Elif Şafak ve üslubu.

Güncelleme:

Elif Şafak ve Aşk, denince  son günlerde herkeste ortak bir tavır beliriyor.

Ahenkle dans eden kelimeler, B harfiyle başlayan bölümler  ve içinize işleyen duygular. Akıcı, sürükleyici bir serüven.  Beğendirme  endişesi taşımayan, kendinden emin ama bir o kadar da  cafcaflı  bir anlatım. Dünyevi ve İlahi Aşk" ın birbirine geçmiş hali…Belki de zaten hiç ayrılmamış olduğu bilgisi.

Daha önce maalesef  Elif Şafak romanı okumamıştım, tabii ki ona özgü bir durum değil, genellikle spirtüel kitapları seçtiğim, varoluş meselesine kafayı taktığım , romandan ziyade hep  ruhsal dünyama  ışık tutacak kitaplar aradığımdan..

Geçen gece Saba" nın programında rastladıktan sonraysa , ertesi gün ilk işim hemen koşup, Şafak" ın  "Aşk" isimli  romanını  satın almak oldu.

İyi de oldu, gece yarısı okumaya başladığım kitabın yarısına kadar gelmiş oldum, aslında tamamını da okuyabilirdim ama bazen 1-2 günde bitirmek daha keyifli geliyor..

Şems" in 40 öğüdü başlı başına bir alem , bana sevgili Özhan" ım göndermişti. Kitapla birlikte okunduğunda ise  anlamlar daha bir yerli yerine oturuyor.  İnsan istiyor ki, her cümleyi zihnine nakşetsin  ve yaşamında ardı ardına aydınlık kapılar açılsın.

"Aşk" la  ilgili röportajında, "tasavvufun  ne kadar içindesin ?" sorusuna verdiği yanıttan sonra; kitabın aslında ruhsal anlamda insanı besleyen, kendine bir ayna tutmasını sağlayan bir tarafı olduğunu sezinledim.

Şafak" ın , hayranlığıma neden olan yanıtı şöyleydi ; Tasavvuf  büyük bir umman ve okyanussa eğer, herkes kendi kabınca alabildiğini  çeker, benim de kabım ne kadarsa, bir bardak,  ya da bir kova, ben de Tasavvufu o kadar algılayabiliyorum demektir.  Bunun kararını ve değerlendirmesini de en iyi okuyucu yapacak..

Ne kadar hoş değil mi? Sadece bir söz bile, eserin tamamı hakkında insana ne kadar çok bilgi veriyor.

Tabii ki kibire bulanmamış bir kişilik , mütevazı bir yaklaşımla , daha çok öğrenme ve kendini geliştirme şansı yakalayacaktır.

Her zaman ve herkes için geçerli bir oluşum..

Keza , Mevlana" nın bir sözünden yola çıkarak yaptığı " Pergel" benzetmesi de ayağı çok yere oturmuş bir açıklamaydı.

Sunucunun, tarzını nasıl yorumluyorsun sorusuna verdiği yanıt " Pergel gibi " oldu.  Kendini bir ayağıyla folklorik, yöresel, diğer ayağıyla evrensel  gördüğünü söyledi.

Bence bu yanıt da çok hoştu, bütün sanatçılar hem etnik olmayı, kendi kültürlerini tanıtmayı, aynı zamanda da tüm dünyaya  hitap etmeyi ister. Çok farklı bir durum olmasa da, kendi tarzını pergele benzetmesi, yazı dilinde olduğu kadar konuşma üslubunda da bir zenginlik içersinde olduğunu anlatıyordu. Bence   Şafak" ın bu özelliği de her yazarda olmayan bir renk katıyor kendisine..

Cümleler üzerindeki bu hakimiyet, eserin de ne kadar başarılı olduğu hakkında zaten insana fikir veriyor.

Tamamını bitirmesem de, Elif Şafak ve Aşk hakkında yorum yazmak için sabırsızlandım doğrusu, tıpkı kitabı sonuna kadar okumaya sabırsızlandığım gibi..