6 bin Dolara Perde

Güncelleme:

Adı : Kozlowsky .
İşi : Tyco Inc. Eski Yonetim Kurulu Başkanı.
Son Durumu : Ceza mahkemesinde.
Bir Suçu : Tyco Uluslararası Holding’ten masraflarını kapatmak için çektiği 135 milyon dolarlık avans.


En çarpıcı harcaması : 18 milyon dolarlık apartman dairesine aldığı 6 bin dolarlık banyo perdesi.


Adları bu listeye girebilecek yöneticilerin sayısı çok, harcamalar ilginç : Şirket parası ile kendisine 13 milyon dolara özel golf sahası yaptıran mı istersiniz. Kurduğu paravan ortaklıklar aracılığı ile cebine 45 milyon dolar aktaran mı istersiniz. Seç beğen al, mostralık Yönetim Kurulu Başkanları, ( CEO ), Mali İşler Başkanları ( CFO ) v.s… v.s.


Bugüne kadar globalizmin baş destekçisi ve itici gücü olan Amerikan kapitalizmi kendi yarattığı krizin içine düşmüş durumda. Kendi sistemine gölge vurmuş ve cakası bozulmuş Amerika\'nın bugünlerde kimseye hararetli bir şekilde globalizmin serbest kur, serbest ticaret, serbest faiz ve serbest dolaşan sermaye unsurlarını tavsiye edecek hali yok . Çünkü Amerikan halkının kendi iş dünyasına ve büyük şirketlerine güveni sarsılmış vaziyette. Kendi mutfağında yangın çıkan Amerika şimdi meşgul. Hatlar tıkalı. Bir yanda yavaşlayan büyümesi , diğer yanda güveni sarsılmış tüketicisi ile ABD ekonomisi tökezliyor.


Amerikan Kongresi ani kararlarla toplantılar düzenleyip, dünyanın en büyük şirketlerinin üst yöneticilerini Parlemento’da kurulan komisyonlarda ifade vermeye çağırıyor. Bazı yöneticiler Kongre’ye yardımcı olurken bazıları anayasal haklarına sığınıp, ifade vermeyi refüze ediyorlar. Amerikan kapilaziminin temel ögeleri sorgulanmakta. “ Mavi Kanlı“ Amerikan kapitalistlerinin etik ve ahlak anlayışları artık eskisi gibi sorgusuz sualsiz kabul edilmiyor. “ Mavi Yakalı “ sıradan Amerikalılar emeklilik fonlarındaki erimeyi bir korku filmi gibi izleyip, “ Beyaz Yakalı “ eksekütiflerden hesap sorulmasını istiyorlar. Skandallar yaratan gelişmeler devam ederken hergün yeni bir tutuklama, yeni bir etik rezaleti. Amerikan kapitalizmin felsefesi temelden sorgulanmakta bu felsefenin uzantısı globalizm de bu gelişmelerden nasibini almakta.


Soğuk savaşın bitişi ile “ Tarihin Sonu “ temasını işleyen Amerikalı entellektüeller, ABD liderliğinde globalizmi alternatifsiz tek sistem, yaşadığımız gezegeni de “ Global Köy “ olarak formüle ettiler. Internet ve telekomunikasyon alanındaki yeniliklerin de katkısı ile bir süre bu sanal ortam ciddi bir şekilde başarılı gözüktü. Oysa ABD borsalarındaki spekülatif balonun sönmesi ile başlayan global sarsıntılar giderek daha büyük dalgalar halinde yayılmakta. Globalizm gemisi yalpalıyor ve güvertesinde zaman zaman yangınlar çıkıyor. Son olarak Brezilya’ya 30 milyar dolarlık çek yazan IMF zor durumda olan globalizme nafile su sıkan iftaiyeci gibi. Globalizm sıkıntıda, yarattığı belirsizlikler ve çalkantılar Fransa’da, Arjantin’de , Malezya’da ve Türkiye’de büyük krizlere yol açıyor. Çıkan krizler her seferinde IMF tarafından daha büyük bir su faturası ile söndürülüyor.


Global sistemde yaşanan sıkıntılardan Bush hükümetinin ne kadar panikte olduğunu anlamak için Türkiye ve Brezilya’ya son krizlerde nasıl davranıldığına bakmakta fayda var. 11 Eylül öncesi krizden kurtulmak için apar topar Washington’a koşan Ekonomi Bakanı Derviş, IMF kurtarma operasyonlarına prensip olarak karşı olan Cumhuriyetçiler\'in duvarına toslamıştı. Sivri dilli ABD Hazine bakanı O’Neil Derviş’e nasihatta bulunmuş ve hatıra bir “ kol saati “ göstermişti. Aynı bakan, 11 Eylül saldırısından sonra IMF’ye tarihinin en büyük kurtarma operasyonunu gerçekleştirmesi için kesin talimat vermiş ve IMF Türkiye’ye kesenin ağzını açmıştı. Amerikan Hazine Bakanı bir hafta önce televizyonlara çıkıp, Brezilya’ya verilecek IMF yardımının “ İsviçre bankalarına gitmeyeceği ne malum “ diye eleştiriler yöneltirken, geçen hafta içinde Amerikan iş dünyasından ve Wall Street’ten gelen uyarılarla IMF Brezilya’da 30 milyar dolarlık bir çek yazıverdi.


ABD Hazine Bakanı\'nın son görevinin dünyanın en büyük çok uluslu şirketlerinden aluminyum devi ALCOA’nın yönetim kurulu başkanı olmasıda kaderin bir cilvesi her halde.


Amerikan kapitalizmi ve globalizm zor durumda ise bundan Türkiye’ye ne ? diye soranlarınız varsa yazarınız biraz farklı düşünmekte.


Kim ne derse desin Türkiye artık seçim rüzgarına teslim vaziyettedir. Onlarca parti “ en iyisi biziz “ iddasında. Bu seferki seçimi partilerin globalizme karşı tutumları ile de değerlendirebiliriz. Bir sürü partinin söylemini analiz ederken onlara bir de globalizm konusuna yaklaşımları nedir sorusunu sorarsanız, siyasi partilerin durumu berraklaşmakta. Özelleştirmeden, türbana, AB’ye girmekten laikliğe kadar değişik konular, globalizme karşı veya taraf olma açısından bakıldığında daha bir netlik kazanmakta. Global sistemde Türk ekonomisinin yeri ne olacak sorusu iktidarların hem ömrünü belirleyecek hemde vaatlerinin ne kadar gerçekçi olduğunu gösterecek kriter olarak karşımıza çıkmakta. Daha da komiği bazı partiler globalizme karşı tutum aldıklarının bilincinde olmasalar bile boğazlarına kadar globalizm sorunun içine batmış bulunmaktalar.


Bugüne kadar yaşanan krizlere baktığımızda, Rusya’da , Arjantin’de, Brezilya’da, Turkiye’de iş ve aş derdinde olan kitleler globalizmin ve onun yarattığı sermaye hareketlerinin önünde bir kuru yaprak misali savruldular. İsterseniz Harvard Business School yaklaşımı ile firma bazında bir “ case study “ örneği verelim: Türkiye’ye mal olmuş bir gazozun bile global sistemde yeri olmayabilir. Fruko’nun çok uluslu bir şirket tarafından satın alınması, ailenin miras kavgasından çok daha önemli bir konu ve Türk kapitalistinin global sistemde yerinin ne olacağı konusunda öncü gösterge. Yazıyı fazla uzatmak niyetinde değilim. Globalizm ve Seçimler konusunu bir başka yazımda etraflıca açarım. Şimdilik bu kadarla yetinelim. Zaten siz bu yazıyı okuyuncaya kadar geçen zaman içinde Türkiye’de iki bebek doğmuştur bile. Her ikisine düşen toplam borç 6 bin dolar. Yeni uluslararası sistemde önemli bir rakam değil. Sadece bir banyo perdesi parası. Nasıl olsa ödenir canım!


Diğer Yazıları
Ne Seçimdi Ama…
Paris Olimpiyatları ve Tarihi Anılar