9 Kehanet 1.Bölüm

Güncelleme:

2013 ün ilk yazısında siyaset yazmayacağım neden? Çünkü henüz yılbaşının pozitif etkisinden kurtulamadım, hatta kurtulmak isteyen kim?

Bu ilk yeni yıl yazımda kadim evrensel bilgilerden ve enerjilerden bahsedeceğim; James Redfield ve Dokuz Kehanet kitabını duyanlarınız vardır. Bu kitapta insanın yaşamın içinde nasıl enerjilerden beslendiği ve nasıl geliştiği anlatılıyor. Benim fikirlerimle de örtüştüğü için biraz onlardan bahsetmek istiyorum. Bilginin ve sevginin paylaşımı adına….

Bilgiler birbirini izler. Rastlantılara dikkat et,
bu rastlantilar bize yaptigimiz her seyin altinda daha baska seylerin,
ruhsal bir seylerin yattigini duyumsatir. Rastlantilari ciddiye
aldigimiz zaman birinci bilgi olusuyor.

İkinci bilgi, gerçeklerin farkındalığı  üzerine kurulmuştur.
“Neden yaşıyorsun?” bunu cevapla.
Dünya sadece, ruhsal ve mistik anlamda çalışır. Maddesel olarak olanaklarla hayatta kalabileceğimize inandığımız için bunu sağlamak için, yerimizi
sağlamlaştırıp, güvenliğimizi korumaya çalışırız ve tüm dikkatimizi
evrenin kontrol etmeye odaklarız. Oysa simdi ruhsal uyanış ve açıklığımız
sayesinde gerçeklerin farkına varmaya başladık.

3. bilgi de;  Evren TEK ve SAF bir ENERJI olarak tanımlanmakta  ve bu enerjinin
her nasılsa düşüncelerimize yanıt verdiğini söylemektedir.

Dördüncü bilgiye göre yaşamda enerji kısıntısı ancak daha
yüksek bir kaynakla bağlantı kurduğumuz zaman
tedavi
edilebilir.


Biz ona karşı açılabilirsek EVREN bütün gereksinimlerimizi sağlayabilir.
Enerjiyi önce besinlerden alırsın. Yiyeceklerden aldığın enerjiyi
tümüyle özümseyebilmek için, önce yediklerini beğenmelisin.
Lezzet bu isin anahtarıdır. Lezzetin tadına varmalısın.
Yemekten önceki duanın sebebi de budur. Farkındalığı  sağlar.
Sadece yiyecek bulduğumuza şükretmek için dua etmeyiz,
vücudun besindeki enerjiyi iyice özümsemesi için de dua ederiz.
Yemek yemeyi bir deneyim haline dönüştürmek gerekir.

Yemek yemek ilk adımdır, bu yolla kişiselenerjinizi arttırdıktan sonra, diğer nesnelerdeki enerjilere karşı daha duyarlı olabiliyorsun ve bundan sonra yemek yemeden bu enerjiyi
özümsemeyi öğreniyorsun.

Çevremizdeki her şey enerjidir.  Ne var ki; hepsinin türü değişiktir. İste bu yüzden bazı yerler pozitif  enerjiyi diğer yerlerden daha fazla artırır.

Bu senin o enerjiye şeklinin uyumuna bağlıdır.
Önce enerji alanlarini görmeye basliyorsun, bunun için;
Dikkatini çevreye yönelt.
Nefes al ve enerjiyi içine çek. Bu noktada hissettiğin SEVGİ. Bunun için kendini zorlamaya gerek yok, o kendiliğinden ortaya çıkar. Sevginin içinde olmasına izin ver.

Nesnelerin (sadece nesnelerin değil ayni zamanda bunu insanlar içinde yapabilirsin) güzelliklerini, eşsizliklerini takdir edince pozitif enerji alırsın, hislerin sevgi düzeyine yükselince, gönüllü olarak da enerjini geri veriyorsun. Bu mistik bir deneyimdir ve bunu kısacık bir AN da yakalayabilirsin.  Bu durum ne yazık ki uzun süre korunamaz.

Bilinci normal düzeyde olan bir insanla konuşmaya çabalayınca ya da
hala çatışmaların sürdüğü bir dünyada yasamaya çalışınca, bu ileri durumdan sıyrılır ve yine kendi eski enerji  düzeyimize döneriz.

Bu kısır döngüden  kurtulabilmek için gördüklerimizi, hissettiklerimizi yeniden tekrar etmeliyiz.
Böylece her seferinde biraz daha evrensel  bilince doğru ilerlemeye başlarız.
Ancak bunu yaparken, enerji ile dolup yaşamayı bilinçli bir şekilde yapmalıyız.

Çünkü rastlantıları sağlayan iste bu enerjidir ve rastlantılar sürekli bir temele dayanan, yeni
bir düzeyi gerçekleştirmemize yardımcı olurlar.  Geri kalan enerji dinamiklerini bir sonraki yazımda yazacağım….Şimdilik bu kadar….