Sağlık'ta büyük kriz! 18 hastane SGK sisteminden çıktı

Sağlık'ta büyük kriz! 18 hastane SGK sisteminden çıktı
Güncelleme:

SGK’nın özel hastanelerin kısmi branş anlaşmalarını feshetmesi sonrası 18 özel hastane SGK'nın sisteminden çıktı. Bu kararın yaklaşık 1 milyon hastayı mağdur etmesinden korkuluyor.

Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) 27 Mayıs'ta yayınladığı genelge ile kurumla anlaşmalı özel hastanelere "kısmi branşlar"da değil "bütün branşlar"da hasta kabul etme zorunluluğu getirdi.

GazeteDuvar'dan Müzeyyern Yüce'nin haberine göre Türkiye’de faaliyet gösteren bin 419 özel hastaneden kısmı branş anlaşması olan 24 hastaneyi ilgilendiren karar sonrası 18 hastane SGK sisteminden çıkma kararı alırken, 6 hastane tüm branşlarda SGK’lı hasta kabulünü onayladı.

Böylece sadece kardiyoloji, kalp ve damar cerrahisi, tıbbi onkoloji, radyasyon onkolojisi, doku organ nakli, acil ve hiperbarik oksijen gibi branşlarda hastadan fark ücreti alınmaksızın, tüm masrafların SGK tarafından karşılanması uygulamasına son verilmiş oldu.

GazeteDuvar'dan Müzeyyern Yüce'nin haberine göre SGK sisteminden çıkan hastanelerde tedavileri devam edenler kanser, organ nakli, kalp damar ameliyatları için başka hastane ve doktor arayışına girerken, uzmanlara göre bu karar hastaların harcamalarını artıracak.

Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği (OHSAD) Başkanı Dr. Reşat Bahat, SGK’nın kararını anlayamadıklarını ifade ederken, "Kısmi anlaşması olan hastaneler özellikle bu branşlarda yatırım yapan büyük hastanelerdi. Kısmi sözleşmeye güvenip milyonlarca liralık yatırım yapmışlardı. Hastalar da fark ücreti ödemeden bu hizmetten yararlanıyordu. Şimdi tedavisi devam eden veya planlanan bu hastalar mağdur olacak. Hastaların hekim ve hastane seçme hakkı ellerinden alınıyor" dedi.

Kısmi anlaşmanın sona ermesi sonrasında hastalar açısından çok fazla mağduriyet olduğunu, bu yönde derneğe ciddi müracaatlar yapıldığını belirten Bahat, şunları söyledi:

"SGK tarafından yapılan açıklamada tedavisi başlamış, randevusu verilmiş hastalara 15 gün daha hizmet verileceğini kaydetti. Sonrasında bu hastalar ücretsiz tedaviden faydalanamayacak. Ya ceplerinden ödeme yaparak tedavilerine devam edecek ya da hastane ve doktor değiştirmek zorunda kalacak."

OHSAD’IN AÇTIĞI DAVADA YÜRÜTMEYİ DURDURMA TALEBİ REDDEDİLDİ

OHSAD Başkanı Reşat Bahat, uygulamanın yürütmesinin durdurulması ve iptali için dava açtıklarını belirterek, "Yürütmeyi durdurma talebimiz reddedildi. Ancak dava devam edecek. Haklılığımız dava sonucu anlaşılacak ve olumlu sonuç alacağımıza inanıyorum. Bu karardan vazgeçilmesi gerektiğini düşünüyoruz" ifadelerine yer verdi.

SGK kısmi branş sağlık hizmeti sözleşmesi olan kurumlara başvuru oranının, özel sağlık kurumlarına başvuruların yüzde biri olduğunu açıklamıştı.

Bahat’a göre bu oran hiç de küçümsenecek bir oran değil. Bu oranın karşılığının 1 milyon hasta olduğuna vurgu yapan Bahat, "Bizim 100 milyon işlemimiz var. Yüzde 1 dediğiniz, 1 milyona tekabül ediyor. Bir muayenede bir birim, bir idrar tahlili de bir birim. Kemik iliği nakli de bir birim. İnsanlar anlaşması olmayan hastanelere kendi bütçelerinden devam ederlerse ceplerinden daha fazla para çıkacak" diye konuştu.

‘KANSER TARAMALARI GECİKECEK’

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Aile Hekimleri Kolu Başkanı Emrah Kırımlı’ya göre de bu uygulama kanser taramalarını geciktirecek. Aile hekimliklilerine başvurular sonucu kanser riski taşıyan hastaların SGK ile kısmi anlaşması olan özel hastanelere yönlendirildiğini, bu hastanelerde sonucun kısa sürede alındığını ifade eden Kırımlı, "Şimdi bir haftada tamamlanacak işlem belki üç belli de dört aya yayılacak. Hastalar da ya bekleyecek ya da ceplerinden para vererek özel hastanelere gidecek" dedi.

‘YILLAR İÇERİSİNDE KAMUDA BÜYÜK AMELİYATLAR AZALDI’

Kamu hastanelerinde kanser, organ nakli, kalp damar gibi ameliyatların yıllar içerisinde azaldığını, ağırlıklı olarak bu işlemlerin özel hastanelere kaydığını kaydeden Kırımlı, bundan sonraki süreçteki riskleri şöyle anlattı:
"Bu hastalıklar maliyeti yüksek, ameliyat sonrası tedavi sürecinin uzun, emek isteyen hastalıklar olduğu düşünüldüğünde kamuda yıllar içinde azaldı. Birçok hastanede onkoloji servisleri kapandı. Birçok hastanede tıbbi malzeme eksikliği var, ekip eksiği var. Bu uygulama sonrası hastalar belirli hastanelerde yoğunlaşacak. Bu da bekleme listelerinin uzaması anlamına geliyor. Bunlar kamuda bir eksik olarak karşımıza çıkıyor. Doktor da tüm sorumluluğu üzerine alarak eksik tıbbi malzemeler ile bu tedaviden kaçınıyor. Çünkü kamu idaresi doktorun arkasında durmuyor. Örnek verecek olursak daha yakın zamanda aşı olmadığı için hastanın randevusunu iptal eden doktora ‘görevi kötüye kullanma’ suçundan soruşturma izni verildi. Oysa bu doktorun eksikliği midir? Kimse açık elektrik kablosunu çıplak elle tutmak istemiyor. Bu şartlarda da insanların sağlık harcamaları daha da artacak."

(Kaynak)