaştaki evladını yağlı bir urgana teslim etmiş olan Deniz Gezmişin babası... Büyüsün istemediği evladının yaşı büyütülerek idam edilişini tecrübe eden Erdal Eren’in babası…
Ceylan Önkol’un parçalanmış bedenini elleriyle toplayan, olay yerinde, “can güvenliği sebebi ile” yeterince inceleme yapılmadığı için ve delilleri, lazım olacağı inancıyla evinde bekleten, gariban babası mesela…
Dövülerek öldürülen Ali İsmail’in babası, çocuk olmadan “terörist” olabilen Berkinin babası… Bu ülkede artık “iyi şeyler olsun” diye sokağa çıkan ama hayatlarını teslim eden onlarca gencin isimsiz ama kahraman babaları…
Van’da, ölen oğlunu karlı havada, sırtında kilometrelerce taşıyan kahraman baba… Bu hayatın onca yükünü taşımış olan bu adamın hala sırtındadır o soğuk ağırlık. Kucakladığı, öpüp kokladığı oğlunun cansız bedenini taşıyan baba için ne ağı bir yük... Düşünsenize…
Soma’da maden kazasında ölen babaların, geride bıraktığı erkek çocuklarının adı “acı” kızların ise “keder”dir artık. Maden’de ölen çocuklarının mezarı başında ağlayan babaların gözyaşları ise bu ülkenin sessiz akarsularıdır, kimse bilmez, kimse görmez...
Babamı çocuk yaşta kaybettiğim yıldır 1984… O kahrolası 1984 yılından beri toprağa verilenler var mesela… 22 bin terör örgüt üyesi var, 10 bin civarında asker, polis, korucu… Kimisi babaydı belki ama neticede hepsi çocuktu. Sonsuzluğa gittiler. Geride babalar gözü yaşlı kaldı. Doğduğu günden beri, yerdeki taştan sakınırken, kurşunlardan koruyamayan babalar…
Her babalar gününde olduğu gibi bu babalar günüde de hatıralar canlanacak ama evdeki boşluk canlanan hatıra ile dolmayacak maalesef. Çocuğunun kaybeden bir babayı hiçbir şey teselli edemeyecek.
Babasız kalan çocuklar
Babasını yitirmiş bir çocuk her zaman eksik büyüyecek. Ama kader deyip geçecek, hayat devam ediyor lafı ile teselli ederken kendisini.
Mektuplar yazacak çocuklar yitirdikleri babalarına “canım babacığım” diye başlayan. Ama o mektuplar sahiplerine hiç ulaşamayacak! Sessizce ağlayacak kimselerin görmediği yerlerde, karanlıklarda, belki mezarı başında... Yastığa gözyaşları ile yazarken adını.
Her ne olursa olsun, bir çocuk için artık dönmeyecek olan bir babanın bıraktığı boşluğu hiçbir şey, hiç kimse dolduramayacak. O boşluk yüreğin ortasında yer yapacak ve son nefesini verene kadar acıtacak.
Eğer babasını yitirmiş bir çocuk görürseniz çevrenizde, yaşı kaç olursa olsun… Ona acıyı tarif etmeyin; çünkü o en büyüğünü yaşayarak öğrenmiştir.
Çocuğu yaşayan için zaten en büyük hediye çocuğunun nefesidir. Çocuğunun uzun ve sağlıklı yaşamasından başka bir beklentisi olmaz bir babanın. Eğer babanız sonsuzluğa uğurlandı ise, gidin mezarına ve dökün içinizi... Ağlamak utandırmasın ağlamak içinizden geliyorsa.
Babasının elini tutabilen, yüzünü görebilen, sesini duyabilenlerdenseniz ise, şanslısınız…
Babalar gününüz kutlu olsun. Öpün birbirinizi doyasıya, Bu dünyada kader denen bir şey var!
Bu yazılara da bir göz atın lütfen
2009- SİZİN HİÇ BABANIZ ÖLDÜ MÜ?
2010- BABANIZ SES VEREBİLİYOR MU?