Ekrem beye açık mektup
Belli ki CHP yönetiminin karar mekanizmasının arka planda ki en önemli unsur sizsiniz.
Görünen o ki, önümüzdeki seçimlerde yaşanabilecek bir başarısızlığı Ankara’ya mâl ederek yeni ufuklara yelken açmayı planladığınız konforlu bir alan yarattınız kendinize.
Elbette, “aynı suda iki kez yıkanılmayacağını” bilecek kadar tecrübeli bir donanıma sahip olduğunuzu var saydığım için bu kanaate sahip oluyorum.
Yoksa geçmişte; 1991 seçimlerinde DEM partinin o gün ki karşılığı olan HEP partisinin, hem de başında rahmetli Erdal İNÖNÜ’nün bulunduğu SHP’yi nasıl yok ettiğini unutmuş olamazsınız.
Anladık! 1991 seçimlerinde Özgür bey de siz de çok gençtiniz ayrıntıları hatırlamıyorsunuz diyelim, ama partinizin tarihini kitaplardan da mı okumuyorsunuz? Ya da partinizin hafızasını temsil eden yaşayan siyasetçilerden hiç mi faydalanmıyorsunuz?
Ayrılıkçı bir siyasetin açık temsilcisi olan DEM partisi ile açıkça flört etmenin sonucunun ne olacağını umuyorsunuz?
Atatürk’e ve Cumhuriyete sadık milyonlarca ülke insanının gelip size tıpış, tıpış oy vereceğini mi düşünüyorsunuz?
Tıpış, tıpış sandığa gidenlerin, Ekmelettin İhsanoğlu tecrübesinde işe yaramadığını unuttunuz mu?
Hadi diyelim ki her ne kadar yakın bir ihtimal olmasa da seçimi kazandınız, bunun bir “Pirus” zaferi olacağını ne İstanbul’a ne size ne de Ülkeye bir fayda sağlamayacağını görmüyor musunuz?
AKP’in dayattığı çift kutuplu siyaseti avantaja dönüştürebilecekken niçin bu kadar hoyratça heba ediyorsunuz?
Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin 2. Turunda geç de olsa hatasını anlayarak Zafer Partisini keşfeden, siyaseten sebebi varlığınız Sayın Kılıçdaroğlu’nun sonundan hiç mi ders almıyorsunuz?
Araştırmalarda şu anda az bir farkla önde çıkmanızın, seçimin son düzlüğünde kazanmanıza yeteceğine mi düşünüyorsunuz?
İstanbul’a çökmek için her türlü iktidar gücünü kullanmaktan çekinmeyecek olan karşınızdaki yek pare blokun, insanımızın milliyetçi duygularını kaşıyıp istismar edeceğini hesap etmiyor musunuz?
Sevgili Ekrem bey.
Daha Beylikdüzü CHP ilçesinde siyaset yaparken size de emeği geçmiş olan eski bir parti yöneticiniz olarak tavsiyem, bir an önce Atatürk’ü ve onun değerlerini hatırlamanız olacaktır.
Şu an, size ve partinizin genel merkezine bu izlediğiniz stratejiyi kimler oluşturduysa, onları ve onların yurt içi ve dışı bağlantılarını bir kez daha gözden geçirmenizi bir kamuoyu araştırmacısı olarak öneririm.
Genetiği değiştirilmiş bitkiler gibi, partinizin de genetiğinin değiştirilmeye çalışıldığını geç olmadan fark etmeniz dileği ile sevgiler.