Dersim Tartışmaları ile Hedeflenen Nedir?
CHP Tunceli Milletvekili Hüseyin Aygün’ün Dersim olayları üzerine söylediği sözlerinin partisi tarafından şiddetli bir tepki ile karşılanması ile Dersim tartışmaları yeniden alevlendi. Anlaşılan o ki gazeteciler, siyasetçiler kısaca sivil toplum bu yemlemeyi bekliyormuş!
Dersim olayları (1937-1938 yıllarında) ayaklanan aşiretlere sert bir müdahale ile sonuçlandı. O dönemde ayaklanma siyasi, kültürel, ekonomik tüm boyutlarıyla devlete başkaldırı vardı ve amaç Kürdistan kurmaktı!
Tarih biliminin özü yaşanan olayları günün şartlarında değerlendirmektir. Yani tarihin görevi yorumlamaktır, hesap sormak değil. Günümüzdeki siyasi çekişme tarihsel olayları çarpıtmaktadır. Bugünlerde Dersim tartışmalarının, tarih ile yüzleşmek, maskesi altında yapılıyor olması çok tesadüfî değil.
HEDEF ATATÜRK MÜ?
Tüm bu tartışmalar yapılırken İsmet İnönü ve Atatürk üzerinde dolaşan eleştirileri, örneğin o dönemde Genelkurmay Başkanı olan Fevzi Çakmak üzerinde göremiyoruz. Bunun sebebi Fevzi Çakmak’ın muhafazakârlığıdır. Yine Muhafazakar bir siyasetçi olan Celal Bayar zaman zaman tartışmaya dahil ediliyor ama ismi üzerinde durulmadan konuyu Atatürk’e getiriyorlar. Çünkü bu noktada amaç bu ülkede halkın inanarak sevdiği tek lider olan Atatürk’ü değersizleştirmek! Zaten bu noktada bir kampanya başlatılmış olmalı ki; hasbelkader bir gazetede köşe bulanlar, ekranlara çıkanlar pervasızca ve cahil cesaretiyle, Atatürk’e katliamcı ve diktatör diyebiliyorlar!
Dersim olayından Atatürk ve Kemalizm üzerinden yapılacak bir hesaplaşma Fevzi Çakmak ve Celal Bayar’a dokunmayarak cumhuriyet ve Kemalizm’i tarihin karanlık çukurunda yok etmekten başka bir şey değildir. Bu hesaplaşma sağ-muhafazakâr siyaset geçmişi temize çıkarmaktan öteye gitmez.
Dersim olayı, sadece ‘bir parti olarak CHP’ye ilişkin bir mesele değildir. Devlet politikasıdır. Gelmiş geçmiş tüm hükümetleri ve başbakanları bağlar. Hatırlayın daha geçtiğimiz aylarda PKK ile görüşmelerin basına yansımasından sonra Başbakan Erdoğan PKK ile görüşen AKP değil devlet demişti. Şimdi nasıl oluyor da Dersim'i bombalayan devlet değil de CHP ve CHP zihniyeti oluyor...
İşte tam bu noktada zihniyetler hesaplaşmasını görebiliriz.
OPERASYONLARA DA KATLİAM DİYEN OLUR MU?
Tunceli’nin de içinde yer aldığı Doğu-Günedoğu bölgelerinde PKK terörü ile başı belada olan Türkiye uzun yıllardır sınır dışı ve sınır içi operasyonlar yapıyor. Çok sayıda terörist "etkisiz" hale getirildi, getiriliyor. Bundan yirmi, otuz, kırk yıl sonra tarihçiler ve siyasetçiler, günümüz başbakanları, cumhurbaşkanları ve AKP hükümeti katliamcı olarak tanımlaya bilir mi? Buna siyasi ve insani ahlak ne der? O günün şartlarında yani devlete karşı bir ayaklanma söz konusuysa ve siyaseten bunu engelleyemiyorsanız ne yaparsınız? İşte günümüzde PKK’ya karşı yapılan o dönemde de yapılmıştır. Dersim tartışmalarının temel hedefi Cumhuriyet ve Kemalizm bulunuyor.
SAĞ’IN SOL’A NEFRETİ
Madem Dersim’deki trajedide o dönem yöneticileri suçlu, O dönemde görev yapan herkesin bu hata’da payı var demektir. Üçüncü cumhurbaşkanı Celal Bayar, sağcı siyasetçilerimiz için önemli bir değer olan Demokrat Parti’nin genel Başkanlığını da yaptı. Silsile yolu ile CHP’den Dersim üzerinden hesap sormaya kalkıyorlarsa Demokrat Parti’nin geçmiş tarih üzerindeki etkisini de tartışmaya açmakta fayda yok mu? Dersim olaylarında Başbakan olan Celal Bayar Dersim olaylarında sorumlu değil mi?
Mesela "Dersimlileri askere almayın, silah kullanmayı ve savaş taktiklerini öğrenirlerse bize saldırırlar" diyen Fevzi Çakmak sağ siyaset içinde önemli bir yere sahip. Bu tartışmalarda bu isimler hiç gündeme gelmeyecek mi?
İŞİN UCU NEREYE VARACAK?
Bugün devlet arşivlerinden evraklar üzerinden günümüz siyasi hesaplaşması yapılırken orada ayaklanma olduğu unutuluyor veya yok sayılıyor. Oysa bugün PKK adı ile yapılan ayaklanmanın bir benzeri yapılmıştı o yıllarda. Bundan bir zaman sonra, gelecekte, PKK bizden özür talep edebilir mi?
Veya ne bileyim Ermeni iddiaları konusunda devletin tavrı ne olacak? Bugün Dersim ayaklanmasını bastıranlardan hesap sormaya kalkanlar yarın denize dökülen Yunan askerlerini de hesabını sormaya kalkabilirler. Öyle ya, içlerinde yüzme bilmeyenler olabilir, değil mi?
www.twitter.com/yolagiden
Tüm öğretmenlerimizin öğretmenler gününü kutlarım...