Bu yangın dinmez!
Geçtiğimiz hafta sonu tam gazetelerde devlet ile Öcalan arasında mutabakat yapıldığı haberleri yazılmaya, okunmaya başlanmıştı ki Diyarbakır’dan 13 askerin şehit edildiği katliam haberi geldi.
PKK’nın Diyarbakır Silvan’da yaptığı katliam terör yandaşlarına kayıtsız şartsız destek
verenlerin bile sorgulama kabiliyetini arttırmış görünüyor. Bu saldırı İmralı’dan güvenlik içinde örgütünü yönetmeye devam eden Öcalan’ın bile onaylamadığı bir eylem olduğu anlaşılıyor. Bu katliam haberi ile birlikte eşzamanlı olarak PKK’nın sivil kanadınca alelacele bir kararla“demokratik özerklik” ilanı geldi! Terör cephesinde ciddi bir liderlik sorunu olduğu göze çarpıyor. Silvan katliamı terör örgütünde bir kırılma yaşatacağı aşikar!
Her ne olursa olsun olan ana kuzusu evlatlara oluyor. Gencecik insanlar, hayatlarının
baharındalar üstelik. Kürt veya Türk ne fark eder, hepsi ana kuzusu değil mi? Savaş
simsarlarının esir aldığı, inançları sömürülen gencecik insanlar, kandırılıp dağda askere kurşun sıkanlarda bu ülkenin evladı. Bilmediği, tanımadığı insanları, bu ülkeyi, sınırları, bu ülkenin kekik ve tezek kokulu dağlarını korumak adına askerlik görevini yerine getirenlerde bu ülkenin evladı.
Bir oğul yetiştirsin, zorlukla büyütürsün. Hastalığında geceler boyu uyku girmez gözüne. İlk adım attığı tarihi, ilk "baba" dediği, anne dediği günü dün gibi hatırlarsın. İlkokula başladığı gün gözyaşlarınız hesapsız akar gözünüzden. Gözünüzün önünde büyütürsünüz, ona "zarar gelmesin" diye gözünüzü budaktan sakınmazsınız. Ama bir kahpe kurşun, bir hain elin tuttuğu silahtan kopar gelir, saplanır tazecik bedenine, koruyamazsınız, hiçbir şey yapamazsınız.
Davul zurna ile gittikleri “görevden” tabut içinde gelmek ne fenadır size kahrolmak kalır!
Gerisi incir çekirdeğini doldurmayacak laf yığınıdır.
Hangi sukunet önerisi içerdeki isyanı dindirebilir? Hangi gözyaşı içerdeki yangını
söndürebilir? İçinizde hiç dolmayacak bir boşluk ve dizginlenemez gözyaşları kalır ama bu yangın dinmez!
Aynur
Şarkıcı Aynur, Kürtçe şarkı söylediği için yuhalanmış. Günlerdir bu konu bir ırkçılık meselesi haline getirildi. Aynur’a yapılanlar yıllar önce Magazin Gazeteciler Derneği gecesinde Ahmet Kaya’ya yapılanları hatırlattı. Oysa uzak tarihlere gitmelerine hiç gerek yoktu, daha yakın zamanda yaşanan bir örnek vardı. Mersin’de bir maganda, barda Kürtçe şarkı söylemesini istediği şarkıcı 38 yaşındaki Sarp Öztürk'ü öldürmüştü. Kimse bu olayı hatırlamak istemedi, unuttu. Çünkü bu ülkede Kürtçülük yükselen değer, içinde Türk kelimesi geçen bir cümle ise ırkçılık! Şarkıların dili tektir, ölüm taraf tutmaz, yeter ki öldürenleri ödüllendirmeyin!
http://twitter.com/yolagiden