Zindaşti davasında gerginlik: Ya bırakın hesaplaşalım ya da sokakta öldürtürüm
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlTutuklandıktan bir süre sonra tahliye edilen İran uyruklu Naci Şerifi Zindaşti ile 20 sanık hakkında açılan organize suç davası görülmeye devam edildi.
İstanbul 40. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya tutuklu sanıklar Efkan Öveç ve Cem Dursun, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) yöntemiyle bağlandı.
Bazı tutuksuz sanıklar ile müştekilerden Orhan Ünğan ve taraf avukatları da salonda huzur bulundu.
Duruşmada savunması alınan başka suçtan tutuklu sanık İsmail Güçlü, Naci Şerifi Zindaşti'nin, milletvekilleriyle ilişkisi bulunan önemli bir iş insanı olarak tanıştırıldığını öne sürerek şöyle devam etti:
"Mahalleden bir tanıdığımın vasıtasıyla Basın Ekspres yolundaki bir ofise gittim. Zindaşti'nin adının medyada yansımaması ve lekelenmemesi gerektiğinden, Sarıyer'deki bir villanın kurşunlanması olayını üstlenmemi istediler. Zindaşti'yi ilk kez orada gördüm. Maddi anlamda zor durumdaydım, kabul ettim. Bana silahı verdiler, bir avukatları eşliğinde Vatan Caddesi'ndeki emniyete gittik. Emniyette polisler bana, 'Senin yapmadığını biliyoruz. Sen bu adamın kim olduğunu biliyor musun? Bu suçunu üstlendiğin adam, teröristlere destek veriyor.' dedi. Vatanını, milletini seven bir adam olarak olayı orada itiraf ettim, yapmadığımı anlattım. Nezarethanede lazım olur diye bin 500 lira vermişlerdi, asıl parayı cezamı yatıp çıktıktan sonra vereceklerdi."
Tutuksuz sanıklardan emekli polis Ergün Kapukaya da savunmasında, 2014'te cinayet büroda çalıştığını belirterek, "Nöbetçi olduğum gece Büyükçekmece'de bir cinayet oldu. Olay yerine gittik. Naci Şerifi Zindaşti de oradaydı. Kızı öldürülmüştü. Kendisini ilk kez orada gördüm, kimden şüphelendiğini sorduk. Dosyaya 4 ay baktım, sonra başkası devraldı." dedi.
Bunun üzerine mahkeme başkanı, Zindaşti ile sanık Kapukaya arasındaki mesajlaşmaların içeriğini okudu. Sanık, cinayeti çözmeleri için üstlerinden baskı yapıldığını, bu yüzden Zindaşti ile mesajlaştığını ileri sürdü.
MAHKEME BAŞKANI: SORUŞTURMAYLA İLGİLİ ZİNDAŞTİ'YE BİLGİ VERMİŞSİN
Mahkeme başkanının, "Sen sokak adamı mısın? Devletin polisi misin? Soruşturmayla ilgili Zindaşti'ye bilgiler vermişsin. Bu kadar bilgiyi savcıya veriyor muydun? Emniyete gelen bir ihbar notunu da göndermişsin. Neden?" sorusu üzerine sanık Kapukaya, cinayeti çabuk çözmek için gizli olmayan bazı bilgileri Zindaşti'ye ilettiğini, bilgi notunu neden gönderdiğini hatırlamadığını kaydetti.
Sanığın savunmasının ardından söz alan müşteki Orhan Ünğan, "Sanık eşiyle birlikte bir bara gidiyor. Arka masada benim kardeşim oturuyor. Kardeşimin kesinleşmiş cezası var, aranıyor. Sanık, kardeşimin fotoğrafını çekip Zindaşti'ye gönderiyor. Neden yaptığının sorulmasını istiyorum." dedi. Sanık ise böyle bir olayı hatırlamadığını öne sürdü.
Duruşmada, sanık Kapukaya'nın avukatının beyanda bulunduğu sırada, Ünğan'ın avukatı tepki gösterdi. Avukatların kendi aralarındaki sözlü sataşmaları üzerine mahkeme başkanının salondan çıkarılmasına karar verdiği Ünğan'ın avukatı, reddi hakim talebinde bulundu.
"BURADA YANIK OLARAK BULUNMAM GEREKİRDİ"
Devam eden duruşmada, tutuklu sanıklar Efkan Övenç ile Cem Dursun'un tahliye taleplerinin alınmasının ardından tutuksuz sanık Erkan Kocabaş'ın savunmasına geçildi.
Sanık Kocabaş, 2017'de Zindaşti dosyasında bazı isimlerin çıkarılması, bazı isimlerin ise eklenmesi talebini kabul etmediği için çalıştığı organize şubeden gönderildiğini söyledi.
Soruşturma kapsamında, Sarıyer'deki bir kurşunlama olayıyla ilgili delillerin, olaydan 3 ay sonra kendisine teslim edildiğini belirten Kocabaş, şöyle devam etti:
"Bize verilen talimat, Zindaşti'nin eylemlerinin tespitiydi. Zindaşti oluşumu ve eylemleriyle ilgili çalışma yapmamız istendi. Dosyaya bakan cumhuriyet savcısıyla sık sık görüştük. Bu dosyanın şüphelisi olan savcının bu iddianameyi yazması ne kadar doğru bilmiyorum. Benim dosyam suç örgütü değil, sus dosyasıdır. Beni gazeteciye rüşvet vermekten tutukladılar. Burada tanık olarak bulunmam gerekirdi. Bilinçli şekilde dosyadan isimler çıkarılmış. Bana şubede ısrarla İlhan Ünğan'dan aldığım bilgileri şubeye verip vermediğimi sordular. Zindaşti ile İlker Dağlı'nın da benimle ilgili iddiaları var. Onların suç duyurusu üzerine buradayım. Bu dosyayla alakalı benim bilmediğim şeyleri İlhan Ünğan biliyordu. Bir keresinde çocuğumla ilgili bir durum vardı, acil paraya ihtiyacım vardı. İlhan Ünğan'dan borç para istedim. Verseydi alırdım ama geri dönüş bile yapmadı."
"YA BIRAKIN HESAPLAŞALIM YA DA SOKAKTA ÖLDÜRTÜRÜM"
Müşteki Orhan Ünğan, sanığa soru sorarken usule uymaması gerekçesiyle mahkeme başkanı tarafından uyarıldı.
Bunun üzerine Ünğan bağırmaya başlayarak, "Ben müştekiyim. Benim kardeşim öldü. Bu namussuzlar öldürttü. Ya bırakın hesaplaşalım ya da sokakta öldürtürüm bunları. Bırakın meramımı anlatayım. Gencecik kardeşim öldü. 17 sene hapis yattım" ifadelerini kullandı.
Sanık Kocabaş, Mustafa Kaymış adlı kişinin dosyadan çıkarılması için talimat alıp almadığının sorulması üzerine, "Evet talimat verildi. Şube müdürü Gaffar Demir verdi talimatı." dedi.
Sanıklardan, Zindaşti'nin bahçıvanı olan Ali Savaş ise savunmasında, "Beni işe Naci Bey (Zindaşti) aldı. Çalışırken silahım vardı, Naci Bey'in oğlunu okula götürür getirirdim. Kızı öldürüldüğü için kendimizi koruma amaçlı silah taşıyordum." diye konuştu.
Sanıkların avukatlarının beyanlarının alınmasının ardından mahkeme heyeti ara kararlarını açıkladı.
Heyet, Efkan Övenç ile Cem Dursun'un tutukluluk hali ile sanıklar İlker Dağlı ve Naci Şerifi Zindaşti hakkındaki kırmızı bülten kararının devamına hükmetti.
FİRARİ İKİ SANIK HAKKINDA KIRMIZI BÜLTEN TALEBİ
Firari sanıklar hakkındaki yakalama kararlarının de devamına hükmeden heyet, sanıklar Ekrem Öztunç ve Tolga Hakan Ceyhan hakkında kırmızı bülten çıkarılması için ilgili kurumlara yazı yazılmasına karar verdi.
Duruşmada sanıkları öldürmekle tehdit eden müşteki Orhan Ünğan hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulunulmasını kararlaştıran heyet, tutuksuz sanıkların can ve mal güvenliğinin sağlanması için İstanbul Valiliği'ne yazı yazılmasına hükmetti.
Duruşma eksikliklerin giderilmesi için ertelendi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Bürosu tarafından hazırlanan iddianamede, ikisi mağdur-müşteki olmak üzere ikisi tutuklu 21 sanık yer alıyor.
İddianamede, sanık Naci Şerifi Zindaşti'nin, 3 kişiyi "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan üçer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, bu kişinin ayrıca, "suç işlemek amacıyla örgüt kurmak" suçundan 3 yıldan 9 yıla, "birden fazla kişiyle silahla tehdit" suçundan 1 yıldan 2,5 yıla, "silahla kasten yaralamaya teşebbüs" suçundan 3 aydan ile 9 aya ve "resmi belgede sahtecilik" suçundan da 2 yıldan 5 yıla olmak üzere toplam 6 yıl 3 aydan 17 yıl 3 aya kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.
Şüphelilerden Ali Koçak'ın 2 kişiyi "tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ikişer kez, Ekrem Öztunç, İlker Dağlı, Tolga Hakan Ceyhan, Efkan Öveç ve Cem Dursun'un da aynı suçtan birer kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması istenen iddianamede, polis memurlarının da aralarında bulunduğu diğer şüphelilere de "örgüt üyeliği, örgüt adına suç işlemek, suç üstlenme, verileri aykırı olarak ele geçirme, silahla tehdit ve görevi kötüye kullanma" gibi suçlardan 9 ay ile 22 yıl 6 ay arasında değişen hapis cezaları verilmesi öngörülüyor.
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol