Politikacıların kullandığı gizli semboller...
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlDünya liderleri fotoğraf çekilirken arkadaki semboller hiç dikkatinizi çekti mi ?
Dünya liderlerinin poz verirken arkalarında gördüğümüz sanat eserleri ne tür sembolik mesajlar içeriyor?
Politikacıların gerçekten neyin peşinde olduğunu anlamak için, zirve görüşmeleri ve basın toplantılarında arka planda yer alan resimler ya da bir muhabirin sorularını cevaplamak için koridorda seçtikleri yer fazlaca ipucu içerir.
İngiltere başbakanı David Cameron’un ya da Rusya devlet başkanı Vladimir Putin’in arkasında gördüğümüz resim ya da portreler rastgele orada değildir, bir mesaj içerirler.
Örneğin, bu yılın başlarında Fransa cumhurbaşkanı François Hollande Paris’teki Louvre Müzesi’nde bir fotoğraf çektirmişti. Arkasında Hollandalı ressam Rembrandt’ın iki portresi vardı.
130 yıldır özel şahısların elinde olan bu eserler Louvre Müzesi ile Amsterdam’daki Rijkmuseum tarafından ortak satın alınmıştı. Hollande bir anda sanatı zenginlerin elinden alıp halka mal eden bir kimlik kazanmıştı.
SOYKIRIM SERGİSİ
Yine Ocak 2016’da Alman başbakanı Angela Merkel, Nazi toplama kamplarından sağ kurtulmuş bir kadının çocukken yaptığı bir resmin önünde poz veriyordu. ÇayırdakiKızlar adlı bu resim 1943’te Polonya’da bir Yahudi gettosunda yaşayan 8 yaşındaki Nelly Toll tarafından yapılmış, şimdi de İsrail dışındaki en büyük soykırım sergisinde sergileniyordu.
Avrupa’da Yahudi düşmanlığının arttığı bir dönemde Merkel’in soykırımdan sağ kurtulan bir kadının çocukluğunda huzur dolu bir dünya özlemiyle yaptığı resmin önünde poz vermesi, yapılacak birçok konuşmadan çok daha büyük bir etki bırakıyordu.
Merkel ile 80 yaşındaki Toll, resimdeki masum iki kızın neşesini yansıtıyordu sanki.
Dünya liderleri, içinde bulundukları ortamdaki görsel malzemelerin bilinçaltına verdiği mesajın elbette farkındadır. Ama ABD başkanı Barack Obama’nın imajından sorumlu kişiler bu işi başka bir düzleme çıkardı.
BAYRAKLAR YAN YANA
Obama’nın Mart ayındaki Küba ziyareti, bir ABD başkanının 88 yıl sonra bu ülkeye yaptığı ilk ziyaretti. 145 km uzaktaki komşu ülke ile diplomatik ilişkilerin yeniden düzenlenmesi doğrultusunda cesur adımlar atılıyordu. Ama asıl tartışılan konu bu ziyaretten çok, Obama’nın Kübalı bir ressam tarafından yapılmış resim önünde verdiği poz oldu.
Obama bu sırada Kübalı muhaliflerle görüşüyordu. Bunlar Washington’un Havana ile ilişkilerini düzeltmesinin Küba’daki rejimin meşruluk kazanması olarak işlev göreceğine inanıyordu. Toplantı masasının arkasında Kübalı çağdaş ressam Michel Mirabal’ın ‘Yeni Dostum’ adlı tablosu asılıydı.
Bu resimde gri bir zemin üzerine kırmızı, beyaz ve mavi renklerde rastgele el baskısıyla Küba ve Amerikan bayrakları yan yana duruyordu. Bir taraftan Küba hükümetinin baskısına uğrama kaygısını ifade eden insanlar, öte yanda Obama’nın Küba’ya yönelik yaptırımlara son verme isteği dikkate alındığında bu resmin akıllı bir seçim olduğu görülür.
Obama’nın bu tür etkinliklerde iyi bir koreografi sergilediği söylenebilir. Obama 2008’de başkan olurken ABD’nin Küba’daki Guantanamo üssünde bulunan ve terör zanlılarına yönelik tutumları fazla eleştiri alan askeri cezaevini kapatma sözü vermişti. Bazıları ise bunun Amerika’nın cihatçı terör karşısındaki kararlı tutumunu sarsacağını söylüyordu.
‘YUMUŞAK KONUŞ, AMA…’
25 Şubat’ta bu vaadini tekrarladığı basın toplantısında Obama, dekor olarak kendisine eski başkan Theodore Roosevelt’in portresini seçmişti. Roosevelt 1898’de lideri olduğu süvari birliği ile İspanyollara karşı savaşıp Küba’daki Guantanamo Körfezi’ni Amerikan denetimine sokmuştu ve “Yumuşak konuş, ama büyük sopa taşı” sözünün de sahibiydi.
Gündemlerini dayatma konusunda sanat eserlerinin önemini anlayan sadece Obama’nın danışmanları değil elbette. Bir önceki başkan George W Bush da kamuoyunu kontrol etme konusunda estetikten yararlanmayı bilmişti.
2003 başlarında ABD, Birleşmiş Milletler’de Irak savaşını başlatma girişimlerinde bulunurken Güvenlik Konseyi’nin girişindeki büyük resmin üstü mavi bir bezle örtülmüştü. Bütün kameralar delegeleri bu girişte görüntülüyordu.
Peki Bush’un ekibi, eski Irak lideri Saddam Hüseyin’e karşı bir saldırı başlatmak için BM’de destek bulmaya çalışırken, halkın ekranlarda görmesini istemediği şey neydi?
SAVAŞ KARŞITI SİMGE
Bu, Pablo Picasso’nun anti-faşist Guernica tablosuydu. 3,4 metre genişlikteki tablo, 1937’de Bask bölgesindeki tarihi Guernica şehrinin bombalanmasını anlatıyordu. Orijinali Madrid’deki Prado Müzesi’nde sergilenen bu yağlıboya tablo, Vietnam savaşına karşı protestoların yoğunlaştığı 1960’larda ve 70’lerde New York’ta sergilenmişti. Birçok insan onu ABD’nin saldırgan dış politikasına karşı bir simge olarak görüyordu.
30 yıl sonra Amerikalı yetkililer savaş için lobi yaptıkları bir sırada, savaşın vahşetini anlatan Guernica tablosunun önünde resmedilmek istemiyordu.
Başkanlık politikaları ile görsel sanat arasındaki ilişki bundan sonra da devam edecektir. Eğer Hillary Clinton yeni başkan olarak Beyaz Saray’a gelirse yapacağı ilk işlerden biri, kocasının resmi portresini gözlerden uzaklaştırmak olabilir.
10 yıl önce bu portreyi yapan Nelson Shanks geçen yıl yaptığı açıklamada, Bill Clinton’un Monica Lewinsky ile ilişkisine gönderme yapmak amacıyla resme Lewinsky’nin ünlü mavi elbisesinin gölgesini yansıtmıştı.
Peki Kasım’da bu yarıştan Donald Trump önde çıkarsa? Trump, 1600 km’lik Meksikasınırı boyunca duvar ördüreceğini söylüyor. Bu duvar grafiti ressamları için büyük bir fırsat olacaktır.
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol