Amerikan Muzu
Dile kolay 50 yıldır Washington’da yaşıyorum; böyle bir şey görmedim!
Göstericiler Amerikan Parlamentosunu bastı.
ABD adına tek kelimeyle rezalet!
ABD’nin prestiji yerlerde…
Süper güç ABD yara aldı.
Deyim yerindeyse, karizmayı fena çizdirdi.
Önce bugün yaşanan olaylara bakalım.
1) Dün yapılan Georgia eyaletindeki senato seçim sonuçlarına göre 2 koltuk demokratlara gidiyor ve Senato’da Biden çoğunluğu ele geçiriyor.
2) Trump’ı destekleyen aşırı sağcı gruplar Washington’da gösteri için toplanıyor. Burada kalabalığa hitap eden Trump: “Seçim bizden çalındı. Hakkımızdan vazgeçmeyeceğiz” mealinden ara gazı veriyor.
3) Kapitalizmin şahikası Amerika'nın önde gelen CEO’ları bir mektup yayınlıyor ve barışçıl devir-teslim beklentilerini ifade ediyor.
4) Saat 13.00’de geçtiğimiz günlerde ‘Electoral College = Seçim Delegeleri’ Biden’i başkan seçen kurulun Senato teyit oylamasında itirazlar yükseliyor. Konuşmalar uzuyor…
5) Göstericiler ‘Capitol = Amerikan Parlemetosunu’ basıyor. Meclis üyeleri ve Senatörler tahliye ediliyor.
Gerisini ekranlarda izlediniz!
Son satırı yazarken…
Ekranlarda beliren Donald Trump’tan son dakika açıklaması geldi: “Seçim bizden çalındı. Fakat bunların oyununa gelmeyin. Barışçıl bir şekilde evinize geri dönün”
ZAFİYETLER BOY GÖSTERDİ
Bu satırların müdavimleri hatırlar.
Pandeminin ilk aylarında, ‘toplumsal sosyal fay hatları belirginleşti; siyahiler arasında bir patlama çıkar’ diyerek, Malcolm X başlığı altında bir analiz yapmıştım. George Floyd’un polis tarafından öldürülmesi sonucu çıkan olayları izledik.
Akabinde ‘Amerika’da Polis teşkilatları bir mozaiktir. Amerika’da 10 binlerce polis teşkilatı var; bu bir zafiyettir’ diye yazdım. Ve yazdıklarım bugünkü hadiseyle tecelli buldu.
Amerikan Parlamentosunu koruyan Polise ‘Capitol Police = Parlamento Polisi’ denir. Ayrı bir güçtür.
İdari personel dahil toplam 2300 kişiyi istihdam eder.
On binlerce kişi Parlamento’ya yürüyünce Parlamento Polisinin acziyeti ortaya çıktı. Parlamento koridorları selfii çekenlere mekân oldu.
Fakat işin özünü göz ardı etmeyelim-ki toplumda ciddi bir bölüme var- Trump’a gönül verenler kendilerini vatansever görüyor. Seçimlerde hile yapıldığını düşünüyor. (Benim adresime gelen 4 oy pusulasını hatırlayın!) ve Demokratların da yapıları gereği azınlıkları desteklediği düşünülüyor.
Hatırlatayım, 5 bin sayfalık son destek paketi kanunu Trump’a gönül verenlerin ateşine odun taşıdı.
O pakete göre devlet, adam başına $600 dolar bedava para verecek.
Trump itiraz etti: “Ben adam başına $2000 dolar isterim, yoksa veto ederim” dedi.
Tabii kazın ayağı farklı.
Demokrat Parti’nin (büyük ölçüde lobicilerin etkisiyle) araya sıkıştırdığı maddelerden rahatsızlık var.
Unutmayalım! Trump hareketi ‘Önce Amerika’ sloganı taşıyan bir hareket.
5 bin sayfalık pakete bakıyoruz;
Mısır'da Amerikan darbesiyle başa gelen General Sisi’ye $1..5 milyar bağış.
İsrail'e $500 milyon bağış.
Pakistan’da LBGT hareketine milyonlarca dolar bağış.
Ve bu tür harcamalara benzer düzinelerce harcama…
Trump destekçileri de diyor ki; “Pandemiden dolayı battık, $600 bizi kesmez!..”
Bu arada hatırlatırım: Amerika'da bir diş dolgusu $500.
Sonuç olarak…
Başta Amerikan CNN olmak üzere liberal medyanın pazarladığı gibi bu bir darbe değil.
Bu insanlar da terörist değil. Seçimlerin meşruiyetini, ‘Big Money’nin toplumdan kopuk vaziyette olmasını, kanunsuz göçmenlerin ortada dolaşmasından hoşnut olmayan yüzde 50’in kendini ifadesi var.
Bütün bu olaylar yaşanırken, bir muz cumhuriyetini andıran sahneler ekranlara yansırken, New York Borsası’nın yeni bir rekor kırması, sanırım toplumla elitlerin kopukluğunun en güzel göstergesi.
Sonucun sonucu olarak…
Birincisi, Trump taraftarlarının gösterisi diğer yüzde 50’ye bir uyarı niteliğindedir.
İkincisi, Trump’ın kendisinin Biden’a uyarısı; “Ben iktidardan gidiyorum fakat bana dokunursanız sonuçlarına katlanırsınız” uyarısıdır.
Son uyarıyı da benim kendi kendime yaptığım uyarı: Bu mudur; Dünya’yı 7 defa yerle bir edecek nükleer güce sahip olan süper gücün devlet aygıtı? Allah Muhafaza!