''Büyükada olası İstanbul depremine çok yakın bir yerde tsunami görebilir!''
Sarper Celasun Ankara doğumlu genç bir mühendis. Özel Bilgi Lisesi ve Özel Erol Altaca Lisesi ardından İstanbul Teknik Üniversitesi Jeofizik Yüksek Mühendisliği’ni Onur Listesinde bitirdi ve Yüksek Lisansını da ; Deniz sismiği üzerine; ÇOK KANALLI SİSMİK VERİLERDE TEKRARLI YANSIMALARIN BASTIRILMASI üzerine yaptı. Halihazırda kendi şirketinde, binaların ve zeminlerin depreme dayanıklılığının ölçümlemesi işini yapmaktadır.
Jeofizik Mühendisliği nedir, ne iş yapar mühendisleri ?
Jeoloji ile terminolojik olarak isim benzerliği dolayısı ile karıştırılsa da, aslında alanları oldukça ayrıdır Aynı alanlarda çalışırlar ama yaptıkları işler birbirinden oldukça farklıdır. Jeofizik cihaz kullanarak yer altını aynı zamanda, diğer gezegenleri, uzayı da araştırabilen, bilgisayar teknolojilerini kullanan ve bu sayede, yer altını görüntülememizi sağlayan bir bilimdir.
Jeoloji daha eski bir bilim herhalde Jeofizike göre?
Evet jeofizik cihazlara bağlıdır ölçümleme teknikleri itibarı ile o yüzden Jeolojiden daha yeni bir bilim denilebilir.
Depremi ölçümleyen Jeoloji mühendislerimi, yoksa Jeofizik mühendisleri mi ?
Yer konusu Jeolojinin alt başlığıdır. Jeofizik, Jeolojinin bir alt başlığıdır ama deprem konusu, aslında Sismoloji biliminin konusudur. Sismoloji bilmeden deprem konusunda yorum yapılması çok doğru değildir.
Sismoloji jeofizik yöntem midir, yoksa jeolojik yöntem midir?
Sismoloji ayrı bir bilimdir. O da jeolojinin bir alt dalıdır. Uzmanlığı vardır, nasıl ki doktor diyoruz tıp fakültesinde iken sonra uzmanlıklara ayrılıyorlar aynı şekilde sismoloji de jeofizik gibi bir uzmanlık gerektirir.
Bu güne kadar deprem denince hep jeofizikçileri ve jeologların açıklamalarını duyduk, sen şimdi sismolog diye yeni bir şeyden bahsettin.
Bunlar ayrıştırılacak bilimler ve uzmanlık alanları değil, deprem söz konusu ise üçü de beraber çalışmalı.
99 Yalova Depreminden sonra jeofizikçiler çıktı ağırlıklı ve açıklamalar yaptılar, o zaman halk depremin vakti ve şiddeti ile ilgili uzmanlardan açıklamalar beklediler, ne kadar süre ve ne kadar şiddet önceden bilinebilir deprem ile ilgili ?
99 depreminde ki büyük yıkımların sorumluluğu aslında o dönem ki deprem politikaları üretmeyen devlettir. O düzen düzgün olmadığı sürece halk mühendisi suçlar, mühendis inşaatçıyı suçlar ama önemli olan bilime önem veren düzgün politikalar üretmektir.
Depremin önceden tespiti, şiddeti ne kadar bilinilir?
Deprem önceden tespit edilir 10 yıllık zaman diliminde tahmin edilir, daha kısa zaman diliminde de tespit edilir. Ama daha da nokta atışı tespit istiyorsan, yer altında teçhizat ve donanımının olması gerekir. Bunlar da maliyet.
Depremi tanımlar mısın ?
Dünya içinde sıcak bir sıvısı olan bizim Magma dediğimiz bir sıvı sürekli kaynayan bunun en üst katmanında da yer kabuğu var üzerine bastığımız. Bu alttaki fokurdama, yer kabuğunu belirli yerlerden kırıyor. Deprem yani bizim kırık dediğimiz yerler oluyor. Bu çok yavaş bir hareket aslında bir sürtünme hareketi.
500 yıl içinde mesela depremler sonucunda Amerika kıtasının İngiltere’ ye yaklaşması söz konusu mu ?
Evet aynen öyle zaten dünyanın ilk oluştuğunda kıtalar bu gün ki yerlerinden çok ayrı yerlerde ve bu değişim süreleri 500 yıl değil de 10.000 yıl gibi süreler.
Bizim İstanbul da yapılan gökdelenler depreme Japonya kadar dayanıklıdır diye düşünüyorum öyle mi ?
Her şey yapı ile bitse doğru, çok kaliteli inşaatlar var Türkiye de özellikle son yıllarda ama depreme dayanıklılığı gösteren şey sadece yapı değil. Yer ve yapı depremde birlikte önem taşır. Zemine uygun bina yapısı esas olan.
Mesela Ataköy de denize çok yakın ama çok kaliteli yapılmış adeta denizin içinde gibi olan ve fiyatları da çok yüksek olan binalar var onlar ne kadar güvenli mesela ? Marmara Denizindeki İstanbul Depremine çok yakın bir yerde. 1. Derecede depreme yakınlığı
Nasıl yapıldığını incelemeden net bir şey söylenemez. Ama uygun yapılmışsa değil yakın suyun içinde bile yapabilirsiniz binayı ‘ depreme uygun şekilde ‘ yapılmış ise. Ben 99 depreminden sonra yeni yapıların devlet politikası ile deprem yönetmelikleri ile depreme uygun ve dayanıklı yapıldığını düşünüyorum, düşünmek istiyorum ama mesele eski yapıların ne kadar uygun olduğu. Bu gün inşaatlar yapılırken sondaj verilerine güveniliyor ama sondaj sadece bir noktada yapılır etraf ile ilgili doğru bilgi veremez. Yer incelemelerinde o kadar iyi noktada değiliz.
Petrol arama konusunda da jeofizik mühendisleri çalışabilir mi ?
Tabii ki yer altında ki her konuda maden, petrol ve doğlgaz aramalarında jeofizik mühendisleri çok önem taşır.
Doğalgaz konusu çok önemli değil mi biz doğalgazı ülke olarak Rusya dan alıyoruz ama bilim adamlarımız desteklense devlet tarafından belki de doğalgaz bulabiliriz ?
Gereken önem aslında hem veriliyor hem de verilmiyor, gerektiği kadar verilmiyor denilebilir. Mesela araştırma gemilerimiz var sismik gemisi diye geçiyor ama aslında jeofizik gemisi 2 tane de sondaj gemimiz var. Bunlar ağırlıklı olarak jeofizikçilerin çalıştığı, bir çok ölçümün yapıldığı, manyetik, manyetik elektro manyetik bir çok farklı yöntemi yapan çok özel gemiler. Ülkemiz bu yatırımları yaptı ancak bunları yöneten devlet kurumları özel şirketler gibi çalışıyor, çalışmaları gizli tutuyorlar, üniversitelerle bu verileri paylaşmıyorlar bir taraftan haklı gibi gözükse de öğrenci yetişmesi açısından bu verilerin paylaşılmaması çok doğru değil. O zaman üniversiteler de atıl kalıyor akademik veriler onlarla paylaşılmıyor.
Doğalgaz bizim ülkemizde de aramakla bulunur mu daha doğrusu bir Rusya da çok fazla doğalgaz var biz de de var da düzgün araştırılmadığı için mi bulunmuyor ?
Bizim ülkemizde hiç yok değil yeraltını aramak lazım.
Bu kadar gemi yeterlimi 2 gemi ?
Bence şu anda yeterli.
Beklenen büyük İstanbul depreminde hangi binalar daha güvenli? Yeni yapılan çok katlı gökdelenler mi, daha az katlı Nişantaşı evleri gibi sıra sıra yanyana dizilmiş eski tip yapılar mı, müstakil evler mi ?
Bunun direkt bir formülü yok ama genellikle ağır ve orta yükseklikteki yapılar yüksek riskli Çok az katlı küçük yapılar oturdukları yer gevşek ise sorun olmaz , zemin sert ise sorun olabilir. Yüksek katlı yapı tonaj olarak ağır olacağı için, temelleri derine inecek ve kaya zemine oturacaktır güvenlidir. En tehlikeli olan yerinde zemininde ıslaklık olan, orta yükseklikte, 6 ila 12 kat arası ağır yapılardır. Hele ki altında market olan veya boşluk olan duvarları az olanlar en tehlikeli olanlar olur. Deprem açısından mutlaka incelenmelidir. Küçük yapılar hafif, büyük tonajlı binalar ağırdır.
Birbirine değen sıra evler nasıldır ?
Onlar genelde güvenlidir, sıraların başı veya sonu risk taşır.
Eski evlerin sonradan güçlendirilmesi ve depreme uygun yapılması mümkün mü ?
Tabii ki mümkün ama şöyle yapı bandajlanmış oluyor yani yine sağlıksız bir yapıda oturmaya devam ediyorsun, onun yerine yeniden yapılmalı. Demir paslanmışsa, demirin pasını geri döndüremezsin.
Maliyet söz konusu ise, parası yoksa, eski evse?
Çok farklar yok maalesef, sağlıklı olan da tehlike arz eden yapıyı yıkıp, depreme uygun şekilde yapmak.
Büyükada Marmara Denizinde depreme yakınlık bakımından ne kadar riskli, binalar genelde ahşap orada, tsunami olup adayı yutabilir mi, bir de ıslak zemin risklidir dedin, ada ıslak zemin sayılıyor mu, çok yakın bir bölge olduğu için beklenen olası İstanbul depreminde durumu nedir?
Tsunami öyle 20 metre yükseklikte olmaz Marmara Denizinde. Ama sahil şeridinde kıyıya vuran büyük dalga olur ve alt kat binaları su basabilir.
Binaların yıkılması nasıl olur?
Depreme çok yakın bir bölge, etkisini mutlaka daha fazla gösterecektir, ahşaplar durabilir ama betonarme yapılarda yıkılmalar olabilir. Nemli ve paslanmış demirler varsa özellikle betonarme yapılarda.
Zaman ne zaman olacak?
Benim söylemem doğru olmaz, hocam Övgün Ahmet Ercan hocamın dediği üzere 2040 lardan önce beklemediğini söylüyor.
Başka fikirlerde var, başka hocaların söylediği?
İki fikir var, biri her an olabileceği ama her an olabilir demek çok bilimsel bir yaklaşım değil, risk almadan yapılan bir paylaşım.
Zaman belirlenmesi için neye bakılması gerekiyor ?
Günü belirleyemedikten sonra belli bir süreç içinde olması bekleniyor demek çok önemli değil ki gün belirlemek imkansız yani şunu demek istiyorum 3 aşağı 5 yukarı 20 yıl içinde bekleniyor maksimum uzunluk olarak, bu yarın da olabilir demek veya 20 yıla kadar 1 gün içerisinde olur demek. Çok uzun bir zaman değil. Mesele bizim binamız depreme dayanıklı değil mi, zeminimiz depreme uygun mu değil mi buna baktırılmalı, yapılacak hazırlık bu. Bu da ekonomik bir durum, paran varsa genellikle kaliteli düzgün yapıda oturuyorsun, yoksa daha az güvenli ama bir de mesela gecekonduda oturan da güvenli yani olan arada derede kalana olursa olur.
Devlet nasıl bir plan program yapmalı vatandaşı olası büyük bir depremden korumak için ?
Şimdi deprem işi buraya tanıdığımı koyayıma bakmaz, önce bu işi bilen uzmanlar programlamaların başında olmalı ve planlamaları da onlar yapmalı. Yapı işinde iyi konumdayız, çok kaliteli yapılar yapılıyor ülkemizde ama zemin işinde maalesef o kadar iyi değiliz, yüzlerce zemin işi yapan firmalar var ama hepsi birbiri ile fiyat rekabetinde olduğu için, işleri ucuza yapmak adına zemin işini de kotarmaya bakıp gelişigüzel ölçmeden kafadan hesaplar yapıyorlar, hepsi için diyemem ama maalesef böyle yapanlar var. Bunu ancak alaylı, yani bu işin önemini bilmeyenler yapar zemin ölçümlemesi işi bina sağlamlığı kadar önemlidir. Bunu atlarsan, depremde yaya kalırsın.
Düzgün bir zemin araştırması nasıl yapılmalı ?
Bir kere şehir içinde o kadar çok bina, trafik, insanlar var ki doğru bir zemin araştırması yapmak daha zorlaşıyor, o yüzden hep şehir planlaması diyoruz, yani bu kadar çok yapılaşma olmadan yapılan zemin çalışmaları doğru sonuçları verir. Mesela bir ölçüm profilinin uzunluğu 100 metre olması lazım nerede şimdi arasında 100 metre mesafe bulunan binalar, çok az. Genelde hep yanyana . Ayrıca bir yatay bir de dikey ölçüm yapman lazım, siz hesap edin gerisini.
İnsanlar ev alırken zemin yapısı olarak neye dikkat etsin?
En kabaca şekli ile söyleyecek olursam ; coğrafyaya baktığımızda tepeler daha sağlam yerlerdir, doğa her zaman yumuşak ve sivri yerleri törpüler, çukur yerler havzalar daha yumuşaktır. Ama yerin sağlamlığı ile de bitmez. Rezonans çalkalanma dediğimiz uzun ve yüksek yapılar sert yerlerde. Çok kısa az katlı yapıların da yumuşak zeminlerde olması güvenli. Kısa katlı yapı, kayalık üstünde olmamalı. Ağır yüksek yapılarda sert yerlerde olmalı. Asla dere yatağına yapılmamalı hele ki temelleri derine yapılmamışsa riskli olur.
Bir de mesela Eyüp, Alibeyköy civarında yeni yüksek yapılar görüyorum, tepelere yapılmış ama evin hemen önü uçurum gibi aşağıya iniyor onlar güvenli olabilir mi ?
Özellikle yamaçlarda tabakalanmanın ne tarafa açılı olduğuna bakmak lazım. Yani eğiminin . O tabakalanma da aşağı doğru ise tehlikeli, terse doğru ise o kadar tehlikeli olmaz.
www.instagram.com/sc_muhendislik