2021 Dolar Kuru Üzerine Düşünceler

Güncelleme:

2020 yılının nasıl geçtiğini anlatmaya gerek yok.

Bana göre sanki zaman durdu, böyle bir yıl yaşamadık.

Küresel anlamda her şey tepetaklak oldu.

Döviz kuru tahminleri de aynı şekilde tepetaklak gitti.

Kısacası, bayağı çuvalladık...

Yıllardır tahmin yaparım ve genelde tahminlerim doğru çıkar-ki arşivler şahidimdir-

Gelgelelim 2020 bambaşka bir yıldı.

Küresel olarak Kovid, ülkesel olarak da geleneksel ekonomi yönetiminden farklı icraat, TL-$ kurunu inanılmaz seviyelere taşıdı.

Yanlış anlaşılmasın, 'tahminimde hata oranı büyük oldu' diye günah çıkarmaya çalışmıyorum.

Ekonomi yönetiminde ‘kuru inat’ etkili oldu-ki bunun bir daha tekrarlanmamasını umut ediyorum-

Yaz ortasında birçok dost, başını alıp giden döviz kuru konusunda bana "Ne oluyor?" sorusunu sorunca, herkese verdiğim cevap kısa ve netti: 600 baz puan artış!

Altı ay sonunda ne oldu? 675 puan artış!

75 puanlık ek, altı ay gecikmenin bedeli olarak yansıdı.

Küçük ve etkisiz müdahaleler ise sadece Londra’da konuşlanmış bir avuç ‘Forex Trader’i zengin etti. Nihayetinde rezervler etkin bir şekilde kullanılamadı.

Haa! O spekülatörlerin arkasında başka bir güç, başka bir üst akıl var mıydı? Orasını bilemem-ki o sorunun cevabını tarih verecek-

Şunu da eklemek isterim; eriyen döviz rezervlerini, atadan yadigar kalan gümüş takımların eskiciye satılması gibi algılamak doğru olmaz!

Çünkü; özellikle Türkiye’de ortaboy sanayide yaşanan dinamizm o dövizleri geri kazanır.

31 ARALIK SENDROMU
Belki kadere inanan toplum olarak, belki her işimizi son dakikaya bıraktığımız için, belki de bürokrat bir toplum olduğumuz için olsa gerek...

Ülkemizde ekonomik odak tarihi: 31 Aralık...

Evet, genelde ‘kurun ne olacağı’ sorusuna 31 Aralık tarihi üzerinden odaklanmış bir algılama var toplumda.

Geçen seneki tahminimde de bunun yanlış olduğunu açıklamaya çalışmıştım.

Döviz piyasaları 15 Aralık’tan itibaren bütün finans piyasaları gibi ivmesini kaybeder. Yavaşlar ve sığlaşır.

Son 2 hafta vitrin düzenlemesi ve muhasebe oyunlarının sergilendiği zaman dilimi olur.

Bu nedenledir ki benim tahminlerim de esasen 15 Aralık tarihini hedef alır.

Bu sene de aynı şekilde 15 Aralık’ı hedef alacağım.

2021'DE NE OLUR?

Küresel olarak tüm dünyada Merkez Bankaları bilanço şişirmeye devam ediyor.

Dünya finansal sisteminin para birimi dolar, pul olmuş durumda.

Bilimsel jargonda dolar endeksi olarak tanımlanan bu duruma göre, dolar endeksi tarihinin en düşük seviyesinde.

Ben bu satırları yazarken...

Amerikan Senatosu yeni bir paket daha onayladı.

Anlaşılan o ki, dolar pul olmaya devam...

Burada bir parantez açmak zorundayım.

İktisat bilimine yakın olanlar bu kadar çok para basmanın enflasyona yol açıp açmayacağını merak ediyor.

Meraklarında haklılar!

'Küresel enflasyon geri gelir mi?' sorusunun cevabı sanıldığı kadar basit değil.

Taraflar bu konuda ikiye ayrılmış durumda.

Sanırım küresel finansal kaldıraç oranının ne olduğunu tespit etmeden sorunun cevabını bulmak zor.

Gelelim kura...

Türkiye'de ekonomi yönetimi harmanlandıktan sonra yurt dışında belli bir algı değişikliği oldu.

Birincisi, TCMB’nin faiz arttırımı ve gerekirse aynı silahı tekrar kullanma cesaretini sergilemesi, yurt dışında CDS fiyatlarını aniden düşürdü.

(CDS = Credit Default Swaps, bir borçlunun ödeme zorluğunun sigorta fiyatıdır. Ne kadar yüksek olursa, borçlu o kadar riskli anlamına gelir!)

İkincisi, tüm dünyada Kovid nedeniyle yaratılan likidite aşırı fazla.

Bu kadar fazla arzın olduğu bir ortamda getiri faizlerinin sıfır, hatta eksi olduğu göz önüne alınırsa, Türkiye Cumhuriyeti gibi kadim bir devletin borçlanmasında sıkıntı olmaz. Tüm mesele faizin uygun olması.

Üçüncüsü, dolara karşı ortaya çıkan alternatiflerin durumuna da bakmakta yarar var.

Geleneksel olarak altın yükselişte.

Türkiye, net olarak altın ithalatçısı olduğu için bu durum döviz kurunu olumsuz etkiler.

Yeni alternatif olarak dolara karşı çıkan kripto paralar-ki içlerinde en popüler olanı Bitcoin yükselemeye devam edecek- fakat çılgın sanılımlara da hazır olmakta fayda var.

Dördüncü olarak da döviz kurundaki artış ve Kovid’den dolayı yaşanan üretim ve dağıtım dar boğazları enflasyonu tetiklemekte.

Benim tahminim: 2021'de yüzde 17 ortalama enflasyon yaşanır.

Amerika-Türkiye faiz getirisi farkı yüzde 13, enflasyon farkı da yüzde 15 olarak düşünülürse, ortaya yüzde 2'lik bir fark çıkıyor.

Buna karşılık dünyada dolar değer kaybetmeye devam edecek.

Son Türkiye CDS değerleri 5 yıllık tahvil üzerinden 330 baz puan. Buna ülke riski olarak yüzde 5 eklersek, toplamda yüzde 10'luk bir fark ortaya çıkmakta.

Kısacası, önümüzdeki yıl 15 Aralık’ta yüzde 10'luk bir fark söz konusu.

Bugünkü kuru baz alırsak, 7.70+.77 = 8.47.

Yuvarlak hesap 8.50'ye gelir.

Normal şartlar altında TL -$ kuru 8.50 civarında 2021 sonunu bulur.

Tabii ki bu tahmin şu anki şartların istikrarlı olmasına bağlı.

Dünyada ve Türkiye'de büyük krizler, Kovid virüsü konusunda beklenmedik gelişmeler yaşanmaz ve hayatımız normale dönerse, yukarıdaki tahmin gerçekçi olur.

Kontrolümüzde olmayan dışsal gelişmeler tahmini bozar.

Son söz: Kültürümüzün bir parçasıdır. İyi gelir Allah’tan kötü gelir kuldan misali, siz yine de kendi hesabınızı kendiniz yapın. Yatırımlarınızda kendi kararlarınızı kendiniz alın.

Diğer Yazıları
Ne Seçimdi Ama…
Paris Olimpiyatları ve Tarihi Anılar