Amerika, Kuzey Akım doğal gaz hatlarını nasıl imha etti ?
Eylül ayında Almanya ve Avrupa’ya doğal gaz taşıyan Baltık Denizi’nin dibindeki iki büyük doğal gaz hattı sabotaja uğradı ve imha edildi. O günlerde şöyle yazmıştık:
“ABD baştan beri Kuzey Akım hatlarına şiddetle karşı ve tamamen ortadan kaldırılmasını hep istedi. Başkan Joe Biden, söz veriyorum o hatları yok edeceğiz dedi ve ilave etti: “ABD o yeteneğe sahiptir.”
Daha ne desin?
ABD Dışişleri Bakanı hatlar imha edildikten sonra “hayırlı bir iş gerçekleşti” diye açıklama yaptı. İyi haber kaynaklarına sahip Polonya Dışişleri Bakanı, Amerika’ya teşekkür etti.
O sabotaj teknik açıdan sadece bir devletin yapabileceği iş. Pek çok şey, büyük olasılıkla Amerika’nın yaptığına işaret ediyor.
Üstelik hangi devlet yaparsa yapsın, bu sabotaj aynı zamanda bir devlet terörü.”
Ünlü ve pek çok ödül kazanmış araştırmacı Amerikalı gazeteci Seymour Hersh, hatların ABD Başkanı Joe Bush’un talimatı üzerine imha edildiğini ortaya çıkardı. Hersh daha önce uzun yıllar New York Times, Washington Post, New Yorker gibi büyük gazetelerde yazdı.
Bu sabotaj, uzun yıllar boyunca etkisi hissedilecek önemli siyasi sonuçlar doğuracak.
Aşağıda, Hersh’in polis romanlarını aratmayan uzun ve detaylı raporunun kısa bir özetini sunuyoruz.
* * *
Harekatın planlamasında doğrudan bilgisi olan kaynağa göre, geçtiğimiz haziran ayında NATO’nun yaptığı ve geniş şekilde duyurulan BALTOPS 22 tatbikatının görüntüsü arkasına saklanan Amerika Deniz Kuvvetleri dalgıçları, Kuzey Akım gaz boru hatlarına uzaktan kumandayla infilak ettiren patlayıcılar yerleştirdi ve dört hattın üçü imha edildi.
Kuzey Akım 1 olarak bilinen birinci çift boru hattı Almanya’ya ve Batı Avrupa’nın büyük kısmına on yılı aşkın süredir ucuz Rus doğal gazını taşıyordu. Kuzey Akım 2 adıyla bilinen diğer çift boru hattının inşaatı bitmiş ama işletmeye henüz alınmamıştı.
ABD Başkan’ı Joe Biden’ın boru hatlarını sabotaj düzenleme kararı, Washington’da ulusal güvenlik birimlerinin, görevin en iyi nasıl yapılacağı hakkında dokuz ay süren çok gizli ve bir o yana bir bu yana seyreden tartışmaları sonrasında geldi. O sürenin çoğunda tartışmalar, görevin yapılıp yapılmaması değil, kimin sorumlu olduğunu gösteren açık bir ipucu bırakmadan nasıl yapılacağı hakkında idi.
2021’in son ayları ve 2022’nin ilk aylarında planlama yapılırken, Biden yönetimi dışarıya haber sızmasını engellemek için mümkün olan her önlemi aldı.
Başkan Biden ve dış politika takımı (Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Dışişleri Bakanı Tony Blinken ve siyasi işlerden sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Victoria Nuland) Baltık Denizi’nin dibinde 1200 kilometre boyunca yan yana uzanan iki boru hattına düşmanlıklarını açıkça ve sürekli dile getirmişti.
PLANLAMA
Aralık 2021’de, yani ilk Rus tankları Ukrayna’ya girmeden iki ay önce Jake Sullivan, özel görev timini toplantıya çağırdı. Bu, Beyaz Sarayın hemen yanındaki eski Başkanlık Ofisi Binası’nın en üst katındaki yüksek güvenlikli odada yapılacak toplantıların ilkiydi.
Süreçle ilgili doğrudan bilgi sahibi kaynağa göre, katılımcılara açıkça bildirildiği gibi; Sullivan’ın talebi timin iki Kuzey Akım boru hattının imha edilmesi için bir plan hazırlamasıydı ve kendisi Başkan’ın isteği üzerine böyle hareket ediyordu.
İzleyen birkaç toplantıda katılımcılar değişik saldırı seçeneklerini tartıştı. Deniz Kuvvetleri, yeni hizmete giren denizaltıların doğrudan boru hatlarına saldırmasını önerdi. Hava Kuvvetleri, fünyeleri daha sonra uzaktan kumanda ile çekilerek patlatılacak bombaların bırakılmasını görüşmeye açtı. CIA, ne yapılırsa yapılsın gizli tutulması gerektiğini vurguladı. Katılan herkes risklerin farkındaydı. Kaynağım “bu çocuk işi değil”; eylemin sorumluluğu Amerika’ya bağlanırsa “savaş nedeni olur” diyordu.
CIA’in başında, yumuşak huylu eski Moskova Büyükelçisi ve Obama yönetiminin Dışişleri Bakan Yardımcısı William Burns bulunuyordu. Burns kısa süre içinde bir CIA çalışma grubu oluşturdu. Grup üyelerinden birinin -tesadüf eseri- Deniz Kuvvetleri’nin Florida eyaletinde Panama City’de bulunan derin deniz dalgıçlarının yetenekleri hakkında bilgisi vardı. İzleyen haftalarda CIA çalışma grubu, derin deniz dalgıçlarının boru hatlarını patlatmasını öngören bir plan tasarlamaya başladı.
Ancak özel görev timi, başlangıçta CIA’nin gizli derin deniz saldırısına kuşkuyla bakıyordu. Cevabı verilemeyen pek çok soru vardı. Baltık Denizi sularında Rus gemileri çok yoğun dolanıyordu. Civarda dalgıçların operasyonu örtmek için kullanabileceği deniz platformu yoktu, vb.
Bütün bu tartışmalar sırasında bazı CIA ve Dışişleri görevlileri sık sık “Bunu yapmayın. Çok aptalca bir şey ve ortay çıkarsa siyaseten kabus yaşarız” diye uyardı.
Nihayet 2022 başında çalışma grubu, Sullivan’ın özel görev timine “boru hatlarını imha etmenin bir yolunu bulduk” diye rapor verdi.
Hemen ardından çok hayret verici bir gelişme yaşandı. 7 Şubat’ta, kaçınılmaz görünen Rusya’nın Ukrayna işgalinin başlamasına üç haftadan daha az süre kalmışken Biden, Beyaz Saray’da Almanya Başbakanı Olaf Scholz ile görüştükten sonra yapılan basın toplantısında, meydan okuyan bir üslupla “Ruslar işgale başlarsa… Kuzey Akım 2 olmayacak. Onun sonunu getireceğiz” dedi.
Yirmi gün önce Bakan Yardımcısı Nuland da Dışişleri Bakanlığı’nda bir basın toplantısında esas itibariyle aynı mesajı vermişti. Bir soruya cevaplarken “Bugün size çok açık konuşacağım, Rusya Ukrayna’yı işgal ederse, Kuzey Akım 2, şu veya bu şekilde, yola devam edemeyecek”.
Boru hatlarını imha misyonunda görev alanlardan birçoğu, saldırıya yapılan bu dolaylı göndermeler nedeniyle umutsuzluğa kapılmıştı.
Kaynağıma göre, CIA’nin kıdemli görevlilerinden bir bölümü “boru hatlarının imhası artık gizli bir operasyon kabul edilemez, çünkü Başkan bunun nasıl yapılacağını bildiğimizi açıkladı” diye düşünüyordu.
Ama kaynağım hatırlıyor ki, CIA Başkanı Bill Burns tekrar geldi ve “tamam, yapın o işi” dedi.
OPERASYON
Göreve üs oluşturması açısından Norveç mükemmel yerdi. Doğu-Batı krizinin son yıllarında ABD askeri güçleri, batı sınırları Atlantik Okyanusu boyunca 2200 km uzanan ve Kuzey Kutup Dairesi üstünde Rusya ile komşu olan Norveç’teki varlığını önemli ölçüde artırmıştı. Yerel bazı tartışmalara rağmen Pentagon (ABD Savunma Bakanlığı), yüz milyonlarca dolar harcayarak yüksek meblağlı hizmetler ve sözleşmelerle, Amerikan Deniz Kuvvetleri ve Hava Kuvvetleri’nin Norveç’teki tesislerini genişletmiş ve güçlendirmişti.
Uzun yıllardır inşa edilmekte olan ve yeni donatılan bir denizaltı üssü henüz işletmeye açılmıştı ve daha çok sayıda Amerikan denizaltısı Norveçli meslektaşlarıyla işbirliği içinde, Rusya’nın 400 km doğuda Kola Yarımadası’ndaki büyük nükleer mevzilerini izleme altında tutuyordu.
Bugün NATO’nun en üst komutanı Jens Stoltenberg, o göreve 2014’de Amerika’nın desteğiyle gelmeden önce, sekiz yıl Norveç Başbakanı olarak görev yapmıştı.
Mart ayında bir gün, özel görev timinden bazı kişiler Norveç’e uçtu ve Norveç İstihbarat Servisi ile Deniz Kuvvetleri’yle görüştü. Önemli sorunlardan biri, patlayıcıların boru hatlarına tam olarak nerede yerleştirileceği idi.
Norveç Deniz Kuvvetleri doğru noktayı kolaylıkla belirledi; Baltık Denizi’nde Danimarka’ya ait Bornholm adası açıklarındaki sığ sular en uygun yerdi. O konumda iki boru hattı arasındaki mesafe bir milden fazladır ve denizin derinliği sadece 90 metre civarındadır. Bu derinlik, Norveç’in Alta sınıfı mayın tarayıcı gemilerinden operasyona başlayacak dalgıçların rahat dalış mesafesi içindeydi. Dalgıçlar oksijen, nitrojen ve helyum akımı sağlayan kendi tüpleriyle dalacak ve dört boru hattı üzerine C4 patlayıcıları beton koruyucu gömlekle beraber yerleştirecekti.
Kritik sorunların çözülmesinde Norveçliler anahtar rol üstlendi. Rus donanmasının, su altındaki mayınları belirleme ve patlatma teknolojisine sahip olduğu biliniyordu. Amerikalıların imal ettiği patlayıcı düzeneğinin, arka plandaki deniz dibinin doğal bir parçası gibi görünmesi ve o amaçla suyun tuzluluk oranına uyum sağlaması gerekiyordu. Norveçliler sorunu çözdü.
Norveçliler, operasyonun dikkat çekmemeden ne zaman yapılması gerektiğiyle ilgili hayati problemi de çözdü. Son 21 yıldır her haziran ayında Amerikan Altıncı Filosu, bölgedeki müttefik gemilerinin de katılımıyla deniz tatbikatı yapıyordu. O yaz yapılacak tatbikatın adı BALTOPS22 idi. Norveçliler, mayınların yerleştirilmesi açısından o tatbikatın mükemmel bir örtü sağlayacağını önerdi.
Amerikalılar önemli bir sorunu çözdü: Altıncı Filo tatbikatını planlayanları ikna ederek programa bir araştırma ve geliştirme başlığının ilave edilmesini sağladılar. Amerikan donanması tarafından ayrıntıları kamuoyuna duyurulan tatbikat, Altıncı Filo ile donanmanın “araştırma ve savaş merkezi” tarafından ortak yürütülecek bir egzersizi de içerecekti. Deniz egzersizi Barnholm adası açıklarında yapılacak ve NATO dalgıç timlerinin en son su altı teknolojilerini kullanarak mayın yerleştirme, yerlerini belirleme ve imha uygulamalarını kapsayacaktı.
Yararlı bir egzersiz ve aynı zamanda dahice bir örtme idi. Panama City’nin çocukları görevini kolayca yapacak ve 48 saat sonra infilak edecek zaman ayarlı C4 patlayıcılarını yerleştirecekti. İlk patlama olduğunda Amerikan ve Norveç donanması çoktan bölgeyi terk etmiş olacaktı.
Zaman yaklaşırken son anda Washington’un aklına bazı kuşku dolu sorular geldi. BALTOPS sırasında bombalar yerleştirilecekti ama, sadece 48 saat sonra patlamanın gerçekleşmesi egzersizden hemen sonraya denk geliyordu ve Beyaz Saray, işin içinde Amerika’nın olduğu aşikar hale gelecek diye endişe etmeye başlamıştı.
Bu kez Beyaz Saray’ın yeni bir talebi vardı: “Arazideki elemanlarımız, bombaları daha sonraki zamanda verilecek emirle infilak ettirilmesinin bir yolunu bulamaz mıydı?”
Norveç’de görev yapmakta olan Amerikalılar yeni problem üzerinde çalışmaya başladı – C4 patlayıcıları gelecek zamanda Biden’ın talimatı üzerine nasıl infilak ettirilebilir. Hatların üzerine yerleştirilecek C4, gelecek talimat üzerine kısa süre içinde bir uçak tarafından atılacak sonar şamandıra tarafından infilak ettirilebilirdi. Yöntem, en ileri sinyal işlem teknolojisini içeriyordu. Ama bu prosedür, deniz trafiğinin çok yoğun olduğu Baltık’ta, karmaşık okyanus arka plan seslerinin etkisi gibi değişik nedenlerle, C4 bombalarının tesadüf eseri infilak etmesi olasılığını da içeriyordu.
26 Eylül 2022’de Norveç donanmasının P8 gözetleme uçağı görünürde rutin uçuşlarından birini yaparken, sonar şamandırayı bıraktı. Sinyaller suyun altına yayıldı, önce Kuzey Akım 2, sonra Kuzey Akım 1’e ulaştı. Birkaç saat sonra, toplam dört boru hattından üçü imha edildi.
Patlamadan hemen sonra, Amerikan medyası hatların imha edilmesini gizemli bir olay gibi sundu. Kendi hattını imha için nasıl bir gerekçeye sahip olabilirdi açıkça göstermeden, Rusya birinci sorumlu gibi sunuldu.
Ama daha anlamlı imha gerekçesi, eylül ayında basın toplantısında bir soruya cevap veren Dışişleri Bakanı Blinken’den geldi:
“Rus enerjisine bağımlılığı geri dönülmez kesinlikte ortadan kaldırmak ve öylelikle emperyal amaçlarını gerçekleştirmek için enerjiyi silah olarak kullanmayı Vladimir Putin’in elinden almak muazzam bir fırsattır.”
Kaynağım olayı, Biden’i kastederek “itiraf etmek gerekir ki adam çok cesur. Yapacağım dedi ve yaptı… tek kusur bunu yapma kararıydı” diye yorumladı.