Son anket Erdoğan'ı yıkacak

Seçim kampanyasını başkanlık sitemi üzerine kurmaya hazırlanan AKP’ye iki önemli uyarı geldi. A&G araştırma şirketi başkanı Adil Gür, anketlerde halkın yüzde 70’inin AKP’lilerin de yüzde 30 – 40’ının başkanlığa karşı olduğunu açıkladı.

Cumhuriyet’ten Erdem Gül’ün haberine göre çok sayıda sivil toplum örgütünü bünyesinde barındıran Denge ve Denetleme Ağı, Ankara’da başkanlık sistemi ile ilgili bir çalışma toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Adil Gür, yaptıkları anketleri anlatırken başkanlık sisteminin seçmenden vize alamadığını söyledi.

SAYI MÜMKÜN DEĞİL

Adil Gür, 10 Ağustos’taki Cumhurbaşkanlığı seçimiyle Türkiye’nin adına ne denirse densin resmi olarak da fiili olarak da yeni bir sisteme geçtiğini belirtti. Gür, “Ama bunun yaratabileceği bazı riskler var. Çünkü bir önceki dönem Meclis tarafından seçilen Abdullah Gül ile Başbakan Tayyip Erdoğan bile ters düştü. Üstelik her ikisi de aynı partiden geldikleri halde. Biri Twitter’ı yasaklarken öbürü yasak delmeye çalışıyordu” dedi.
Yaptıkları anketlerde halkın yüzde 70’inin başkanlık sistemine açıkça karşı çıktığını anlatan Adil Gür, AKP’ye oy veren seçmende ise bu oranın yüzde 35 – 40 olduğuna dikkat çekti.

İKTİDARI EKONOMİ DEĞİŞTİRİR

Seçime başkanlık sistemiyle ilgili seçmendeki bu tutumla gidildiğinin altını çizen Adil Gür, anketlerde ortaya çıkan tabloyu şöyle anlattı: “Ben anketler ve saha gözlemlerimle söylüyorum, çözüm süreci tamamlanmadan sistem değişikliğine gidilebileceğini zannetmiyorum. Bugünlerde yaptığımız araştırmalarda ise sistem değişikliğini sağlayacak bir sayısal çoğunluğun asla mümkün olmadığını görüyoruz. Anketler ve araştırmalar Türkiye’nin en önemli gündeminin ekonomi olduğunu gösteriyor. Toplumun yüzde 80’i borçlu ay sonunu nasıl getireceğini düşünüyor. Öyle olunca özgürlük sorunu toplumun yeterince dikkatini çekmiyor. Aş, iş, yoksulluk herşeyin önüne geçiyor. Yeni Anayasa talebi yüzde 10 – 20’nin üzerine çıkmıyor. İktidarları getirip götüren, değiştiren unsur ekonomidir. Bu seçimde başta CHP olmak üzere partiler bildirgeleriyle, seçmen davranışlarını değiştirenin ekonomi olduğunu kabul ettiler. Kendilerine günaydın diyorum.”