Eğitimde Fırsat Eşitliği ve Bilimsel Gerçekler

Güncelleme:

Fırsat eşitliği, bütün yurttaşlara tüm öğretim kademelerinin en üst basamağına kadar çıkma hususunda hak ve eşitlik sunan kavramdır. 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Bildirisinin 26. Maddesi bu konu ile ilgilidir. Her bireyin eğitime hakkı vardır. “Eğitim parasızdır, hiç olmazsa ilk ve temel eğitim açmazlarında böyle olmalıdır. Teknik ve mesleksel öğretimden herkes yararlanmalıdır. Yükseköğretim, liyakatlerine göre herkese tam eşitlikte açık olmalıdır.”  

     İnsan Hakları Evrensel Bildirisine göre, eğitimin parasız olduğu ifade edilse de velilerimizde fotokopi, temizlik başlığı altında 46 kalemde, velilerden ücret alınmaktadır. İlk ve temel eğitim verilmelidir denilmektedir. Ancak bu hususta da çıkmazlarımız bulunmaktadır. Türkiye İstatistik kurumu verilerine göre, ilköğretimde okullaşma oranı %98’dir.Yükseöğrenimdeki veriler daha da ilginçtir. Yükseköğrenimdeki okullaşma oranı %38’dir.

         Osmanlı imparatorluğu zamanından beri çıkarılan çeşitli yasalarla eğitimde fırsat eşitliği ilke olarak kabul edilmesine rağmen, hiçbir yönetim döneminde bu ideale ulaşılamamıştır. Bunun en büyük nedenlerinden biri devletin sağladığı olanaklar ve halkın gelir düzeyidir.

      Türkiye İstatistik( TUİK) verilerine göre, en yoksul kesim ile zenginler arasındaki gelir farkının 2010 yılında sekiz kat olduğunu açıkladı. Öte yandan, Türkiye’de hane halklarının ortalama yıllık kullanılabilir geliri de 22 bin 63 lira oldu. TUİK, Gelir ve Yaşam Koşulları Araştırması 2010 verilerine göre, nüfusun yüzde 16,9’u yoksulluk sınırının altında bulunurken, sürekli yoksulluk riski altında bulunanların oranı da yüzde 17 olarak gerçeklemiştir. En yüksek Türkiye’de hane halkı başına düşen ortalama yıllık kullanılabilir gelir 22 bin 63TLdür. Bu veriler bize, eğitimde fırsat eşitliği bir ideal olmaktan öteye gitmemektedir

    Diğer taraftan, halkın gizil güçlerini ortaya çıkarmada bir fırsat olan halk eğitim merkezleri yeterli gelmemektir.  Sayıları 2011’de 938’e ulaşan halk eğitim merkezleri, nüfusumuzun yoğunluğu düşünüldüğünde, yeterli olmadıklarını görmekteyiz.

         Eğitimde fırsat eşitliğinin sağlamasında, devletin eğitime ayırdığı bütçede önemlidir. 2013’de yapılan bir çalışmaya göre, 2009 yılı baz alındığında OECD ve AB ortalamasının gerisinde olduğu görülmektedir. Bu ülkelerle karşılaştırıldığında, onların 1-2 kat daha aşağıda olduğu görülmektedir.

       Yine, fırsat eşitliğinde, önemli olan bölge okulları, burs, kredi olanakları da yeterli olmamaktadır.

      Sonuç olarak, toplumların gelişmişlik düzeyi, eğitime verdiği  önem ile ilgilidir. Bu önemi belirleyen en önemli etkenlerden biri de eğitimde fırsat eşitliği ilkesinin sağlanmasıdır. Ancak ülkemizde, bu ilkenin göz ardı edildiğine şahit olmaktayız. 

Diğer Yazıları
Özsaygı düşüklüğü ve yalnızlaşma
Analitik beceri ve yöneticiler
Öğrencide akademik özgüven
Adalet sever insan yetiştirme üzerine
Kendini gerçekleştirme