12 Haziran Analizi
12 Haziran günü Türkiye yeni seçimini yaptı.
13 Haziran sabahı 11 Haziran’dan çok farklı olmadı. AKP’nin vekil sayısı bir önceki meclise göre düştü ama oy oranı açısından tarihe geçebilecek bir başarıya da imza attı! Kısacası bu seçimde meclis aritmetiğinde beklenen değişiklik olmadı ve AKP yine tek başına iktidara geldi.
CHP oy oranını arttırmış görünse de, AKP yüzde 50 gibi bir oy almış olsa da, bu seçimin galibi BDP’dir.
AKP bu oy artışını neden, nereden ve kimlerden aldı?
Antalya, Mersin, İzmir gibi muhalefetin güçlü olduğu illerde ciddi oy artışı sağladı. Doğu-Güneydoğu’da AKP’nin çok oy kaybedeceği bekleniyordu. Bu beklenti de gerçekleşmedi. Antalya ve Mersin’de birinci olan AKP, İzmir’de muhalefetin korkulu rüyası haline geldi. Son iki seçimde iktidar partisinin ulaşamadığı yerler olan özellikle sahil kentlerinde ciddi bir çalışma yaptığı biliniyordu. Anlaşılan o ki çalışma başarılı olmuş!.
AKP yaklaşık 3,5-4 milyon “yeni” oy kazandı. Bu seçimde ilk defa oy kullanmış olanların büyük çoğunluğunu aldığını düşünüyorum. Özellikle TOKİ ile yapılan toplu konut ve ulaşımda yapılan olumlu işler halkın desteğini vermesinde önemli etkendir.
İktidarda olan bir partinin yıpranması beklenirken bu artış iyi okunmalıdır çünkü bu çok önemlidir. Bu diğer partiler açısından bir ders niteliği taşımalıdır. Artık muhalefet, özellikle CHP, klasikleşmiş “bizi anlamıyorlar, halk cahil” vb üstünlükçü sloganlardan vazgeçmelidir. Seçimi kazanmak isteyenler, seçim çalışmalarını doğru sosyolojik yaklaşımlarla yapmalı, eski seçimlerde yapılan yanlışlardan ders çıkarmalı ve doğru adaylarla seçime girmelidir.
CHP Kemal Kılıçdaroğlu ile çok iyi sayılabilecek bir seçim kampanyası yaptı. Gözle görülür bir oy artışı sağladı ama bu oy artışı CHP’yi iktidara taşımaya yetmedi. MHP bu seçimde beklide en çok dayak yiyen parti oldu. Özellikle kaset skandalları MHP’yi çok sarstığı görülüyor. MHP’nin oy oranlarını incelerken kaset skandalları ile sarsan taban partisine küserken muhafazakâr ve milliyetçi seçmenin MHP’yi meclise taşıyacak oyu getirdiği düşünülebilir.
Çünkü kim ne derse desin bu ülkede bölünme, terör vb. korkular henüz son bulmadı. BDP’nin güçlü bir şekilde girdiği mecliste MHP’nin de olması gerektiği yönünde bir seçmen tercihi olduğunu söylemek yanlış olmaz.
Artık yeni meclisin öncelikli ilk işi Başbakan Erdoğan’ın işaret ettiği yeni anayasa çalışmaları olmalıdır. Bu ülkede gerek seçim sistemi gerekse anayasal ciddi sorunlar vardır. Bu ülkede temsilde adalette sıkıntı yaratan en önemli konu baraj sistemi ve barajın yüksekliğidir. Tahmin ediyorum ki; AKP istediği temsil oranı ile iktidara gelseydi baraj büyük ihtimalle olduğu yerde kalırdı. Fakat yeterli sayıda vekile ulaşamadığı için özellikle BDP ve kısmen MHP’nin desteğine ihtiyaç duyacaktır.
BDP bazı isteklerinin yanında özellikle barajın makul bir çizgiye getirildiği bir anayasa taslağına destek verir! Her şeye rağmen bu yeni anayasa çalışmalarında başta özerklik gibi milliyetçi ve ulusal çevrelerin kabul edemeyeceği konulardaki ısrarı bakalım ne getirecek?
Umarım yeni anayasa çalışılmaları bu ülkenin bütününün temsili ve desteği ile hazırlanır ve tek parti iktidarının dayatması değil, tüm partilerin uzlaşması ile hayat bulur.