15 Mart Dünya Tüketici Hakları Günü…
15 Mart 1962 tarihinde ABD'nin o dönemdeki başkanı John Fitzgerald Kennedy'nin Temsilciler Meclisi'nde yaptığı konuşmada ilk kez Tüketici Hakları diye bir kavramdan söz etmesi sebebiyle, 15 Mart Dünya Tüketici Hakları günü olarak kutlanmaktadır. Birleşmiş Milletler ise 1985 yılında aldığı bir karar ile bu konuşmanın yapıldığı tarihi, 15 Mart Dünya Tüketici Hakları günü ilan ederek resmileştirmiştir.
Ülkemizde “Dünya Tüketiciler Günü” olarak kutlanan bu günde, tüketicilerin sorunlarına dikkat çekmek, tüketici bilinci ve farkındalığını artırmak amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlenmektedir.15 Mart Dünya Tüketici Günü nedeniyle, tüketicilerimizin yaşadığı başlıca sorunları ve beklentileri aktarmak istiyoruz.
Piyasa Gözetimi Ve Denetimi Sürekli Olmalıdır…
Anayasanın 172. Maddesi gereğince “Devlet, tüketicileri koruyucu ve aydınlatıcı tedbirler alır, tüketicilerin kendilerini koruyucu girişimlerini teşvik eder”. Bu amaçla, tüketicilerin ekonomik çıkarlarını korumaya yönelik olarak piyasa gözetimi ve denetimi etkin olarak uygulanmalıdır. Üreticiden tüketiciye kadarki tüm aşamalarda, özellikle gıda fiyatları çok fazla artış göstermekte, tüketiciler ekonomik açıdan zarar görmektedir.
Üretimden tüketime kadar piyasanın etkin denetlenmesi, üretimin ihtiyaca uygun planlanması, hem üreticiyi hem de tüketiciyi koruyacaktır. Bu amaçla, spekülatif fiyat artışlarına karşı tüketiciler korunmalı, piyasa denetimi mutlaka sağlanmalıdır. Ürün fiyatlarındaki spekülatif artışlara karşı denetimler ve gözetimler sürekli olmalıdır. Tarladan sofraya kadarki tüm süreçte hem üretici hem de tüketici mutlaka korunmalıdır.
Tüketici Hakem Heyetleri…
Tüketicilerin herhangi bir bedel ödemeden doğrudan yasal hak arama yeri olan ve başvuruların yaklaşık % 65’i tüketici lehine sonuçlanan tüketici hakem heyetleri, tüketicilerin maddi zararlarının giderilmesinin yanı sıra, satıcıların, sağlayıcıların ve tüketicilerin bilinçlenmesi görevini de yerine getirmektedir. Verilen hizmet açısından, uyuşmazlık çözüm yeri niteliğinde olup, önemli bir kamu hizmeti işlevi sağlamaktadırlar.
Tüketici hakem heyetlerinin daha da güçlendirilerek, tüketici sorunlarına, hakem heyetlerine yerine “Arabulucuk” müessesi kapsamında çözüm üretme girişiminden vazgeçilmelidir.
Elektrik Piyasasında Tüketicilere Yeni Yönetmelik…
Elektrik faturalarında, elektrik tüketim bedeli dışında “Dağıtım Bedeli” adı altında tüketicilerden alınan bedeller, elektrik faturalarının daha da artmasına sebep olmakta, haklı olarak tüketicilerin yoğun tepkilerine neden olmaktadır. Elektrik faturaları üzerinden dağıtım bedeli alınması uygulamasından vazgeçilmelidir.
Yürürlükteki “Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği” hem bireysel tüketicileri hem de şirket gibi ticaret tüzel kişiliklerini de kapsamaktadır. Oldukça kapsamlı bir içeriğe sahip bu yönetmelik, bireysel tüketiciler açısından anlaşılması zor ve karmaşıktır.
Bireysel elektrik abonesi olan, elektriği ticari amaçla kullanmayan bireysel tüketicilere yönelik yeni bir yönetmelik hazırlanarak, yönetmeliğin daha anlaşılır, daha sade ve tüketici ihtiyaçlarına uygun bir hale getirilmesi yerinde olacaktır.
Abonelik Sözleşmeleri Hemen İmzalanmamalıdır…
Telefon, internet ve tv aboneliği gibi sürekli ve uzun süreli alınan hizmetlerde, abonelik içeriği hakkında ayrıntılı bilgi almadan uzatılan her sözleşme imzalanmamalıdır. Özellikle taahhütlü aboneliklerde, aboneliğin başlangıç ve bitiş süresi ile abonelikten vazgeçme (aboneliği sonlandırma) halinde ödenecek cayma bedeli öğrenilmelidir.
Dolaylı Vergi Oranları Aşağı Çekilmelidir…
Ülkemizde vergi gelirleri içerisinde dolaylı vergilerin payı % 70’lere ulaşmaktadır. Bu oran, vergi adaletini sağlamaktan uzak olup, Anayasanın “Mali güce göre vergi ödeme” ilkesine aykırıdır. Dolaylı vergilerde vergi yükü, nihai tüketicilerin üzerinde kalmakta olup, tüketicilerin ekonomik çıkarlarını ve gelir dağılımını olumsuz etkilemektedir.
Ülkemizde dolaylı vergi oranları yeniden gözden geçirilerek, başta akaryakıt üzerinden alınan dolaylı vergiler olmak üzere, tüketiciler üzerindeki vergi yükü mutlaka aşağıya çekilmelidir.
Taksitli Alışverişlerde Cayma Hakkı…
Yürürlükteki 6502 sayılı Yasa hükümleri gereğince, tüketicilerin taksitli alışveriş sonrası, hiçbir gerekçe göstermeksizin 7 gün içerisinde cayma hakları bulunmaktadır.
Bu cayma hakkı, kredi kartı ile yapılan taksitli alışverişleri kapsamamaktadır. Günümüzde kredi kartı kullanımı ve kredi kartı ile yapılan taksitli alışverişler, ekonomik hayatın ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir. Bu nedenle, kredi kartı ile yapılan taksitli alışverişler, 7 günlük cayma hakkı kapsamına alınmalıdır.
Sosyal Medya Hesapları Üzerinden Yapılan Alışverişler…
Elektronik ticaret ile birlikte, internet üzerinden yapılan satışlar her geçen gün artış göstermektedir. İnternet üzerinden (özellikle sosyal medya hesapları üzerinden) yapılan alışverişler beraberinde sorunlar da getirmektedir. Bu kapsamda, sosyal medya hesapları üzerinden yapılan alışverişlerde mağduriyet yaşanması riski çok yüksek olduğundan, internet üzerinden yapılan alışverişlerde güvenilir kurumsal firmalar tercih edilmelidir.
Ayrıca, 6502 sayılı Yasa hükümleri gereğince, internet üzerinden yapılan alışveriş sonrası, hiçbir gerekçe göstermeksizin 14 gün içerisinde cayma hakkı bulunduğu unutulmamalıdır.
Satışa Aracılık Eden İnternet Siteleri Sorumluluk Almalıdır.
Ev, otomobil, giyim eşyası gibi değişik mal ve hizmetlerin satış ve kiralanmasına aracılık eden internet siteleri, ilana aracılık ettikleri mal ve hizmetlerin doğruluğundan, ilanların içeriğinden sorumlu olmalıdır. Özellikle kaparo dolandırıcıklarında çok sayıda tüketici mağduriyeti yaşanmaktadır. Bu nedenle, bu tür internet siteleri tüketicilerin maddi zararlarının karşılanmasında, satıcı ya da hizmet veren ile birlikte müteselsil sorumlu olmalıdır. Bu konuda yasal düzenleme yapılmalıdır.
Sonuç olarak;
Önceki yıllara nazaran tüketicilerin daha bilinçli hale geldiğini, yasal haklarını öğrenme ve kullanma konularında daha duyarlı olduklarını söyleyebiliriz.
Tüketicilerin ekonomik çıkarlarının korunması ve piyasaların sağlıklı işlemesi açısından, kamu gözetim ve denetiminin sürekli yapılmasının yanı sıra, tüketicilerin bilinç düzeylerinin artması, tüketici örgütlerinin güçlenmesi ve tüketici sorunlarına duyarlı bir siyasi otoritenin varlığı büyük önem taşımaktadır. Bu açıdan, 15 Mart Dünya Tüketiciler Gününde bu amaçları sağlamaya yönelik anlayış ve girişimlerin artmasını, tüketici örgütlerinin ve STK’ların görüş ve önerilerine öncelik verilmesini temenni ediyoruz.
Saygı ve sevgilerimle.
Levent KÜÇÜK
Genel Başkan
Tüketiciler Derneği-TÜDER
instagram.com/leventkucuk1
twitter.com/27Ekim
linkedin.com/in/levent-küçük-51541a58/
LEVENT KÜÇÜK KİMDİR ?
27 Ekim 1965 Osmaniye Doğumlu. İlk, orta, lise eğitimini Osmaniye'de tamamladı. Eskişehir Anadolu Üniversitesi İ.İ.B.F. Maliye Bölümü Mezunu. Aynı üniversitede Maliye (Mali Hukuk) Ana Bilim Dalında Yüksek Lisansını tamamladı.
1992 yılından itibaren 15 yıl Maliye Bakanlığı Vergi Denetmeni (Müfettişi) olarak İstanbul'da görev yaptı. 10 Ekim 2007 tarihinden itibaren İstanbul Teknik Üniversitesi'nde İç Denetçi olarak denetim ve danışmanlık görevi yapmaktadır. SMMM ve Bağımsız Denetçi Belgesi sahibidir. Evli, eşi emekli bankacı, 1 kız çocuk babası.
Vergi Müfettişleri (Denetmenleri) Derneği İstanbul Şube Başkanlığı görevinde bulundu.
26.03.2014 tarihinden itibaren, merkezi Bakırköy’de olan, 1995 yılından beri faaliyette bulunan Tüketiciler Derneği-TÜDER Genel Başkanlığı görevini sürdürmektedir. Bakırköy Kaymakamlığı Tüketici Hakem Heyeti ve Bakırköy Kent Konseyi Yürütme Kurulu üyesidir. Tüketicileri bilgilendirici, bilinçlendirici ve kamuoyunun dikkatine yönelik çeşitli yazı ve açıklamaları bulunmaktadır.