2016'da erken seçim

Güncelleme:

     Galiba çok zor bir yeni yıla giriyoruz. Ülkenin bir parçasında haftalardır süren iç savaş devam ediyor.

     Çatışmalar ne zaman bitecek belli değil. Şiddetin ülkenin diğer yörelerine, özellikle büyük şehirlere yayılma ihtimali var.

          Diğer taraftan, Türkiye'nin Kürt sorunu, daha önce hiç bu kadar yoğun bir şekilde dış gelişmelerle iç içe geçmemişti.

     Ortadoğu barut fıçısı gibi. Birisi bir kibrit çaksa, büyük patlamalar olacak. O durumda alevlerin Türkiye'yi de saracağı kesin.

     Dış politikada, özellikle bölgeye dönük dış politikada yapılan yanlışlar, Türkiye'yi ürkütücü bir tecrit içine soktu. Patlama olursa alevler bize çok zarar verebilir.

     Ülkenin gerçek gündemi böylesine yoğun ve pek çok tehlike içeriyor.

     Erken seçim?

     Henüz üç ay önce seçimden çıktık. 317 milletvekili kazanan AKP, rahat bir tek parti iktidarı için gereken vekil sayısını elde etti.

     Bu şartlarda 2016'da erken seçim için bir neden yok gibi görünüyor. Ama durum tam öyle değil.

     İktidarın, özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gündeminin en üst sıralarında başkanlık sistemi var. Çünkü, şimdi "iki başlılık" olarak adlandırılan sorunu, Erdoğan kendi iktidarı için ciddi bir risk olarak görüyor.

     Söz konusu iki başlılık aslında,  mevcut anayasanın veya diğer hukuk normlarının değil, fiili durumun yarattığı bir sorun.

       Anayasa değişikliği için mecliste en az 330 oy gerekli. Muhalefet partilerinin başkanlık sistemine oy vermesi zor görünüyor.

     AKP'nin kimi tavizler karşılığında HDP ile anlaşabilmesi, Güneydoğu ve Suriye'deki son gelişmeler karşısında artık uzak bir ihtimal.

      Tek çare, AKP'nin 330'u bulabilmesi ve anayasa değişikliğini tek başına yapması. Bu da ancak erken seçimle mümkün.

      Muhalefet partilerinin durumu hiç umut verici değil. Bugün seçim olsa, sanıyorum AKP 330'u bulur. Medyadaki muhalif sesler de büyük ölçüde susturulmuş veya sindirilmiş durumda.

     MHP barajın altında kalırsa, AKP referanduma gitmeden anayasayı değiştirmek için gerekli 367'yi dahi bulabilir. MHP ve HDP ikisi birden barajın altında kalırsa, 400 civarında milletvekili çıkarabilir.

     AKP ve Erdoğan'ın bu hesapları yapmaması mümkün değil. Anketlerde uygun sonuçları görürlerse ve eğer o zamana kadar yukarıda değindiğim alevler Türkiye'yi sarmamışsa, erken seçim kararı alabilirler.

     Hatta zaman kazanmak için, seçimi 2016 yaz aylarına denk getirebilirler.

     Bakın, Başbakan Davutoğlu'nun açıkladığı "reform paketi" neler içeriyor: Asgari ücret 1300 TL; gençlere 50 bin TL nakdi destek, 100 bin TL faizsiz kredi; çeyiz hesabı uygulaması; esnafa 30 bin TL faizsiz kredi; 30 bin yeni öğretmen ataması; muhtarlara, işçi emeklilerine, polis ve uzman erbaşlara zam, vs...

     Doğrusu bu, bir reform paketinden çok, bir seçim hükümetinin hediye paketine benziyor.

     Muhalefet kendini hızla toplamalı

     Eğer AKP 2016'da erken seçim kararı alırsa, bunun en büyük nedeni muhalefetin içinde bulunduğu zayıf durum olacak.

     Boksta bir boksör rakibinden çok dayak yerse, dermansız kalır, bitkin ve ayakta duramaz olur. Boksörün halsizliği yüz ifadesine de yansır.

     Bu durumdaki boksör için 'groggy' oldu, veya Türkçe ifade şekliyle 'kroki' oldu tabiri kullanılır. Hakem müdahale eder ve teknik nakavtla oyunu bitirebilir.

     MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin şu sıralarda TV ekranlarındaki görüntüsü, kroki olmuş boksöre benziyor.

     Burada hakem, MHP delegesi. Müdahale etmeli ve oyunun bittiğini ilan etmeli. MHP'ye yeni bir lider seçmeliler.

     Aksi takdirde MHP'nin, yapılacak ilk seçimde baraj altında kalması ve nakavt olması büyük ihtimal.

     Yeni bir liderle, MHP kısa sürede büyük oy artışı sağlayabilir. Bunu başarabilecek gibi görünen birden fazla yeni lider adayının çıkması, MHP'nin hayatiyet sahibi bir parti olduğunu gösteriyor.

     CHP'nin durumu daha zor. Hafta sonunda yapılan CHP İstanbul İl Kongresinde, görevi bırakan İl Başkanı Murat Karayalçın, mevcut durumuyla CHP'nin %25'i aşmasının imkansız olduğunu söyledi.

     Karayalçın'a göre, CHP'nin yeni bir siyasete ve yeni bir örgütlenme anlayışına ihtiyacı var. Dedikleri doğru.

     Ama CHP'nin bir de, böyle bir dönüşümü yönetebilecek yeni bir lidere ihtiyacı var. Öyle görünüyor ki CHP, o noktada tıkanmış durumda.

     Muhalefetin perişan durumu, ülkenin ağır sorunlarını aşabilmesinin önündeki en büyük engellerinden biri. Türkiye'nin güçlü bir muhalefete ihtiyacı, belki hiç bu kadar çok olmamıştı.

     Bütün okuyucularıma mutlu ve sağlıklı bir yeni yıl diliyorum.