Yüzbinlerce kişi bir kez daha Saraçhane'de, İBB binası önünde buluştu
İstanbullular, gözaltına alınan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na, yüzbinlerce insanın katılımıyla bir kez daha sahip çıktı. Yüzbinlerce vatandaş protesto mitinglerinin 4'üncü gününde de Saraçhane'ye koştu...

İstanbullular, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) ve Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’na sahip çıkmaya devam etti. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel ve İmamoğlu’nun davetiyle bir araya gelen yüzbinlerce İstanbullu, iradesine sahip çıkarak, yollar kapatılmasına rağmen, İBB önündeki alanı dördüncü günde de hınca hınç doldurdu. Alana sığmayan vatandaşlar, yakındaki sokaklardan ve parktan büyük buluşmaya katılım sağladı. İmamoğlu’nun eşi Dr. Dilek Kaya İmamoğlu ve oğlu Selim İmamoğlu da konuşmaların yapılacağı otobüsten coşkulu kalabalığı selamladı. Vatandaşlar, İmamoğlu’nun eşi ve oğlunu alkışlarla karşıladı.

Hemen her toplum kesiminden insanı bir araya getiren buluşmada; “Mustafa Kemal’in askerleriyiz”, “Cumhurbaşkanı İmamoğlu”, “Ekrem Başkan”, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz”, “Hükümet istifa”, “Diplomasız Erdoğan”, “Hak, hukuk, adalet”, “Her yer Taksim her yer direniş” ve “Her şey çok güzel olacak” sloganları atıldı. Bozdoğan Kemeri altında konuşlanan güvenlik güçlerinin, yakınlarında bulunan vatandaşlara zaman zaman gaz sıkması, katılımcıların tepkisini çekti. Tüm olumsuzluklara rağmen gerçekleşen buluşmada, sırasıyla; üniversite gençliğini temsilen 3 öğrenci, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, Memleket Partisi Genel Başkanı Muharrem İnce, CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş birer konuşma yaptı.

İstanbullulara, “Siz bir şeyi geri aldınız” sözleriyle seslenen Özel, özetle şu ifadeleri kullandı:
“Siz, evlerinizden çıkıp buraya gelmek istediğinizde, dört gün önce ,Erdoğan'ın talimatı, valilik kararıyla emniyet, üç kişinin bir araya gelip toplanmasını, gösteri yapmasını, miting yapmasını yarına kadar yasaklamıştı. O kararın ardından buraya gelen bütün yollar, Haliç'in üstündeki köprüleri kaldırdılar. Buraya gelen tüm viyadükler, tüm yollar kapatıldığı halde, ilk gün 110-120 bin kişiyle, ikinci gece 210-220 bin kişiyle, dün akşam, 220 bin dedik. Drone görüntülerini görünce neye uğradığımızı biz de şaşırdık. Gözün gördüğü yerde 550 bin kişi vardı. Ve buralara yaklaşamıyorlardı. Bugün, 550 bin kişiyle göz göze, Tarihi Yarımada bağlantı yollarıyla birlikte 1 milyon kişi gönül gönüleyiz.” "Bu meydanda hepimiz aynı şeyi istiyoruz. Ve hep birlikte haykırıyoruz: Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiç birimiz. Bu gece sevgili Dilek İmamoğlu'yla, değerli oğlu Selim'le birlikte birazdan el ele, kol kola girip, Ekrem Başkan'ın sorgulandığı, sorulan her soruya, yargılayan cevaplarla haklılığını ortaya koyduğu, bir kumpası çökerttiği ve tertemiz çalışkan ve cesur bir yönetici olarak görevini nasıl yaptığını tutanaklara evraklara nakşettiği bu akşamda onun yanına gideceğiz. Bugün ondan size büyük bir selam getirdim. Sizi İmamoğlu selamlıyor.”

"Bugün Erdoğan tuttu şöyle bir açıklama yaptı, dün akşam saatlerinde bugün haberdar olduk. Diyor ki: ‘Sokak çağrıları kabul edilemez. Türkiye, sokakta kurulmuş bir ülke değildir.’ Sayın Erdoğan, şunu bil; bu ülke, bu güzel şehir, Gazi Mustafa Kemal Atatürk, buralara yabancı gemiler gelmesin diye, yabancı postal ayak basmasın diye, Çanakkale'de ölümü göze aldı. Askerlerine savaşmayı değil, ölmeyi emretti. Bu meydandaki Türklerin, Kürtlerin, Lazların, Çerkezlerin; bu meydandaki Alevi'nin, Sünni'nin, bu meydandaki Müslüman'ın, Hristiyan'ın dedeleri orada kucak kucağa yatıyor. Ama sonra, bir tek adam bir imzasıyla izin verdi ve İstanbul'a o donanmalar geldi. İstanbul işgal edildi. İstanbul işgaline ilk tepki, İstanbul meydanlarında protesto mitingleri oldu. O mitingleri Darülfünun öğrencileri organize ediyorlardı. Gazi, o mitinglerden aldığı güçle, o öğrencilerden aldığı güçle, Anadolu'ya seslendi: ‘İşgal kabul edilemez. İşgale karşı örgütlenin, protestolar yapın, mitingler yapın.’ Ve bunun üzerine tüm mitingler her tarafa, Anadolu'nun dört bir tarafına yayıldı. Şimdi bir tek adamın, Gezi'mizi, Gezi'yi kriminalize eden, halen arkadaşlarımızı içeride tutan tek adamın yarattığı atmosfer, adım adım, adım adım, adım adım bu günlere getirirken ülkeyi, yine bir bariyeri, bir engeli ilk aşan İstanbul Üniversitesi oldu. Bugün bu meydan varsa, İstanbul Üniversiteli gençlerin kararlılığı sayesinde var.”