Yeşilay Zümrüdüanka Ödül Töreni

Yeşilay Zümrüdüanka Ödül Töreni
Güncelleme:

Cumhurbaşkanı Erdoğan: (1)- "Gerek Başbakanlığım döneminde gerekse Cumhurbaşkanı olarak Yeşilayımızın toplumu bilinçlendirme, farkındalık oluşturma ve bağımlılığı önleme mücadelesine daima güçlü destek verdim, bundan sonra da vermeye devam edeceğim"- "Tür

İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, gerek Başbakanlığı döneminde gerekse Cumhurbaşkanı olarak Yeşilay'ın toplumu bilinçlendirme, farkındalık oluşturma ve bağımlılığı önleme mücadelesine daima güçlü destek verdiğini, bundan sonra da vermeye devam edeceğini söyledi.

Yeşilay Haftası dolayısıyla Cemal Reşit Rey Konser Salonu'nda düzenlenen Yeşilay Zümrüdüanka Ödül Töreni'nde konuşan Erdoğan, haftanın ülke, millet ve tüm insanlık için hayırlı olmasını diledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu yıl üçüncüsü verilen Zümrüdüanka Ödülleri'ne layık görülen sporcuları, sanatçıları, medya mensuplarını, akademisyenleri, siyasetçileri, kurum ve firmaları tebrik etti.

Yeşilay'ın görev alanına giren konuların sadece Türkiye'nin değil, tüm dünyanın, insanlığın mücadele ettiği sorunlar olduğunu vurgulayan Erdoğan, bu konuda uluslararası dayanışma ve iş birliği olmazsa başarının da sağlanamayacağını dile getirdi.

Erdoğan, Yeşilay'ın ülke sınırlarını aşarak uluslararası bir boyut kazanmasını son derece değerli bulduğunu vurgulayarak, geçen yıl ödül verilen birisi olarak Yeşilay ödüllerinin bir şahıs veya kurumun alabileceği en müstesna ve anlamlı ödüllerden olduğunu tüm samimiyetiyle ifade etmek istediğini söyledi.

Bu ödüllerin hem özveri ve hassasiyetin hem de ağır bir sorumluluğun sembolü olduğunu aktaran Erdoğan, "Ödülü almak kadar, alınan ödülün yükünü taşıyabilmek, ödülün üzerimize yüklediği mananın bilincinde olmak da önemlidir. Tüm ödül sahiplerinin bu anlayışla çabalarını sürdüreceklerine inanıyorum" dedi.

Kendi alanının en eski ve köklü kurumlarından olan Yeşilay'ın 96. yıl dönümünde, emeği geçenleri, ebediyete irtihal edenleri rahmetle, yaşayanları da hayırla yad eden Erdoğan, 1920'de din adamları, doktorlar ve eğitimciler tarafından oluşan bir avuç münevver tarafından Hilal-i Ahdar adıyla dikilen fidanın bugün asırlık bir çınara dönüştüğünü kaydetti.

- Marka sivil toplum kuruluşu

Yeşilay'ın bağımlılık yapan maddelerin insan sağlığına ve sosyal hayata verdiği zararların henüz tam olarak kavranmadığı bir zamanda kurulmuş en eski sivil toplum kuruluşlarından olduğunu belirten Erdoğan, bugün Yeşilay'ın 120 şubesi, 50 bin üyesi, 30 farklı ülkede kuruluşlarına öncülük ettiği dernekleriyle marka sivil toplum kuruluşlarından biri durumuna geldiğini anlattı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yeşilay'ın asırlık geçmişinden gelen birikimiyle alkol bağımlılığı yanında tütün, uyuşturucu madde, teknoloji ve kumar gibi bağımlılıklarla da mücadele ettiğine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

"İnsan onurunu ve saygınlığını temel alan bilimsel metotlar, özellikle bu metotları kullanarak yürütülen bu mücadeleyi şahsen yakından takip ediyorum. Bugüne kadar daha çok savunmaya yönelik çalışmalar yapan Yeşilay'ın değişen ihtiyaçlara göre artık bağımlılık tedavisinin psikolojik ve sosyal destek tarafından da yer almaya başladığını görüyorum. Gerek Başbakanlığım döneminde gerekse Cumhurbaşkanı olarak Yeşilayımızın toplumu bilinçlendirme, farkındalık oluşturma ve bağımlılığı önleme mücadelesine daima güçlü destek verdim, bundan sonra da vermeye devam edeceğim. Türkiye'nin son 14 yılı her alanda ihmallerin ortadan kaldırıldığı, yıllarca ikinci plana itilen, halının altına süpürülen konuların tekrar gündeme alındığı bir dönem olmuştur. Yeşilay mensupları ve gönüllüleri olarak sizler bu sürecin en yakın şahidisiniz. Daha önce imkansızlıklarla boğuşan bir Yeşilay vardı, bugün Avrupalı kuruluşların mükemmeliyet belgesi verdiği Yeşilay var. Ondan dolayı kutluyorum, tebrik ediyorum. Neden böyleydi? Mücadelesinde yalnız bırakılmış bir Yeşilay'dan çalışmaları en üst düzeyde himaye edilen, desteklenen artık bir Yeşilay'a kavuştuk."

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, biraz destekle, cesaret ve teşvikle kurumların neler başarabileceklerinin Yeşilay'a bakınca görüldüğünü söyledi.

Yeşilay'ın eski başkanı Medeniyet Üniversitesi Rektörü İhsan Karaman'ı kutlayan Erdoğan, bunun bir bayrak yarışı olduğunu, şimdi de Mücahit Öztürk ve ekibiyle bu mücadelenin kararlı bir şekilde devam edeceğini söyledi.

Erdoğan, asıl meselenin bakış açısının, zihniyetin önceki dönemlere göre değişmesi olduğunu belirterek, Yeşilay'ın kendisinde güzel anıları olduğunu, imam hatip lisesi öğrencisiyken Yeşilay'ın organize ettiği liseler arası münazaralarda katılarak, hep şampiyon olduklarını anlattı.

Yeşilay'ın kendi dünyasına böyle girdiğini ifade eden Erdoğan, Yeşilay'ın dünyada meydana getirdiği farkındalığı, şimdi ulusal ve uluslararası bazda genişleyen ağıyla birlikte çok daha farklı bir konuma taşınacağını ifade etti.

- Batı Afrika gezisi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, son 14 yılda ekonomiden ticarete, maliyeden kamu yönetimine, yargıdan sosyal politikalara, medyadan siyasete kadar hemen her alanda bunun sayısız örneğinin görüldüğünü belirterek, şunları kaydetti:

"Bu zihniyet değişimi yaşanan alanların başında da dış politika ve diplomasi geliyor. Bizim dönemimizde Türkiye tarihi derinliğinin ve birikimimin farkına vararak, çok yönlü bir anlayışla dış politikasını yeniden ele almıştır. Ama bunu kavrayamayanlar var. Kavramak onların dünyasında farklı. Bunu kim uyguluyorlar, ona bakıyorlar, ona göre değerlendirmelerini yapıyorlar. Eğer beğenmedikleri, rengi falan uygun olmayan birisiyse bu affedersiniz 'tu kaka' diyorlar. Onun için biz netice, netice, netice diyoruz. Bu neticeleri de alıyoruz. "

Son 5 gündür Batı Afrika ülkelerinden Fildişi Sahili, Gana, Nijerya ve Gine'yi 150'yi aşkın iş adamı ve ekibiyle dolaştığını anımsatan Erdoğan, bunların emperyalist Batı'nın geçmişte sömürdüğü ülkeler olduğunu kaydetti.

Bu ülkelerin aslında fakir, fukara olmadığını, madenleri ve petrolü bulunduğunu, ancak bunları kendileri tarafından alınmadığını dile getiren Erdoğan, "Bunları hep onlar almışlar. Gelmişler, elmaslar, her şeyi götürmüşler. Altınları aynı şekilde götürmüşler. O garipler bunların ne olduğunu bilmiyor. Zannediyorlar ki bunlar taşları alıp götürüyorlar" diye konuştu.

Erdoğan, Gine'nin 50-60 yıl önceki Türkiye gibi olduğunu ifade ederek, yüzde 85'i Müslüman olan ülke insanın kendilerini havalimanından şehir merkezine kadar coşkuyla karşıladıklarını, ilgi ve alaka gösterdiklerini anlattı.

Bu tabloyu görünce yanındaki 5 bakan ve milletvekillerine "Arkadaşlar sorumluluğumuz, burayı gördük ya, bugün çok daha fazlasıyla arttı" dediğini dile getiren Erdoğan, "Bizim dedelerimiz buraya geldi. Ama bizim dedelerimiz emperyalist Batı gibi gelmedi. Bizim dedelerimiz o şefkat kollarını açarak kucaklamaya geldi. Ama bunlar onu yapmadılar. Hala da yapmıyorlar. Kendilerine birçok şeyleri söyledik. Bazı adımları atacağımızı söyledik. Zaten kanal, kanalizasyon yok, her şey akıyor. Çöpler, aynen, ben görevi aldığım zaman çöp dağları İstanbul'da neyse inanın orada da o. Çocuklar çöp dağlarıyla haşır neşir oluyorlar. İki tane Batılı ülkeyle anlaşmışlar, 'Yapamadılar, yapmadılar' dediler. Dedik, 'Biz bunları yaparız, biz bu adımı atarız. Siz yeter ki yetkiyi verin" ifadelerini kullandı.

Yola çıkarken İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ile anlaştıklarını, hizmetten çıkaracakları otobüslerin son bakımlarının yaptırdıktan sonra 40'ar, 50'şer tane bu dört ülkeye gönderilmesi konusunda söz verdiklerini belirten Erdoğan, bu haberi Gine parlamentosundakilerin ayağa kalkarak alkışladığını kaydetti.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, oraları göremeyince gerçekten böyle bir dünya olup olmadığı şeklinde düşünüldüğünü ifade ederek, "Gezen mi, gören mi, veya okuyan mı? Sırf okumak yetmiyor işte. Gezeceksin, göreceksin, onların yaşamı nedir? Bunu tadacaksın. Sorumluluğumuz hakikaten çok büyük" dedi.

(Sürecek)