19 Mayıs ve Bandırma Vapuru
Bandırma Vapuru dalgaları yararken,
On iki cephe, yedi düvel, dört kıta tanıktı;
Bayraksız, ekmeksiz, onursuz, bırakılmak istendik…
Bilendik… Direndik… Kazandık…
Umut, olduk!
19 Mayıs işte budur!
19 Mayıs, bir milat; bin doğumun ‘Anası,
Biz Türkler için olduğu kadar,
Bütün mazlumların da.. ‘işaret fişeği’:
“Ya İstiklal Ya Ölüm”…
Emperyalistler,
Teslimiyetin utancını varaklı bardakta sundular; şehitlik şerbetini bakraçtan içti bu topraklar.
Bizi, bölerek ezmek istediler;
-Laz, Kürt, Çerkez, Boşnak, Türkmen-, “şu inanıştan, bu gelenekten”…
Tuzak tutmadı, oyunları bozuldu.
Türk Milleti olarak bir kez daha birleştik,
“Geldikleri gibi (de) gittiler”…
İşte bu bizim hikayemiz ve başlangıcı 19 Mayıs…
Mustafa Kemal’in “benim doğum günüm” dediği,
Belki her birimizin “ikinci doğum günü”!
“Demirlerini gümüşten, halatlarını ibrişimden, yelkenlerini atlastan” gemiler yapabilen,
Uygarlığımızın,
Kalplere “bağımsızlık” rüzgarını doldurduğu gün;
19 Mayıs 1919.
Dünden eski, yarından yeni.
Ve Bandırma Vapuru’nda ‘Gazi’
Hala Karadeniz’de,
Belki de, Adriyatik’te, Hint Okyanusunda, Hazar Denizi’nde,
“Baş-tacım bilim, ana-fikrim emek, özüm barış” diyerek, dolaşıyor!
Savaşsız, sömürüsüz bir Dünya isteyen,
Herkesin kılavuzu…
19 Mayıs’ın durmak bilmez, engel tanımaz bu yolculuğu..
Kutlu olsun gençlere, Vatana ve halkımıza..
Kutlu olsun!..