17 Ağustos... Bugün günlerden acı
1999 yılında yaşanan ve resmi rakamlara göre 17 bin insanın öldüğü gün bugün! Türkiye tarihi acılarla dolu, karnemizde sevinçten çok hüzün var bizim. Akarsularımız bol, mevsimler yağışlı çünkü insanlarımız hep kederli, hep ağlamaklı! Bu ülkede gözyaşı hiç dinmiyor ki!
Bir yara unutulmadan ötekisi başlıyor ve oraya aranıyor çare! Oysa acı geçiştirilmemeli! Tarih tekerrürden ibaret sözü bütünüyle yalandır. Tarihin tekerrürü halkını küçük gören ülkelere biçilmiş cezadır aslında. Depremin acısını her yıl anıyoruz, ölenler mezarlarından tükürüyor ama kurumları "yönete(meye)nler" yağmurun bu yıl bereketli olduğunu söylüyorlar. Her yıl böyle çünkü utanmıyorlar ki! Ders almıyorlar.
Bu ülkenin baş belası denilen terör de aynen böyle. Önlem alınamadığı için sürmüyor terör.
Bela küçümsendiği için bu noktadayız.
İnsan görünümlü ve eli silah tutan hayvanlar 1984 yılında ilk eylemlerini gerçekleştirdiklerinde küçümsendiler. Sınır ötesi harekâtlarda küçümsendiler. Siyaseten küçümsendiler. Çatışmada, eylemlerinde küçümsendiler ve artık bu noktadayız. Belki gerçekten üç beş çapulcuydu ama bu ülkenin çocuklarına silah sıkanları küçük görmek talihsizlik değil çok daha ağır bir şeydi. Sonuçta çapulcular ile savaş oyunu oynayarak onları biz eğittik! Oysa yılanın başı küçükken ezilmeliyi!
Siyaseten eksikler, hatalar belki çok başka sebepler saymak mümkün ama işin askeri boyutunu da irdelemek gerekiyor!
Mesela, terör örgütü elini kolunu sallayarak askeri, sağlıkçıyı, kaymakamı kaçırıyor ve gidiyor, koskoca TSK neden buna bir önlem alamıyor? Kaçırılan askerleri bulmaya ve kurtarmaya giden tim neden çok kolay pusu yiyor! Neden bu kadar teçhizata rağmen asker mayında can veriyor. Mayında can veren ve yaralananları kurtarmaya giden askerler neden çok kolay pusuya düşürülüyor. Terör örgütü lojistik desteği, askeri bilgi ve belgeyi nereden nasıl sağlıyor?
İşin bir de uluslararası boyutu var ki onu anlamak hiç mümkün değil! PKK'ya karşı mücadelede PKK'yı besleyen "stratejik ortak" yerine düşmanımın düşmanı İran ile neden ortak tavır alınmıyor? Neden PKK'yı beslediğini bildiğimiz Avrupalı ülkeler ile üç maymun oynamaya devam ediyoruz! Neden PKK'nın ekonomik yapısını bozacak kurguyu sağlayamıyoruz?
Sonuç itibari ile acı bu ülkenin kaderi olmaktan çıkmayacak ve her gün birileri can verecek.
Vatan için değil ama belki bir hiç uğruna! Gencecik bedenler toprağa düşecek yine ve yine anlara ağlarken kazanacak savaş tüccarları!
Hayvan demişken
Hayvanlardan bahsetmişken, basında çıkan haberlere kızan, gerçek hayvan dostunun gönderdiği mesajı elçiye zeval olmaz diyerek olduğu gibi aktarmak istiyorum.
“Rottweiler ırkı için ''Vahşi, saldırgan, parçalayan'' köpek deniliyor, hâlbuki öyle değil. Sadece rottweiler değil tüm köpeklerin doğasında vardır saldırganlık… Bunu bir çocuk olarak düşünün siz çocuğunuzu nasıl yetiştirirseniz öyle büyür sürekli haylazlık yapan, başkalarını rahatsız edecek şekilde davranışlarda bulunan bir çocuğa siz yanlışın ve doğrunun ne olduğunu göstermezseniz çocukta o şekilde büyür ve ilerde daha büyük sorunları beraberinde getirir. Eğer siz köpeğinizi yavru iken saldırgan olması için dövüştürüp, saldırmayı öğretirseniz köpeğiniz birilerini ısırdığı zaman dert yanmayın. Ümit Turani