Akilli Türkiye
Türkiye’de 30 yıldır süregelen terör sorununun sona erdirilmesi için PKK terör örgütü ile gizli kapaklı yapılan pazarlık ve görüşmeler 2011 yılı Eylül ayında ilk ortaya çıktığında her kafadan bir ses çıkmış, medyada ve özellikle ulusalcı kanatta ciddi tartışmalar ve karşı duruş sergilenmişti.
Muhalefetin sert tepkisinin yanında iktidar kanadından görüşmeleri destekler nitelikte sesler
yükselmişti. Zaman ile anlaşıldı ki; MİT-PKK arasındaki Oslo görüşmelerinin başlamasını başbakan istemiş.
Oslo’da başlayan görüşmelerden sonra sıra İmralı’ya geldi… Abdullah Öcalan ile görüşmeler başladı…
Terörü başlatan adam Öcalan, terörü bitirmek için yol haritaları belirledi. Avukatlar, BDP heyeti,
MİT sürekli Öcalan ile görüşmeler yaptılar. Bu görüşmeler çerçevesinde özetle 10 maddelik yol
haritası sundu. Aynı Öcalan, PKK’ya mektup gönderdi, başka bir mektubu 2013 Newruz’unda
Diyarbakır’da okundu.
Öcalan mecliste Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulmasını önerdi. Bu komisyon kurulur
mu bilinmez ama Başbakan Erdoğan toplumun değişik kesimlerinden isimler belirleyerek Akil
Adamları belirledi. Yaklaşık 30 yıldır süregelen terörü sonlandırmak amacıyla kurulan “akil adamlar” komisyonunda bulunanların bir bölümü sanat dünyasından... Açıkçası bu isimler hangi özelliklere göre seçildi diye soru sormanın saçma olacağını biliyorum. Başbakan Erdoğan istedi ve belirledi. Cevap net!
Her şeyimiz vardı şimdi Akil Adamlarımız da oldu çok şükür!
Peki, Akil adamlar sürece katkı sunabilecekler mi? İşte bu sorunun cevabı net değil. Çünkü isimlere bakınca yıllardır toplum için fikir üretmeyen, ülkenin sadece terör değil, ekonomik, sosyal neredeyse her bir sorununu karşısında suskun kalan kimi sanatçıların varlığı karşısında umutsuzluğa kapılmamak elde değil. Listede bulunan kimi isimler var ki; bugüne kadar bırakın fikir üretmeyi, hangi olaya karşı tepki göstermiş bilinmiyor.
Akil Adamlar komisyonlara ayrıldı. Bölgesel çalışmalara başladılar. Umarım bu akiller kendilerini
partiler üstü görürler ve görevlerinin terör konusunda olduğunu unutmadan, kendilerini seçim öncesi “atanmış parti temsilcileri” olarak görmezler. Ve umarım 30 yıldır dere misali akan kan durur ve yerini barış iklimine bırakır.
Akil Adamalar değişik şehirlerde toplantılara başladılar, ziyaretlerde bulunuyorlar. Görüşmeler basın aracılığı ile kamuoyuna duyuruluyor. Topluma barış havası hakim olmaya başladı.
Terör örgütü Öcalan’ın sınır dışına çekilin talimatına uyar mı bilinmez, ki; Kandil’den gelen (basından okuduğumuz) haberlere göre PKK (silahsız) çekilmiyor.
Terör örgütü, Öcalan’ın “Silahları bırakın ve ülke dışına gidin” talimatına uyacak mı?
Silahını teslim etmeyen silahlı güçler bir süre sonra tekrar saldırılara başlar mı?
Daha önce defalarca denenmiş olan kısa süreli silahsız suskunluklar inandırıcı olabilir mi?
Hadi daha net bir ifade ile soruyu şöyle özetleyelim…
PKK’ya kim nasıl güvenecek, kim, kime nasıl bir garanti verdi?
www.twitter.com/yolagiden