Adalet mülkün temeli
Aylar önce Cağaloğlu’nda otopark ararken bir trafik polisinin yanında durup civarda park edebileceğim bir yer var mı? diye sordum. Polis gayet saygılı bir şekilde ama arap şivesi ile otoparkı tarif edince onun Mardinli ya da Urfalı olabileceğini düşünerek samimi bir üslupla nerelisiniz memur bey diye sordum, o da bana aynı samimiyetle Suriyeli olduğunu söyledi. Şaşırdım ama bir vesile ile Türk vatandaşı olmuş bir Suriyeli olduğunu düşündüm.
Geçen hafta Aydın Özdalga’nın modertörlüğünü yaptığı “Canlı Masa” programına konuk olarak katıldım. Programın konukları arasında emekli bir tüm general ve bir de gazeteci vardı.
Programın içeriğinde Ukrayna savaşı başta olmak üzere gündeme ilişkin konular konuşuluyordu ve konulardan biri de o günlerde basında doktor atamalarıyla ilgili çıkan bir listeydi.
O listede doktorların yarıdan fazlası yabancı uyrukluydu ve bu konu konuşulurken, atamaların doktorlarla sınırlı olmadığını ve başımdan aylar önce geçen yukarıda anlattığım trafik polisi anımı anlattım.
Bu anlatım, Suriyeli bir sığınmacının, öğretmen, doktor, Türkçe bilmediği halde silah ruhsatı alabilen bir kuyumcu olabildiği gibi polis de olabileceğinin bir saptamasıydı ve kesinlikle bir aşağılama kastı taşımıyordu.
Buraya kadar her şey normal seyrinde iken dün akşam 2 tane polis arkadaş akşam saat 9’a doğru evime geldiler son derece kibar bir üslupla Türk polisine yakışır bir şekilde savcının emri gereğince ifademin vatan caddesinde polis merkezinde alınması gerektiğini söyleyerek beni alıp götürdüler.
Sabah ben kendim geleyim dediğimde mümkün olmadığını anladım. Neyse ki son derece konuksever davrandılar gecenin ikisine kadar çayımızı ihmal etmediler.
Tamam anladık da …..
Savcı beyin, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçlamasıyla ifadeye çağrılmak nedir yahu?
Vatansever insanları bu tür ithamlarla suçlamak, böylesi kuvvetli kavramların içini boşaltmaktan başka ne işe yarar?…. Anlamaya çalışıyorum ama anlayamıyorum.
Türk hukuk sistemi bundan ne yarar sağlar?…. Anlamaya çalışıyorum ama anlayamıyorum.
Türk hukuk sisteminde mobbing suç ise, böylesi uygulamalar devletin vatandaşına mobbing uyguladığı algısı yaratmaz mı?... Anlamaya çalışıyorum ama anlayamıyorum.
Zaten son yıllarda olup biten bir çok şeyi anlamakta zorlanıyorum ve halkın çok büyük bir kısmının da benimle aynı durumda olduğunu fark ediyorum.
Ez cümle, “Adalet mülkün temelidir” ve her Türk vatandaşı Adalet kavramına titizlenmeli ve onun zarar görmemesi için adeta pamuklara sarıp korumalı dersem, konuya çok mu romantik yaklaşmış olurum?