Oy ve Ötesi'nin 31 Mart seçim raporu yayınlandı

Oy ve Ötesi'nin 31 Mart seçim raporu yayınlandı
Güncelleme:

Oy ve Ötesi yayımladığı raporunda 31 Mart'taki yerel seçimlerden sonra başlayan tartışmalara değinildi.

2014 yılında seçimlere katılımı arttırmak, seçimlerin şeffaflığını sağlamak gibi amaçlarla kurulan sivil toplum kuruluşu Oy ve Ötesi, 31 Mart seçimlerine ilişkin raporunu açıkladı.

Raporun girişinde “Her zaman olduğu gibi bugün de odağımızda sonuçlar değil, süreçlerin yasalara uygunluğu ve şeffaflığı var” uyarısı yer aldı.

İşte Oy ve Ötesi'nin 31 Mart yerel seçim raporu:

31 Mart 2019 tarihli yerel seçimler sonrasında, geçmiş seçimlerde çok sık rastlanmayan şekilde, ilçe ve il seçim kurullarının bazılarında tüm geçersiz oyların, bazılarında ise oyların tamamının yeniden sayımı yönünde karar alındığına dair haberler kamuoyuna yansımıştır. Söz konusu kararlar ve bu kararlara konu itirazlar kamuoyuyla paylaşılmamıştır.

Bu konu, özellikle geçersiz oy adedinin, en çok oyu alan 2 aday arasındaki oy farkından daha fazla olduğu sandıklar bakımından önem taşımaktadır çünkü geçersiz oyların yeniden sayılması talebinin reddi/kabulü kararının, bu sandıkların seçim sonucuna etki etme olasılığı vardır. Geçersiz oy adedinin, en çok oyu alan 2 aday arasındaki oy farkından daha fazla olduğu sandıkların bazıları için yapılan yeniden sayım talepli itirazların kabul edildiğine, bazıları için yapılan itirazların ise reddedildiğine dair haberler kamuoyunda yer almıştır. Ancak kararlar yayımlanmadığından, ret/kabul kararlarının gerekçesi hakkında bilgi sahibi olunamamaktadır.

Hem farklı uygulamaların yarattığı güvensizliğin giderilmesi hem de geçersiz oy adedinin seçim sonucuna etki edebilecek düzeyde olup olmadığının değerlendirilebilmesi amacıyla, yeniden sayım yapılan yerlerde hem itirazların hem de gerekçeli kararların kamuoyuyla şeffaf bir şekilde paylaşılması büyük önem arz etmektedir.

Seçmen Kayıtlarının Teyidine Yönelik Adres Kontrolü

298 sayılı Kanun’un 122. maddesi uyarınca askıya çıkarılan seçim bölgesi listelerine itiraz süresi 17 Ocak 2019’da, aynı kanunun 123. maddesi uyarınca askıya çıkarılan sandık bölgesi listelerine itiraz süresi ise 31 Ocak 2019’da sona ermiştir.

İtiraz süresinin sona ermesiyle kesinleşen seçmen kayıtlarına dayalı olarak sandık seçmen listeleri oluşturulmuş ve 31 Mart 2019 tarihli seçimlerde bu listeler esas alınarak oy verme işlemleri gerçekleştirilmiştir.

Kesinleşen seçmen kayıtlarına ilişkin usulsüzlük iddiaları, ancak ve ancak, iddia konusu usulsüzlüklerin seçim sonuçlarına etki edecek nitelikte olduğunun, delillerle birlikte ortaya koyulması yoluyla incelenir (298 sayılı Kanun madde 130).

31 Ocak 2019’da kesinleşmiş olan sandık seçmen listelerinde kayıtlı bulunan seçmenlerin kayıtlarda gözüken adreslerde gerçekten yaşayıp yaşamadığını teyit etmek için soruşturma başlatılmıştır. 31 Mart 2019 tarihinde yapılan seçimlere ilişkin maddi gerçek seçimden önce tespit edilebilecekken bu incelemelerin seçimden sonra yapılması ve sürecin şeffaf işlememesi kamuoyunda güvensizlik yaratmaktadır. Adres teyidine yönelik soruşturma ile elde edilen çıktıların, kesinleşen seçmen kayıtlarına itiraza gerekçe gösterilmesi, bundan sonra yapılacak seçimlere güveni zedeleme potansiyeline sahiptir.

En Çok Oyu Almış Olmasına Rağmen Kanun Hükmünde Kararname ile İhraç Edilmiş Olan Belediye Başkanı Adaylarına Mazbata Verilmeyeceğine ilişkin Yüksek Seçim Kurulu Kararı

298 sayılı Kanun madde 130/4 uyarınca, adaylar kesinleştikten sonra, adaylara ilişkin itirazda bulunulabilecek hâller -olağanüstü itiraz usulünde dahi- sınırlı sayıdadır. Sınırlı sayıdaki bu hâller vatandaşlık, yaş küçüklüğü, okur-yazar olmama ve seçilme yeterliliğini kaybettiren bir mahkûmiyet kararının bulunduğuna ilişkin iddiaların ileri sürülmesinden ibarettir. Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilmiş olmak bu kapsamda yer almadığından, Yüksek Seçim Kurulunun en çok oyu almış olmasına rağmen Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilmiş olan belediye başkanı adaylarına mazbata verilmeyeceğine ilişkin kararı, kanuna açıkça aykırıdır.

Yukarıda anılan kanun hükmü de dâhil olmak üzere adaylığa ilişkin düzenlemeler, hukuki güvenliği sağlamaya yöneliktir. Düzenlemeler, adaylar kesinleşmeden önce gerekli incelemelerin ve varsa itirazların yapılmasını öngörmektedir. Böylelikle seçmenlerin adaylara verdiği oylar, belirli ve öngörülebilir bir çerçevede güvence altına alınmaktadır. Oy kullanan seçmen, oy verdiği adayın adaylığının, kanunda sınırlı sayıda sayılan hâller dışında da iptal edilebileceği endişesini taşırsa hukuki güvenliğin zedelenmesi ve seçmenlerin oy kullanma eğiliminde düşüş gerçekleşmesi kaçınılmazdır.

Yüksek Seçim Kurulu, Kanun Hükmünde Kararname ile ihraç edilen aday yerine, ikinci en çok oyu alan adaya mazbata verilmesine karar vermiştir. Bu karar, adaylığı kesinleşen adaya oy veren seçmenlerin siyasi iradesinin yok sayılması anlamını taşımaktadır. Çünkü Yüksek Seçim Kurulu bu kararı vermekle, mazbata alamayacağına karar verilen adaya oy vermiş olan seçmenlerin yerine geçerek, bu seçmenlerin, en çok oyu alan aday seçimde yer almasaydı, ikinci en çok oyu alan adaya oy verecekleri varsayımıyla hareket etmiş olmakta ve seçmen iradesine müdahale etmektedir. Oysaki söz konusu seçmenlerin kendisine mazbata verilmeyen aday seçime girmeseydi hangi adaya oy vereceğini bilmek mümkün olmadığı gibi, bu seçmenlerin hepsinin başka bir adaya oy vererek onun seçilmesini sağlaması da ihtimal dâhilindedir.

Dolayısıyla, seçimi kazanan adaylara mazbata verilmemesi kararı özellikle seçilme hakkını ihlal ederken; mazbatanın ikinci en çok oy alan adaya verilmesi, doğrudan binlerce farklı seçmenin seçme hakkını ihlal etmektedir.

SONUÇ

Tarafsız ve bağımsız bir sivil toplum kuruluşu olarak seçimlerin demokratikliğini, şeffaflığını, güvenilirliğini ve hukuka uygunluğunu önemsiyor; Anayasa’nın 79. maddesi uyarınca kendisine “seçimlerin başlamasından bitimine kadar, seçimin düzen içinde yönetimi ve dürüstlüğü ile ilgili bütün işlemleri yapma ve yaptırma” görevi verilmiş olan Yüksek Seçim Kurulunu, acilen hukuk güvenliğini yeniden sağlayacak ve yine Anayasa’nın 67. maddesinde öngörüldüğü üzere seçmenlerin serbest seçim hakkını koruyacak önlemler almaya davet ediyoruz.