Çin Ekonomisi
Değerli okurlar, geçen Aralık ayında ‘Kızıl Süpürge’ başlıklı analizimi hatırlarsınız. Yazımda, Çin’in Amerika gibi gelişmiş ekonomilerden imalat sanayi iş yeri ‘çaldığına’ dikkat çekmiştim. Çin’in aynı zamanda, Meksika ve Türkiye gibi yükselen ekonomilerden iş yeri ‘çalarken’ çok daha önemli bir kaynak olan yabancı sermayeyi ‘yuttuğunu’ belirtmiştik. Çin ekonomisine yaklaşık 1 yıl sonra tekrar değinmemin nedeni var. Çin ekonomisinin global ekonomide ağırlığı giderek artmakta. Çin dünyanın ekonomik pastasından giderek daha büyük bir dilim alırken beraberinde getirdiği belirsizliklerlede dikkatleri topluyor.
Büyükler Liginde Çin:
Çin ekonomisi 2002 senesinde ABD, Almanya, Japonya ve Fransa’dan sonra dünyanın beşinci büyük ihracatçı ülkesi oldu. 2003 senesinin verilerine göre Çin Fransa’yı geçip bu yıl dünya dördüncüsü olacak. Çin’in performansı şimdilik Asya bölgesinin ekonomik itici gücü durumunda. Ancak dikkatli bakıldığında durum biraz daha hassas gözükmekte. Örneğin, Çin Asya’da bir çok ülke için en büyük ihracat pazarı olmuş durumda. Çin bir çok Asya kökenli uluslararası şirketinin ‘baş taşaronu’. Aynı kervana Amerikan çokuluslu şirketleride katılınca Çin’e korkunç bir yabancı sermayesi girişi görmekteyiz. Çin’e yapılan ihracatın çoğu ‘re-eksport’ olarak kullanılan ‘montaj’ sanayi parçalarından oluşmakta. BM verilerine göre Çin’e yapılan yabancı sermaye yatırımı son 12 yılda 25 milyardan 450 milyar dolara çıkmış bulunmakta. Yapılan tahminlere göre son 7 yılda Çin’in ihracat artışının 3 te 2 si çokuluslu şirketlerinin ve Çin-Yabancı ortak girişimlerinin ‘re-export’ için yaptıkları yatırımlardan kaynaklanmakta. Şimdilik Çin’in komşuları için faydalı gözüken bu sistemin ( artan ihracat azalan yabancı sermaye ) uzun dönemde ne gibi sonuçlar doğuracağı belirsiz.
Renminbi’mle ile Oynama :
Çin’in para birimin adı “renminbi”. Amerika Çin’in en büyük pazarı. Çünkü ihracatının 3’te 1’i Amerikan pazarına yönelik. Amerika için ürkütücü olan Çin mallarının giderek daha sofistike mallar olması. Çin, katma değer oranı giderek yükselen malları Amerika’ya ihraç ederken, Amerikan imalat sanayini yavaş yavaş yok etmekte. Sonuçta Amerika’nın sürekli Çin mallarını ithal ederek ekonomik yaşamını sürdürmesi mümkün değil. 2002 senesinde Çin’in ABD ile olan ticaret fazlası 103 milyar dolar.
ABD’nin istediği Çin’in ticaret fazlasını eritmesi ve Çin’in daha fazla ithalat yapması.
Bu sürecin başlaması için ABD ilk olarak Çin’in 1995’den bu yana sabit olarak tuttuğu 1 dolar = 8.28 renminbi kurunu, ‘revalue’ etmesini istiyor. ABD daha değerli bir Çin parasının hem Çin mallarının pahalılaştırmasını hemde yabancı mallara talebi arttırmasını arzuluyor.
Çin’in Balonu :
Çin ekonomisi inanılmaz bir şekilde büyüdü. Ekonominin bu hızla büyümesi sonucu ithalat yeterli olmasada patladı. Ne var ki Çin’in bu kadar hızlı büyümesi sürdürülemez olabilir. Çin’de banka kredilerinde yaşanan şişme ve aşırı sanayi yatırımının büyük bir ekonomik kriz yaratmasından endişe eden iktisatçılar bulunmakta. Çin balonunun patlamasından korkulmakta. Amerikan yönetimi bu risklerden çok tedirgin. Bush’un geçtiğimiz günlerde Asya ziyaretleri sırasında bu konular konuşuldu. Dünya ekonomilerinin henüz tam sağlıklı yapıya kavuşmadan Çin’in aşırı büyümesi sonucu
global bir ekonomik krize yol açması Amerika’nın korkulu rüyası. Dünya’da onlarca ciddi global sorun varken Çin’in kendi bildiğini okuyarak düşük ücretli işçilerle sadece ihracat yapıp fazla mal ithal etmeden dünya ticaretinde dengeleri bozması kimsenin arzulamadığı bir gelişme. Diğer ülkelerde yasanan krizlerin tersine Çin’in tetikleyeceği bir ekonomik krizin küresel siyasi krize dönüşme olasılığı yüksek.
Umudumuz Çinli liderlerlerin Dünya Ticaret Örgütüne üye olduktan sonra iş birliği yaparak global ekonomik sorunları çözmeleri.
28 Ekim 2003
Washington DC
[email protected]