Çocuklar kendi yaptıkları değil, buldukları dünyada yaşarlar
Bugün dünya genelinde 264 milyon çocuk istihdamın içinde, 168 milyonu “işçi”.
Dünya’da her 5 çocuktan biri, ülkemizde çocukların % 56’sı çalışmak zorunda!
Evet, yanlış okumadınız: Oyunla büyümesi, okulda yoğrulması gereken çocuklar bunlar.
Oysa, ne 1924’teki Cenevre Deklarasyonu, ne 1989’daki Çocuk Hakları Sözleşmesi, ne de bizim Anayasa’mız böyle demiyor.
Ancak gelir dağılımı eşitsizliği ve sosyal fonların yetersizliği, çocuklara bedel ödettiriyor.
ABD’nde ‘bile’ çocukların % 20’si yoksul. Siyahiler açısından bu oran; % 38.
Dünya’nın “gelişmiş” ülkeleri çocuklarının yoksulluk sıralamasında; Yunanistan ilk sırada; İspanya üçüncü, Meksika beşinci, Türkiye on birinci, İngiltere on altıncı sıradalar.
Gelişmekte olan dünyada işler daha da sarpa sarıyor: Çocuklar savaşlarda ölmekle kalmıyor, cephelere sürülüyor, uyuşturucu ticaretine konu oluyor; insan kaçakçılığının kucağına atılıyor.
Dönelim Türkiye: Yeryüzünde ilk çocuk bayramını tanımlayan ülkemize…
2006-2012 verilerine göre çocuk işçiliğinde azalma olduysa da bilinen o ki, 399 bini tarımda olmak üzere 893 bin çocuk çalışmakta…
Daha geniş bir kavramla “ev içi istihdam” temelinde 7.503.000 Türk çocuğu okula veya oyuna değil, evin eksiğini gediğini gidermeye, küçük siparişleri yerine getirmeye koşmakta.
Buna tarımda çalışanları da eklerseniz 8 milyon 397 bin (5-17 yaş) çocuğumuz “çalışmakta”!
Okula devam ederek çalışan çocuk sayısı yarıdan fazla (%64) artmış: 445 bine ulaşmış.
Çocukların bu durumu, annelerin ve ekonominin durumundan bağımsız değil.
Ülkemizde bir hesaba göre işsizlik % 17.1 oranıyla 5 milyon 430 bin.
2006-2012 döneminde kadınların iş gücüne katılım oranı yüzde altı puanlık artış göstermiş ama sonuçta genel oran % 28.1 de kalınca bu bizi 183 ülke arasında 169. sıraya yerleştirmiş.
Türkiye'de halen servetin % 78’i en zengin % 10’un elinde. “Tasarruf “ en zor denklem.
Hak ve fırsat eşitliğini zorlayan koşulları aşmak zorundayız.
Şu demek: çocuk, ailesi için ödüldür, ancak yaşam koşullarını ona sağlayan bizleriz.
Eğitime, sağlığa, sosyal olanaklara daha çok yatırım yapmalıyız.
Kurallı bir iktisadi işleyişin en başındaki hedefine; çocukların mutluluğunu koymalıyız.