Akıllı okura bayılıyorum..
Okur dediğin aklı başında olacak, okuduğu yazarı eleştirmeyi bilecek, eleştirilerinde ölçülü ve seviyeli olacak..Gerektiğinde de, taşı gediğine koyacak..
Ben akıllı insanları seviyorum, en son yazdığım maalesef üzüntüyle andığımız Mardin Katliamıyla ilgili yazıma, o kadar aklı başında yorumlar aldım ki, yaptığım iş konusunda bir kez daha mutlu oldum..
Her zaman ciddi yazılar yazmıyor olabilirim ama dilim döndüğünce ve aklım erdiğince, yazılarımda sabun köpüğü yazılar yerine, ders alınacak hikayeler ya da toplumsal olaylarda gördüğüm yanlışlar gibi elle tutulur konular da yazmaya çalışıyorum Yani okuyucuyu memnun etme kaygısı diyebiliriz.
Tabii okurdan da, her hangi bir konuda, beni farklı bir açıdan düşündüren yorumlar gelince, çok mutlu oluyorum..Sonuçta etki ve tepki meselesi..
Öyle her yaptığım alkışlansın, beğenilsin kaygısı değil benim ki. Görevini yapmış ya da yapmamış insanın hali
Okurun yazdığım yazı konusunda düşünmesini sağlamış mıyım, yoksa sadece yazıyı okuyup geçmiş mi..
Hani köpeklerde böyle bir alan koruma duygusu vardır . Güvenliğini sağladıkları alanların her şeyiyle ilgilenirler. Onların bölgeleri vardır, diğer bölgeye girmezler, orayı da başka köpekler korur.
Yıllar önce bir sahil şeridinde, bir kız arkadaşımla yürüyoruz ve sohbet ediyoruz. Bayağı yürüdük ve başladığımız yerden uzaklaştık, sanırım yarım saatlik bir mesafe oldu.. Yorulduk ve bir kayanın üzerine oturduk. Tam o sırada üç tane kocaman çoban köpeği bize doğru koşarak geldi.. Ben çok tedirgin oldum, ya acaba bunların yerine mi oturduk ta böyle koşa koşa geldiler, bizi yerimizden hoplatmaya diye..
Neyse etrafta da bizi bu canavarlardan kurtaracak kimse yok, ben panik atak olsam mı, olmasam mı diye düşünüyorum..Bizi beğenmeseler ve üçü birden saldırsalar parçalarlar, o kadar büyükler.
Derken arkadaşım bunları sevdi, korkma dedi, sadece alanlarına girmiş bu yabancıyı tanımaya çalışıyorlar, görevlerini yapıyor ve bu bölgenin her yerini bunlar koruyor. Şimdi gelip seni de koklayacak, sonra yerlerine oturacaklar..
Orada , bir süre daha sohbet ettik bu çoban köpekleri de üçü birden yere oturdu bizle birlikte..
Sonra kalktık tekrar arabaya doğru yürümeye başladık.
Tabii bunlar da beraber, adım adım yarım saatlik yolu birlikte yürüdük.
Bir su birikintisinin üstünden atladık ve oradan sonra başka köpekler koşarak yanımıza geldi, diğer üç koca çoban köpeği havlayarak geri döndü, aynı seremoni burada da devam etti ve bu sefer iki kocaman köpek bizle yürümeye başladı, taa ki arabaya varana kadar..
Böyle bir sorumluluk duygusu, böyle bir koruma ben görmedim..
Tek kelimeyle muhteşemdi..
Sözü yazılara ve yazarlara getirirsek de, yazarların alanlarını yani köşelerini koruması da, değindiği konuların, okurda bir iz bırakıp bırakmadığı konusu oluyor..
Okurda sorumluluk sahibi olunca, aklı başında yorumlar yapıyor.. Köşe yazarı da, görevini yapmanın mutluluğuyla köşesine çekiliyor, tabii bir sonraki yazısına kadar..
Dolu dolu, ve mutlu bir hafta sonu geçirmenizi diliyorum, özellikle de artık bahar iyiden iyiye kendini gösterirken, ruhlarımızın da, çiçek açma zamanı iyiden iyiye geldi. Klasik müzik sevenlere müjde, klasik müzik kanser tedavisi gören insanlarda bile çok olumlu geri dönüşler sağlıyormuş, takın i-podları kulağınıza, Strauss valsleriyle, doğru boğaza yürüyüşe, hiçbir şey düşünmeden, temiz hava ve müziğin canlı ritmine koyverin gitsin