Dünyanın En Zengin ve En Yoksul Ülkeleri

Güncelleme:

Anlamlı bir deyişimiz var: Zenginin malı züğürdün çenesini yorar!

Amacımız “zenginlik” üzerine gevezelik, fukaralık üstüne edebiyat yapmak değil…

Ancak burada orada ve her yerde refaha, hakkaniyete, istikrara ihtiyaç var.

Refahın tanımı tekil, yolu, tek değil. İşi doğru tutanlara ve işimize bakalım!

Kişi başına gayrı safi milli hasıla temelinde uluslararası geçerli ölçümler de esastır.

Bu ölçümü satın-alma gücü partisiyle, enflasyon ve yaşam standardı ile birleştirince;

Katar, Lüksemburg ve Singapur; küresel zenginlikte ilk 3’ü oluşturmaktadır.

Bu ülkelerin nüfusu ve toprağı görece “azdır” ama;

3 boyutlu denklem; gsmh+/ppp(satınalma gücü)+/- enflasyon; bu sonucu vermektedir.

Aşağıda şampiyonlar liginin kişi başına ve dolar bazında gerçekliği var (*):

 

Katar                          105.091

Lüksemburg                79.593

Singapur                      61.567

 

Norveç                         56.663

Burnei Sultan.             55.111

Hong Kong                  53.432

 

ABD                             51.248

Bir.Arap Emir.              49.011

İsviçre                          46.474

 

Vatikan, Monaco, San Marino, Andora nerede diye soran olabilir. Onlar skala dışı.

Iskalanmalarının nedeni “çok küçük ölçekli ekonomiler” olmaları…

Fakat diğer tarafta acı bir gerçek var: Demokratik Kongo büyük yoksulluğu ile ortada.

Listenin “ortalarına” devam ettikçe “daha aşina olduğumuz ülkeler karşımıza çıkıyor:

 

44.sırada Yunanistan          27.008
45.sırada Rusya                  25.350
46.sırada Türkiye               20.299
47.sırada Azerbaycan        18.913

 

Yıllık 2000 doların altında yaşayan 22 ülke arasında ise; Haiti, Uganda, Raunda, Etopya, Mali, Nijer gibi ülkeler var… Eritre’de örneğin, kişi başına düşen yıllık gayrı safi milli hasıla 1.201 dolar!

Bu tablo bu dağılım bu ortalamalar ne kadar adaletsiz bir dünyada yaşadığımızın da bir göstergesidir.

Ülke var halkı yıllık 50 bin dolar elde ediyor, ülke var; bin dolarlık yoksulluk yaşanıyor.

Geliri, hayatın olanaklarını, alt yapı hizmetlerini hakkaniyetle sağlayamıyoruz.

Sırf şu örnek bile bunun ne kadar böyle olduğunu gösterir:

Obezite tehlikesi altında (çoğunluğu ‘refah toplumlarında’) 42 milyon çocuk yaşıyor.

Aynı Dünya’da sadece Avrupa’da 49 milyon çocuk açlık tehdidiyle karşı karşıya.

Evet, ister istemez: zenginin malı züğürdün çenesini yoruyor ve bu adaletsiz dünya aslında aç için de tok için de nice tehditler içeriyor.

Gün yitirmeden insancıl, dengeli, doğa dostu yeni bir yaşam kurmaya bakmalıyız.

Refahı, zenginliği daha adil dağıtmalı, geliri, imkanları daha hakça paylaşmalıyız.

 

__________________________________________________________

(*): 2013 yılı IMF verileri. Global Finance Magazine.

Diğer Yazıları
Hedefi 12'den vurmak!
Sömürü ve savaş
Ordumuz kadar ekonomimizi de güçlendirmeliyiz…
Trump neden kazandı?