12 Eylül çelişkileri
Başbakan Erdoğan partisinin grup toplantısında 12 Eylül'de idam edilen gençlerin mektuplarını okurken duygulanmış!
Bu mektuplar 30 yıl içinde ancak gelebildi galiba, referandum öncesine denk gelmesi ise manidar. 12 Eylül'ün üzerinden tam 30 yıl geçti. 30 yıldır 12 Eylül mağdurları ağlıyorlar çünkü.
Başbakan 12 Eylül referandumunda evet oyu verilmesi halinde 12 Eylül darbesine tokat vurulacağını söylüyor.
12 Eylül bu ülkenin üzerinden silindir gibi geçti. Yüzlerce insan idam edildi, akademisyen, gazeteci, siyasetçi binlerce insan hapishanelere tıkıldı. İşkence gördü. 12 Eylül darbesi ile 1 milyondan fazla insan fişlenmişti. AKP K.Maraş Milletvekili Avni Doğan, ''Şimdi biz onları fişliyoruz. 40 sene onlar bu halka yaptı, inşallah sıra bizde. Yapmaya çalıştığımız bu'' demişti. Şimdi biz fişliyoruz mantığının silinemediği bir ortamda hangi hesaplaşmadan bahsedebiliriz.
2002 yılında iktidar geldiğinden beri hiçbir 12 Eylül mağdurunun isimlerini anmayıp, ansızın dört mağdurun hikayelerini anlatıp, acıları referanduma bağlamak bana hiç inandırıcı gelmedi doğrusu.
Örtbas edilmiş onca zulüm ortaya çıkmış, onlarca belgesel, yüzlerce kitap, binlerce makale yazılmış olmasına rağmen kılı kıpırdamayanların iki mektup okuyunca gözyaşlarını tutamaması da inandırıcı gelmedi.
Darbe dönemi insan haklarının ve özgürlüklerin dibe vurduğu, hukusuzluğun tavan yaptığı bir dönemdi. İşkenceciler korundu, yapılanlar sır gibi saklandı. Hiçbir kirliliğin temiz akarsuyu kirletemediği gibi ortaya çıktı her şey. Sinop, Bartın, Mamak, Metris, Diyarbakır cezaevlerinde yapılan fiziki işkenceler insanı değil insanlığı utandıracak cinstendi. 12 Eylül’de asılanlar, sınır dışı edilenler, hapishanelerde işkencelerden geçenler bu ülkenin gerçek devrimcileriydiler.
Başbakan 12 Eylül ile hesaplaşalım diyor ama Adalet Bakanı Sadullah Ergin katıldığı bir TV programında 12 Eylül darbecilerinin yargılanıp yargılanmayacağını belli olmadığını söylüyor. Fiilen yapılmış bir darbenin planlayıcılarının yargılanıp yargılanmayacağı bile belli değilken darbe teşebbüsünden çok kişinin yargılanıyor olması büyük bir çelişki olarak ortada duruyor.
Çelişkiler bununla bitmiyor. Cumhurbaşkanı 12 Eylül anayasası ile olağanüstü yetkilerin sahibi oldu. Oylanacak olan referandum ile cumhurbaşkanına yürütme görevi açısından başka yetkiler de veriliyor. 12 Eylül ile hesaplaşacak bir anayasa değişikliğinde, 12 Eylül anayasası ile kral yetkisine sahip olan bir cumhurbaşkanına yeni yetkiler verilemez.
12 Eylül darbesi özgürlüklerin önüne set vurmuş, fikri gelişmenin sağlanmasını engellemişti. Referandumda oylanacak olan anayasa değişikliğinde hangi özgürlükler sunuluyor vatandaşa? Bilen var mı? Evet diyebilmek adına, bana ve milyonlarca yurttaşa somut bilgi ve inandırıcı gerekçeler gerekli! Mesela, özgürlükler adına vaadiniz nedir? Hukuksuzluklar bitecek mi?
12 Eylül darbesi sonrasında 1981 yılında kurulan bir kurum olan, üniversitelerin seçilmiş olan rektör ve dekanları görevden alınarak yerlerine dinci-milliyetçi çizgide yeni yöneticiler atanan ve öğrencilerin korkulu rüyası olan YÖK kapatılacak mı?
Madem bu değişikliklerle daha fazla demokrasi ve özgürlük var; neden seçim barajı indirilmiyor ve dokunulmazlıklara dokunulmuyor?
SONSÖZ:
Sadece evet-hayır oyunu oynasın istenen halk 12 Eylül referandumu için oy kullanırken yapılan ajitasyonlara değil referandum ile hayatında ne gibi değişiklik olacak ona bakmalı ve ona göre oyunu kullanmalı.