Dünya Mutfağı ve Halkın Sofrası
Haberleşme, iletişim ve etkileşimin etkisiyle mesafe zaman çarpanı giderek küçülen dünyamızda; ulusal, bölgesel, küresel ölçekte ekonomilerin ortak hedefi “büyümek”.
Artı değer dışında her moment açısından ekonomi ve ticarette bileşik kaplar kuramı geçerlidir: Birileri büyürken diğerleri yerinde sayar ya da küçülür.
Daha rasyonel ve konvansiyonel tespitle; birinin kazanımı diğerinin kaybına da karşılık gelebilir.
Nasıl kazanılacağı neden kaybedildiği ile ilgilidir.
“Yerinde sayan” ve kazananları bırakalım, bir ufuk turu yapalım sorunlu alanlara bakalım:
Çin’de büyümede düşüş var. Brezilya’da kredilerde, daralma söz konusu.
Rusya, petrol fiyatlarından olumsuz etkileniyor, Hindistan beklentinin altında büyüyor.
Fakat asıl ilginç olan cari makro dengelerde gerilemeye karşın daha önceki büyümeden dolayı yaşam standartlarındaki ilerlemelidir…
Örneğin Çin’de tedrici gelir artışı işçi ücretlerinde beklentileri ve kolayda mallara olan talebi hiç olmadık şekilde ve daha önce görülmedik bir hacimde artırdı.
Bu, gündelik hayata da yansıyor: Daha az büyüyorlar ama daha çok süt içebiliyorlar!
Hindistan’da beklentinin altında büyüyor ama 2 milyar dolarlık çikolata yiyebiliyor!
Türkiye’miz geçen yıl büyüme hedeflerini revize etti; yeterince büyüyemedi.
Ancak bizde de video oyunları üretimi ve çeşitli İslami içerikte ürünlerde artış oldu.
Makroekonomiyi ülkenin mutfağına benzetirsek, tüketim profili için de halkın sofrası diyebiliriz…
Mutfakta kaynayan tencereden daha fazlası tüketiliyorsa; bu önceki yılların stoku ve hazır gıda kompozisyonundan (ithalat) da kaynaklanabilir.
Sonuçta ekonomistler plan yapar; halklar gündelik yaşar.
Gelelim mevcudu koruyanlara veya büyüme anlamında biraz daha istikrarlı eğriler oluşturanlara…
Onlar, hem sofrayı hem sahanlığı kotaranlar.
İtalya’da sağlık testleri alanında ciddi bir katma değer yaratılmakta.
İspanya, organik tarım ürünleri için talep eğrisini oldukça yukarıya çıkarmakta.
Amerika için pazarın gözdesi soğutuculu gıda TIR’ları.
Böylesi talep yaratan ekonomiler kuşkusuz yatırımcılar için cazibe merkezleridir.
Fakat yatırım kararları açısından ne makroekonomik veriler ne de mikro göstergeler tek belirleyici olamazlar.
Aynı anlamda refahın ölçümü de günümüzde çok daha karmaşık bir hal almıştır.
“Dünya vatandaşı” için önemli olan sofra ile mutfağın dengesidir.
Üretime, katma değere dayanan bir gelişme/büyüme anlayışı ile gelirin hakça dağıtılması temelinde bir istikrar esas olmalıdır.
Dünya mutfağına en kaliteli ürünleri sunmak, ülke sofrasına esenlikle oturabilmek...
Rakamlar kadar yaşanılan hayatların gerçeği değerli ve önemlidir.