Allah bizi Akdeniz insanının ekonomik kararlarından korusun!

Güncelleme:

İzin verirseniz, bu yazımda...

Bu seneki 'Ekonomi Nobel Ödülü'nün düşündürdüklerini paylaşmak istiyorum. 

Bilindiği üzere... 

Ekonomi dalında 'Nobel' ödülünü bugün Richard Thaler kazandı. 

Ödüle layık görülmesinin en büyük etkeni, 'Davranış Ekonomisi' olarak adlandırılan ekonomi dalına katkıları...

Ekonomi bir sanat olmaktan çıkıp daha ziyade bir bilim olmaya başladığından bu yana ekonominin yapı taşları olarak kabul gören insan faktörü 'ekonomik davranan' fertlere indirgenmişti.

Prof. Thaler bunun böyle olmadığını aslında insanların psikolojik davranışlarının ve ruh hallerinin ekonomik kararları etkilediğini ve fertlerin her zaman rasyonel ekonomik davranışlar içinde olmadıklarını belirtti.

Profesör benim de severek izlediğim '2008 Büyük Resesyonu'nu tetikleyen emlak balonunun patlamasını konu alan 'The Big Short' filminde bile rol almış bir iktisatçıdır. 

Kısacası kitap kurdu bir akademisyen olmadığı gibi popüler kitapları olan bir yazardır.

Şöyle tarihe bir göz atarsak...

Ekonomiyi kuran Adam Smith, Malthus, Ricardo, Marx, J. S. Mill gibi klasikler sadece ekonomist değil aynı zamanda köklü inançlara sahip birer filozoftular.

Bu düşünürler için insanların sosyal bağlantıları, özellikle de sosyal eşitlik ve sosyal adalet sorunları hayati konulardı. 

Klasik ekonomistler için ekonomi, toplumun ve insanların kendi aralarındaki ilişkilerin bilimiydi. 

Yukarıda adı geçen düşünürler servet dağılımı, çalışan insanların sosyal refahı, fakirlerin ve ezilenlerin sosyal durumları için yeterince gazyağı yakmış insanlardı.

Klasik ekonomistlere göre güçlü bir topluma ulaşmak için maddi tatminin maksimize edilmesi yeterli değildi.

19. yüzyıla gelindiğinde, neo-klasik ekonomistler (Walras, Ricardo, Marshall, Edgewoth, Fisher) klasiklerin görüşlerini mekanik bir düşünce sistemine indirgediler. 

Aslında niyetleri kötü değildi. 

Çağın ilerlemelerini ekonomi bilimine uyguladılar.

Ekonomi bilimini ölçülebilir, ispat edilebilir bir pozitif bilim haline getirmeye çalıştılar. 

Klasiklerin sosyal bilim olarak başlattığı iktisat, neo-klasiklerin elinde bir matematik ve istatistik bilimine dönüştü. 

Neo-klasiklerin iktisat bilimini diğer bilim dallarıyla aynı seviyede tutma uğraşları iktisat bilimini mekanik bir sisteme dönüştürürken iktisat ruhsuzlaştı. 

Elegant matematiksel ve ekonometrik modeller iktisat biliminin vitrini oldu. 

Yüz yıllık entellektüel uğraş içinde neo-klasiklerin gözünden kaçan önemli gerçek ise, yaşayan sistemlerin, iktisat modellerinin aksine dinamik, holistik , özgün ve evrimsel olmasıydı. 

Canlı ve yaşayan sistemler kurulmazlar. Onlar kendilerini yaratır ve DNA’larına göre evrim yoluyla değişime uğrarlar. 

Modern iktisat artık yaşayan sosyal sistem bilimi değil, cansız, mekanik bir bilime dönüşmüştü. 

Ne yazık ki entellektüel birikimin doruğuna ulaşmış birçok neo-klasik iktisatçı, istemeden bu değişime aracı olmuştu. 

Çağdaş ekonomi indirgeme yoluyla sistemi parçalara bölüp, analiz yoluyla genel dengeye ulaşmaya çalışırken unutulan, canlı sistemlerin holistik doğasından dolayı indirgemeye uymaması ve hayatta kalma özelliğinin genellemeye gelmediğidir. 

Sonuç Olarak...

Bugün ödülü alan Thaler bir anlamda ekonominin sadece ortopedik uzman doktorlara değil, ayı zamanda psikolog ve psikiyatrik uzman doktorlara da ihtiyacı olduğunu bizlere gösterdi.

Sabah sabah kendisini arayan 'Cin Ali' muhabirin, "kazandığınız $ 1.1 milyon doları ne yapacaksınız?" sorusuna da 'Parayı en akılsız ( irrational ) şekilde harcayacağım' şeklinde cevap verdi.

Bunu söyleyen: Amerikalı 'Beyaz Adam'. 

Allah bizi Akdeniz insanının 'irrasyonel' ekonomik kararlarından korusun.

Diğer Yazıları
Ne Seçimdi Ama…
Paris Olimpiyatları ve Tarihi Anılar