AKP’nin stratejik körlüğüne son örnek Afganistan
Yüz yıllık Cumhuriyet yönetimi boyunca Türkiye, AKP iktidarının son on yılında görülen beceriksizlik, tutarsızlık ve ideolojik saplantılar gibisine tanık olmadı.
Ülkeyi kasıp kavuran yangınlar, yönetimde ne kadar hazırlıksız ve beceriksiz olduklarını gün gibi ortaya çıkardı.
Öylesine tutarsızlar ki, hem muhalefetin eleştirilerini ‘afetleri bile siyasete alet ediyorsunuz’ diye savuşturmaya çalışıyorlar, hem iktidar yetkilileri yangın bölgesinde düzenlenen koordinasyon toplantılarına muhalefet partilerinden seçilmiş Belediye Başkanlarını davet etmiyor!
“Faiz sebep, enflasyon sonuçtur” ideolojik saplantısı ekonomide ağır tahribatlara yol açtı. Sonuç fakirlik ve işsizlik.
Benzer saplantılar dış ilişkilere egemen oldu, ülke eşi görülmemiş tecrit içine düştü.
Dış politikanın beceriksizlik, tutarsızlık ve ideolojik saplantılara dayalı yönetimini stratejik körlük olarak nitelendirebiliriz. Bunun son örneği Afganistan.
Amerika 20 yıldır Afganistan’da Taliban’a karşı yürüttüğü savaşta ağır bir yenilgi aldı. Nisan ortasında Başkan Joe Biden, Afganistan’dan hızla, tamamen ve koşulsuz çekileceklerini açıkladı.
Orta Asya’da oluşan yeni stratejik dengeler Türkiye’nin çıkarlarını yakından ilgilendiriyor. Üstelik bu gelişmeler başta Suriye ve Irak, yakın bölgemizi de etkileyecek.
Ancak AKP iktidarı, aman ABD’yle aramı iyi tutayım, yoksa zaten sallanan koltuğumun devrilmesine yol açabilir diye, dar görüşlü ve içgüdüsel bir karar aldı. ABD ve tüm koalisyon ülkelerinin terk ettiği Afganistan’da, onlar adına başkent Kabil Havaalanını korumak ve yönetmek istiyor.
Üstelik bu görevi, Amerika’nın askeri, siyasi ve parasal desteği altında yapmak istediklerini açıkladılar! Şimdi bunun pazarlığını yürütüyorlar.
Amerika’nın çekilmesiyle Orta Asya’da yaşanan hayati gelişmelerin soğukkanlı bir analizi yok. Türkiye çıkarlarının hesabı yok.
Gerçek bir stratejik körlük söz konusu.
Amerika sonrasında Orta Asya’da yeni dengeler kuruluyor. Çin, Rusya ve İran uzun süredir Afganistan’da hem Kabil hükümeti hem Taliban’la yoğun temaslar yürütüyor.
Çin, Rusya, İran, Pakistan, Hindistan dahil tüm taraflar Afganistan’da, kendi ülke çıkarlarıyla uyumlu, iyi hesaplanmış bir müzakere pozisyonu içinde.
Şangay İşbirliği Örgütü Dışişleri Bakanları, Geçtiğimiz Temmuz ayı ortasında Tacikistan başkenti Duşanbe’de, medyamızın pek ilgilenmediği önemli bir toplantıda bir araya geldi. 2005’te kurulan Afganistan Temas Grubu toplantısı yapıldı.
Asya’nın iki ağır topu Çin ve Rusya, yeni Afganistan siyaseti üzerine mutabık. Onlara İran da önemli ölçüde katılıyor.
Çin’in etkili diplomatı ve Dışişleri Bakanı Wang Yi, Rusya ve Çin’in ortak Afganistan siyasetini Duşanbe’de net bir dille ortaya koydu:
1- Afganistan’daki taraflar arasında, siyasi çözüme dönük gerçek müzakereler yürütülmeli, ulusal uzlaşma sağlanmalı, kanlı bir topyekun iç savaştan kaçınılmalıdır.
2- Yeni Afgan yönetimi her türlü terör örgütü hamiliğinden ve terör ihracından uzak durmalıdır.
3- Amerika’nın bölgede müdahalesine izin verilmemelidir.
Buna karşılık Afganistan’a önerilenler:
1- Afganistan’ın egemenliğine saygı ve içişlerine karışmama temel ilke olacaktır.
2- Rusya ve Çin arabulucu (mediator) değil, kolaylaştırıcı (facilitator) rolü üstlenecektir.
3- Afganistan bol miktarda Çin yatırımı alacak, Yol-Kuşak Projesine katılacak ve zamanla Avrasya Ekonomik Bölgesi’ne üye olacaktır.
Bu önerilerin Afganistan’da tüm tarafların işine geldiği ve kabul edildiği görülüyor.
Türki Orta Asya cumhuriyetleri ve Tacikistan da bu yaklaşımı büyük ölçüde destekliyor.
Ulusal uzlaşma yerine Afganistan’da Taliban’a karşı mevcut Kabil hükümeti ve bazı savaş beyleri arasında kanlı bir iç savaş başlaması, Amerika’nın muhtemel geri dönüşü için uygun bir ortam doğurur. Kanlı bir iç savaş Amerika’da iç kamuoyunda tepkilere yol açacak, Washington üzerinde müdahale baskısı yaratacaktır.
Böyle bir gelişme, ABD askerlerinin Ortadoğu’dan çekilmesini de zorlaştırır.
Aksine, Afganistan’da uzlaşmaya dayalı nispeten sakin bir geçiş dönemi, Amerika’nın Suriye ve Irak’tan çekilmesini de hızlandırır ve kolaylaştırır.
Taliban zaten bir süredir kendisine iktidar yolunun açıldığını görüyordu ve daha esnek bir siyaset izliyordu.
Pakistan İstihbarat Örgütü (ISI) Başkanı General Hamit Gül’ün 1980’lerde şekillendirdiği bir aygıt olarak kurulan Taliban başlangıçta; katı Peştun aşiret gelenekleri, Suudi cihatçılık ve Pakistan kökenli siyasal İslam bileşenleri üzerine inşa edilmiş fanatik bir savaş örgütü idi.
Daha önce can düşmanı gördükleri Şia Hazaralar, Şia Tacikler veya Özbeklerle bir süredir işbirliği yapıyor. Bunlar şimdi Taliban içinde önemli bir yer tutuyor. İran’la uzun süredir yakın diyalog içindeler.
Benzer şekilde, Kabil’de iktidarda bulunan Eşref Gani hükümetiyle anlaşabilirler. Bunun anlamı, elbette Gani hükümetinin kalıcılığı değil, belki ömrünün 2-3 yıl uzaması ve yumuşak geçiş olabilir.
Afganistan’da yaşanan kritik gelişmeler karşısında AKP’nin değerlendirmeleri nedir? Belli değil.
Nasıl bir siyaset Türkiye’nin çıkarına olur? AKP’nin bu konuda da sesi çıkmıyor, en küçük bir yorum yok.
Yaptığı sürekli yanlışlar nedeniyle Washington yönetimiyle ilişkileri bozdu, şimdi Biden yönetiminin gözüne girmeye çalışıyor ve Kabil Havaalanı gönüllü bekçiliğini kabullendi. Hem de bağımsız şekilde değil, Amerikan yardımı ve koruması altında.
AKP bir taraftan muhalefeti Amerika’yla işbirliği yapmakla suçluyor, diğer taraftan Amerika’nın gözüne girmek için TSK güçlerini milli çıkarlarla ilgisi olmayan tehlikeli bir göreve göndermek istiyor.
İlk defa Türkiye’nin bağımsız dış politika izlediğini ileri süren AKP, eşi hiç görülmedik ölçüde ABD’ye bağımlı bir askeri misyonu, Afganistan’da en elverişsiz koşular altında gönüllü üstlenmek istiyor.
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan emperyalistlerin Afganistan siyasetini şöyle eleştiriyor:
“… egemen emperyalist güçler Afganistan’da ilk defa böyle bir sorun üretmiyor. Bundan önce de Afganistan’da nice sorunlar yaşadık. Ve Afgan halkı iradesiyle bu emperyal güçlere karşı mücadelesini verdi ve zaferle çıktı. Daha sonra tekrar bu emperyal güçler malum Afganistan’a girdiler. 20 yılı aşkın zamandır oradalar. Biz de bütün bu emperyal güçler karşısında Afgan kardeşlerimizin yanında yer aldık.”
Ama AKP iktidarı o emperyal gücün askeri, siyasi ve parasal desteği altında aynı Afganistan’a asker göndermek istiyor!
AKP’nin Afgan siyasetindeki bu büyük tutarsızlık ve amaçsızlık, ancak stratejik körlük olarak nitelenebilir.
Çin, Rusya, İran gibi ülkeler dış ilişkilerini nasıl yönetiyor, AKP nasıl yönetiyor veya yönetemiyor, aradaki fark gün gibi ortada. Türkiye bunu hak etmiyor.
Kaynak: https://halukozdalga.com/2021/08/07/akpnin-stratejik-korlugune-son-ornek-afganistan/