Kılıçdaroğlu'ndan silah fabrikasıyla ilgili 9 soru

Kılıçdaroğlu'ndan silah fabrikasıyla ilgili 9 soru
Güncelleme:

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, Bursa aday tanıtım toplantısında açıklamalarda bulundu. CHP lideri ''Dünyada silah fabrikalarını özelleştiren devlet yoktur'' diyerek sert eleştirilerde bulundu.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin Bursa Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Mustafa Bozbey için düzenlenen törene katıldı.

Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satır başları:

İYİ Partili dostlarımız, Saadet Partili dostlarımız ve başka partilerden bize oy verecek arkadaşlarımızla hakkı, hukuku adaleti sağlayacağız. Bursa herkesin gelip yaşamak istediği bir kent. Tarihsel derinliği, kültürel derinliği olan bir kent Bursa. Bursa'da olmak, burada yaşamak gerçekten bir ayrıcalık.

Bizim bu bağlamda bir araya gelmemiz, farklı düşünceleri de dinleyerek ilerleyebilmemiz önemli. Bursa Belediye Başkan adayımız yaşadığı kenti yaşanabilir kılmak istiyor. Belediye Başkanı ortak paydaları büyütmek ve huzur içinde topluma sunmak ile yükümlüdür.

“HUZUR İÇİNDE YAŞAYAN BİR BURSA İNŞA ETMEK İSTİYORUZ”

Bursa demek Cumhuriyet demektir. Bu ayrıcalığı Bursalılar yaşıyor. Bu güzelliklere Mustafa Bozbey kardeşim yenilerini ekleyecek. Aslında ne isterseniz hepsi Bursa'da var. Bütün bunları bir araya getirip huzur içinde yaşayan bir Bursa inşa etmek istiyoruz. Sokaklarında insanların birbirlerine selam verdiği bir Bursa'yı inşa etmek istiyoruz. Temiz havayı soluyacağız, parklarımızda çocuklarımız oynayacak.

Biz ne istiyoruz. Biz siyasetin ve siyasetçilerin toplumun değerlerine saygı duymasını istiyoruz. Bu saygıyı sağlayacak olan da Belediye Başkanımız. Başkanımız bu kültürün yerleşmesini sağlayacaktır. Bütün bu değerler korunacak ve bu değerlere saygı gösterilecek. Burada yaşayan kişi "Ben Bursalı'yım” diye sevinecek.

‘BELEDİYE BAŞKANI HİÇ KİMSEYİ ÖTEKİLEŞTİRMEYECEK’

Belediye başkanı hiç kimseyi ötekileştirmeyecek. Herkesin yaşam tarzına saygı gösterecek. Değerli arkadaşlarım bir kent sadece yüksek binalardan oluşuyorsa o kent değildir. Bursa son 15 yılda bir beton ormanına dönüştü. Hani yeşil Bursa diyorduk. O zaman belediye başkanımızın yapacağı şeylerden biri de yeniden bir yeşil Bursa atmosferi yaratmaktır. Bunu kim yapacaktır Mustafa Bozbey yapacaktır. Açlığın ve yoksulluğun olmadığı bir kent olmalı. Bursa'da hiçbir ailenin geliri 1942 liranın altında olmayacak. Hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek. Bunu sağlayacak Mustafa Bozbey. Kentler inşa edilirken rant oluşur. Sorun rantın kime dağıtılacağıdır. Yaratılan rantlar kentin ve kentlilerin hakkıdır ve o hakkı teslim edecek olan da Mustafa Bozbey'dir

“‘BEN KUL HAKKI YEMEYECEĞİM’ DİYECEK”

Belediye başkanlarının imkanı çok. Bursa'nın bütçesi nereden geliyor vergilerden. Mustafa Bozbey kardeşim bu bütçeyi şeffaf bir şekilde yönetecek. Ne diyecek benim Bozbey kardeşim "Ben kul hakkı yemeyeceğim diyecek.

Sayın Bozbey yoksul mahallerden başlayarak kreşler açacak. Hem hesap veren, hem pozitif ayrımcılık yapan bir anlayış ortaya çıkacak.

Herkese eşit davranmalı. Belediye Başkanı seçildiği andan itibaren göğsünde ya belediyenin rozetini veya Türk Bayrağı rozetini taşıyacak. Meydanlara çıkıp "Bana oy versin vermesin hiç kimseye ayrımcılık yapmayacağım" diyecek. Tüketen değil üreten belediye istiyorum. Tarım ile kent arasında iyi bir gelir hareketi yaratmak başkanlarımızın sorumluluğunda...

Nilüfer'den bir grup muhtar beni ziyarete geldi. Biz farklı partilere oy vermiş muhtarlarız, Bozbey'i yeniden Nilüfer'e aday gösterin dediler. Ben de onlara dedim ki Bursa'nın tamamı Nilüfer gibi olsun istiyoruz'

Bizimle birlikte kentlerde yaşayan canlılar var. Bizim dışımızda yaşayan canlıların da hakları var. Bizim dışımızdaki her canlıyı korumak da bizim sorumluluğumuz. Kentte yaşlılarımız, çocuklarımız var. Onların kültürle, sanatla, sporla buluşması gerek. Belediye Başkanlarımız bizi kültürle, sanatla buluşturmalı. Üreten bir toplum dünyada güçlü bir toplumdur. İster tarlada, ister fabrikada üretsin o toplum bileği bükülmeyen toplumdur. Biz üreten belediyecilik derken bunu kast ediyoruz. Bursa'nın Milanoyla, Londra'yla, Parisle yarışması lazım. 

'TANK PALET FABRİKASINI ÖZELLEŞTİRDİLER'

Dünyada silah fabrikalarını özelleştiren devlet yoktur. Silah namustur. Milli Kurtuluş Savaşı'nı lafla mı kazandık. Neyle kazandığımızı en iyi Bursalılar bilir. Silah fabrikalarının özelleştirilmesi vatanın pazarlanması, satılması anlamına gelir. Biz buna şiddetle karşıyız. Sakarya'daki işçilerin yanındayız. Fırtına toplarını yapan fabrikayı şimdi özelleştiriyorlar. Yüzde 49.9 payını Katar Ordusu'na veriyorlar.

Sorularım şunlar: Bu fabrikayı özelleştirmeye karar verdiniz, kararname çıkardınız, bir değer tespit komisyonu kurdunuz mu? 

Böyle bir kurum kurduysanız fabrikanın değeri nedir?

Fabrikayı değer tespit komisyonundan sonra ihaleye çıkıyorsunuz, bir ihale komisyonu oluşturdunuz mu? 

İhaleyi yaptınız mı? İhale yapıldıysa ne zaman, nerede yaptınız? Resmi Gazete'de ne zaman ilan edildi? Hangi usule göre ihale yapıldı?

İhaleyi aldığını söyleyen Katarlılara gelir garantisi verdiniz mi?

Tank palet fabrikasını BMC firmasına 49.9'unu Katar ordusuna satıyor. Katar ordusuna bu yüzde 49.9'u kaça sattınız? 

Eğer ihale yapmadan Katar ordusuna verdiysen, hangi kanuna göre verdin? 

Katar şeyhinin sana verdiği uçakla verdiğin bu para arasında bir bağlantı var mı?

Türk subay ve askeri katar ordusunun emrinde çalışacak mı çalışmayacak mı?

Peygamber ocağına yabancı askerlerin girmesini ve subayların Katar Ordusu'nun emrinde çalışmasını asla içime sindiremiyorum.