Tuğrul Türkeş: Cehennemin dibine kadar yolun var

Tuğrul Türkeş: Cehennemin dibine kadar yolun var
Güncelleme:

Başbakan Yardımcısı Türkeş, darbe girişiminden sonra memurluktan atılanlar için çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, FETÖ'nün darbe girişiminin ardından, memurluktan çıkarılanlara ilişkin, "Böyle bir hain ekibin herhalde bir kişi, üç kişi olmadığını bilmemiz lazım. Almanya 500 bin kişiyi atmış, biz de 100 bin kişiyi atarız. Hiç gözünün yaşının da bakmayız. Bu devlete sadakatin yoksa, bu millete hürmetin, bağlılığın yoksa, asgari bir vicdani mensubiyet hissetmiyorsan, cehennemin dibine kadar yolun var." dedi.

Türkeş, Altındağ'daki Cemil Meriç Kültür Merkezi'nde düzenlenen AK Parti Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı'na katıldı.

Burada bir konuşma yapan Türkeş, FETÖ darbe girişime değinerek, 15 Temmuz'da yaşananları dışarıda anlatmaya çalıştıklarını ancak insanların inanmakta zorlandıklarını belirterek, "Bize, 'Ya olur mu o kadar adam, bu adamların hepsi değil' deniyor. Biz onu bilemeyiz ama bunlar var. Telefonuna özel şifreli bir programı indirip, şifreyle aktive edip, ondan sonra birbiriyle bu şifre içinde görüşüp, bu şifreyi de haftada bir değiştiriyorsa, bu adamlar hayırlı bir işle uğraşmıyor demektir. Bunlar o kadar yüzsüz, korkak, garip bir ekipti ki hala bir babayiğit çıkıp da - Allah'a çok şükür kazanılmadı, kazanılsa herhalde başa geçmeye birbiriyle yarışacaklardı- bugüne kadar çıkıp da 'Ben bu işin içinde vardım' diyeni yok. Hepsi inkara sapmış bir ekip. Bir şeyi bilmemiz lazım, gelen istihbaratlar gösteriyor ki 50 binin üzerinde sırf telefonla birbiriyle şifreli haberleşen bir ekip var. Bununla hayırlı bir şey yapmadıkları açık. Bunu görmemiz lazım." diye konuştu.

"Biz gördüğümüze işaret ediyoruz"

Darbe girişimi bahane edilerek, bazı kişilerin tasfiye edilmeye çalışıldığı gibi bir hava oluşturulduğunu vurgulayan Türkeş, şunları söyledi:

"Hayır böyle bir şey yapılmıyor. Bunun yapılmaması için elden gelen yapılıyor. Cumhurbaşkanımız 'at izi it izine karıştı' dedi. Başbakanımız birçok defa bunu ifade etti. Bizler de her fırsatta imkan olduğunda bunu anlatıyoruz. Biz bunu anlatınca 'bak yanlış yaptılar kendilerini eleştiriyorlar' deniyor. Biz kendimizi eleştirmiyoruz. Biz bu işi yürüten, icra safhasındaki yargı mensubunu, emniyet mensubunu uyarmak için yapıyoruz, bu karıştırılmasın. Biz gördüğümüze işaret ediyoruz. Suçluyu ayırıp, suçluyu yargının önüne çıkartmaya kalkarken, mahalle bakkalına kızdın diye bunu da FETÖ'cü diye ihbar ettiğinde o esas suçlunun ayıbını da hafifletiyorsun. 'Bunu yapmayın' diye söylüyoruz. Ama büyük bir ekip var. Bu da bi vaka."

"Memurlar dünyanın her yerinde atılır"

Başbakan Yardımcısı Türkeş, FETÖ'nün darbe girişimiyle ilintili oldukları gerekçesiyle çok sayıda kişinin memuriyetten çıkarılması konusunda şu değerlendirmelerde bulundu:

"Diyorlar ki 'Bu kadar kişi memuriyetten atılır mı?' Dünyanın her yerinde atılır. Doğu Almanya ile Batı Almanya birleştiğinde Doğu Almanya'nın istihbarat teşkilatına mensup 500 bin ajan devletten atıldı. Bu şikayet vesilesi oluyor ve konu uluslararası mahkemelere gittiğinde, uluslararası mahkemelerin verdiği karar net, her devlet kendisine çalışan memurundan, bürokratından yüksek sadakat bekleme hakkına sahiptir. Yüksek sadakatinin olmadığına inandığı insanlarla çalışmama hakkı da o devletin hakkıdır. Bunu şunun için anlatıyorum, 5 bin, 10 bin, 80 bin rakamı göze büyük geliyor da biz 79 milyonluk bir ülkeyiz bunun içinde yolda giden taksicinin üstünden geçen tankı kullanan var. Böyle bir hain ekibin herhalde bir kişi, üç kişi olmadığını bilmemiz lazım. Almanya 500 bin kişiyi atmış, biz de 100 bin kişiyi atarız. Hiç gözünün yaşının da bakmayız. Bu devlete sadakatin yoksa, bu millete hürmetin, bağlılığın yoksa, asgari bir vicdani mensubiyet hissetmiyorsan cehennemin dibine kadar yolun var."

"Bizim adil, sorumlu, mesul davranmamız gerekir"

Eski bir tanıdığının kendisini arayarak, "Tuğrul, ablamın oğlu komiser, görevden alındı" dediğini bunun üzerine kendisinin "Geçmiş olsun" karşılığını verdiğini, bu tepki üzerine tanıdığının, "Bu benim ablamın oğlu anlamıyor musun?" diyerek ısrar ettiğini aktaran Türkeş, şöyle konuştu:

"Bu da benim milletim, sen bunu anlamıyorsun. Bu millete ihanet eden cezasını çekecek. Çaresi yok. Hepsi birinin ablasının oğlu, hepsi birinin yeğeni, dayısı, amcası. Ama o mesuliyeti taşımadılar. Buna karşı, karşımızda küskün bir grubu da oluşturmamamız lazım. Bu insanların bu ihanetin içine katılmamış olan ailesi ve çevresini dışlayarak karşımızda bir blok oluşturmamaya da dikkat etmemiz lazım. Suçun şahsiliği prensibi vardır. Buna özen göstermemiz lazım. Biz bu ülkeyi yöneten siyasi partiyiz, bizim adil, sorumlu, mesul davranmamız gerekir. Hepsini silip bir kenara koyamayız. Suçluyu suçsuzdan ayırmak için gayret göstermemiz lazım."

Suriyelilere vatandaşlık verilmesi

Suriyelilere vatandaşlık verilmesi tartışmalarına da değinen Türkeş, "Türkiye'ye gelen, çocuğunu burada okutmaya çalışan, burada ekmek kazanmaya çalışan insanlara karşı kimsenin itiraz etmemesi lazım. Bu hengamenin içerinde Türk vatandaşı olmasam, şu bölgede benim sahip olmak isteyeceğim en önemli kimlik, Türkiye Cumhuriyeti kimliğidir ve Türk pasaportudur. Bunu isteyenleri ayıplayamayız, bununla ilgili gerekende kademeli olarak yapılır, yapılacaktır. Buna hiç kimsenin de itirazının olacağını da şahsen düşünmüyorum." dedi.

Tuğrul Türkeş, MHP'den ayrılarak, AK Parti'ye katılmasının üzerinden yaklaşık bir yılın geçtiğini anımsatarak, bu süre içinde kabul, muhabbet ve destek gördüğünü bildirdi.

Eski bakanlardan Ali Babacan ve Yalçın Akdoğan başta olmak üzere, AK Parti Ankara milletvekilleri ile çok sayıda partilinin de katıldığı Genişletilmiş İl Danışma Meclisi Toplantısı, açılış konuşmalarının ardından basına kapalı devam etti.

AA