12 Haziran ve Partiler
Bu yazımda 12 Haziran’ı siyasal partilerin başarımı açısından irdelemeye çalışacağım.
Seçim, AK Parti için zaferle sonuçlandı. Sayın Başbakan’ın üçüncü tek başına iktidar dönemi…
Bağımsız adaylar arasında BDP’liler “kendi çıtalarını tutturdular”, Cumhuriyet Güçbirliği dahil diğer adaylar ise, umdukları sonucu bulamadılar.
Kuşkusuz seçim sürecince alacağı sonuç en çok merak edilen iki parti; CHP ile MHP idi.
MHP, “kaset skandalları yarasını” sarmak ve son virajı lehine çevirmek için alabildiğine çabaladı; barajın birkaç puan üzerinde çıkarak, iktidarın, dengeli bir ‘yeni Anayasa’ süreci izlemesine belki de katkı sağladı.
CHP için arzu edilen düzeyde başarılı sonuçların sağlanamadığı ile yenilgi algısı arasında giden bir sarkaç söz konusu oldu. Sayın Kılıçdaroğlu’nun, kampanya sırasında sergilediği efor elbette çok daha iyi bir sonuca karşılık gelebilirdi... Ancak bir yıla sığdırılan iki Kurultay ile bir referandum ve bir genel seçim, örgütün “dışa açılma” performansını kaçınılmaz olarak etkilemişe benziyor.
Elbet, CHP bugünkü oy aritmetiğini zamanla aşabilir. Doğru olan, halkın işi ve aşını önceleyen ve ilkelerine sımsıkı sahip çıkan politikalarının yanı sıra, bunun taşıyıcı unsuru olan örgütlerin daha da güçlendirilmesidir. Bu böyle olanda; Hak’kın ve halkın takdiriyle Türkiye daha güzel günlere erebilecektir.
Partiler açısından bu özet değerlendirmeden sonra, 12 Haziran bağlamında genel seçimlere ilişkin birkaç söz söylemek isterim…
Şu klasik deyiş geçerlidir: “Her rejimde iktidar vardır, ama herhangi bir sistemi demokrasi yapan, muhalefetin var’lığıdır.”
Demokrasi, gerçekte siyasal görüş olarak “azlıkta” olanların da bir gün çoğunluğa erişebilmelerini teminat altına alan rejimdir.
İktidar ile muhalefet arasında bu doğal “yer değiştirme”, partiler yasası, propaganda kuralları ve kitle iletişim olanaklarıyla belirginleşir.
Bu gerçeği iktidarıyla, muhalefetiyle her kesim özümsemek durumundadır. Öyle ki, yasal düzenlemelerden Parlamentonun işleyişine “çoğulculuk anlayışı” daim geçerliğini koruyabilsin.
Elbet, her seçimde yalnız partiler ve adaylar değil, demokrasinin kıvamı da sınava girer..
Ve.. demokrasiye yaraşır şekilde ikmal edildiği, sonuçları vakarla, sağduyuyla karşılanabildiği oranda, her seçim sınavında; her şeyden önce; demokrasi kazanır.
12 Haziran, ülkemiz, partilerimiz ve demokrasimiz için uğurlara vesile olsun…