Kılıçdaroğlu: "Türkiye'nin bekası tehlikededir"
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone OlCHP lideri Kılıçdaroğlu katıldığı bir televizyon programında referandum hakkında konuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP’nin anayasa değişikliğini Anayasa Mahkemesi’ne götürmeme kararıyla ilgili olarak, “En büyük divan halkın divanıdır. Şimdi halka gidiyoruz. Bu ülkenin kaderini belirleyecek olan yine halkın kendisidir. Anayasa Mahkemesi’ne gidebilirdik ama gitmek doğru değildi” dedi. Kılıçdaroğlu, “Bu anayasa geçerse bir kişiyi kandırdığınız anda devleti tamamen ele geçirebilirsiniz. Başkanı ele geçirdiniz mi kararnameyle istediğinizi yaparsınız. Türkiye’nin bekası tehlikededir” ifadesini kullandı.
NTV canlı yayınında soruları yanıtlayan Kılıçdaroğlu şunları söyledi:
KABUL EDİLEMEZ
“(Başörtülü genç kıza saldırı) Önce bunu duyduğumda çok şaşırdım, ‘umarım olay doğru değildir’ diye. Sonra arkadaşlarım doğruladı. Mütevazi bir aile, baba sakin, anne haklı olarak daha tepkili, çünkü kız çocuğunun yaşadığı acı anneyi biraz daha derinden sarsmış. Baba, ‘bu tür olayların olmaması gerektiğini’ ifade etti. Doğru bu tür olaylar olmamalı, bir çocuğun kılığıyla kıyafetiyle başörtüsüyle uğraşmak asla doğru değil. Benim giydiğim elbiseye, kravata, pantolona nasıl kimse müdahale etmez ve doğru değilse, sokakta yürüyer, okuluna giden, evine giden kadınların kılık kıyafetiyle uğraşmak, onları bir anlamda zor durumda bırakmak asla bizim kabul edeceğimiz bir şey değil.
TOPLUM DİKKATLİ OLMALI
Zaman zaman siyasetçiler sertleşiyor ve bu toplumu da geriyor. Siyasetçi toplumu germemeli. Sonuçta okuluna giden, sokakta olan, minibüse binen bir kızımızın şort giydi diye, başörtüsü taktı diye saldırmaları doğru değil. Hepimizin bu konuda duyarlı olması lazım. Herkesin kılık kıyafetine saygı göstermemiz lazım. Bu zaten genel kabul gören bir ilke haline geldi toplumda zaman zaman bu tür gerginlikler olabilir, toplumun dikkatli olması lazım, provokasyonlar olursa bu provokasyonlara karşı daha dikkatli bir tavır takınmamız lazım. Dolayısıyla ben şahsen bir baba olarak kızımın böyle bir saldırıya maruz kalması halinde nasıl üzülürsem, eşim nasıl üzülürse, fiilen saldırıya uğrayan kızımızın anne ve babası da duygularla derin bir kaygı duyuyorlar.
“İÇ SAVAŞ” AÇIKLAMASI
Açıklama vahim bir açıklama. Ama beni sevindiren bu açıklamadan sonra AKP yetkililerinin tepki göstermesi ve o kişinin istifasını istemeleri. Bir referandum yapıyor, bir savaş hazırlığı yapmıyoruz. Bu biraz da referandum sürecinde ‘evet’ çıktığı zaman ne olacak, ‘hayır’ çıktığı zaman ne olacak diye yöneltilen sorulara, özellikle iktidar kanadından işte ‘terör artar’, ‘terör beslenmiş olur’, ‘hayır diyenler teröristtir’ gibi yapılan açıklamaların tabana nasıl yansıdığını gösteren tipik bir örnektir. Dolayısıyla özellikle tepedeki siyasetçilerin konuşurken daha kucaklayıcı bir dil kullanmaları lazım. ‘Hayır’ diyeni suçlamak ‘evet’ diyeni suçlamamak gibi bir ayrıma gidemezsiniz. Bu tür ayrım aşağıda çok daha tahriklere yol açabiliyor. Niye iç savaş olsun, asla böyle bir risk görmüyorum. Eğer farklı bir tablo çıkar daha baskıcı bir yönetim gelirse o zaman toplumsal tepki biraz daha fazla olur. Ama bunu bir iç savaş olur diye dillendirmek doğru değil.
GİTMEK DOĞRU DEĞİLDİ
En büyük divan halkın divanıdır. Şimdi halka gidiyoruz. Bu ülkenin kaderini belirleyecek olan yine halkın kendisidir. Demokrasiyi askıya mı alacağı yoksa güçlendirecek miyiz? Bu kadar önemli bir kararı milletimizin kendisi vermelidir. Çocuklarını düşünüyorsa, demokrasiyi düşünüyorsa, düşünce özgürlüğünü savunuyorsa bu milletin ferasetine güvenmek lazım. Bu millet demokrasiyi savunuyor. Bu millet milli iradeden yana. En büyük hakeme başvuruyoruz. Parlamento kendi iradesini bir başka makama veriyor. Ama sen 550 milletvekili seçip buraya gönderiyorsun sevgili halk, sen gönderdiğin milletvekillerinin iradesini bir başka yere bağlıyorsun. Buna razı mısın değil misin? Bu bir hukuk mücadelesi olmanın ötesinde bir gelecek mücadelesidir. Buna asıl halkın karar vermesi lazım. Halkın egemenliğini yargı kararları ile korunamaz, koruyacak olan halkın kendisidir. Eğer millet ben kendi egemenliğimi başka yere vermek istemiyorum diyorsa kalksın bunu yapsın. Anayasa mahkemesine gidebilirdik ama gitmek doğru değildi. Millet kendi egemenliğini hakimiyetini niye versin?
TEK SALDIRIYA UĞRAYAN BENİM
(Hayır veren terörist söylemleri) Bu eleştiri acizliklerini gösteriyor. Biz neden hayır dediğimizi açık söylüyoruz. Onlar neden açık dile getirmiyorlar. Vatandaşa şunun için evet deyin diye anlatamıyorlar. Anlatamayınca vatandaşa baskı yapıyorlar, evet demeye zorluyorlar. Ben çağrı yapıyorum; gelin televizyonlarda halkın önünde tartışalım. Konuşmuyorlar tartışmıyorlar. ‘Şu terör örgütleri hayır diyor siz de evet deyin.’ Vatandaşını terörist olarak gören bir siyasi anlayış bu ülkeye huzur getirebilir mi? Bu ülkeye ne hayrı olacak Allah aşkına. Vatandaş neden hayır diyeceğini biliyor. Ben Türkiye Cumhuriyetini bir kişiye emanet etmem diyor. Onlar neden vatandaşların şunun için evet demesini anlatmıyorlar. PKK’nın silahlı saldırısına uğrayan tek Genel Başkan benim. Sayın Yıldırım buna muhatap olmadı, Sayın Bahçeli buna muhatap olmadı. Sayın Cumhurbaşkanı buna muhatap kalmadı. Onların bakış açısından baksam ki bu doğru değil, ‘PKK bana saldırdı size saldırmadı, siz PKK’dan yanasınız.’ Bu doğru mu? Asla doğru değil.
SANDIK ÖNEMLİ GİDİN
Bu Fetullah Gülen terör örgütüyle kim beraber yürüyordu. Şehirler silah deposuna döndürülürken bunlara göz yuman ben miydim onlar mı? İnsanda bu kadar yüzsüzlük olmaz. Birisi kalkıp demokrasiyi savunduğu zaman biz onu suçlayacak mıyız? Terör örgütlerinden hiçbirisi demokrasiden yana değildir. Tamamı demokrasiye karşıdır. Halkını terör noktasına getirip ‘bak ha buraya sakın oy verme seni terörist ilan ederim’ derse bu olmaz. Daha ağır ifadeler kullanmak isterdim ama bunun yeri değil, emin olun vatandaşını bu kadar aşağılayan bu kadar hor gören bir siyasi anlayış gelmedi Türkiye’ye. Kendi vatandaşını terörist yerine koyan benim gibi düşünmeyen diyen... Buradan çağrı yapıyorum sandık önemlidir, sandığa gidin.
HAYIRLAR ÖNDE
(Anket sonuçları) Kararsızlar hala ciddi bir oran olarak görülüyor. Hayır oyları biraz önde, o da görülüyor. Ama biz hayırın daha çok çıkmasını istiyoruz. Her bir seçmen grubu olarak veriliyor, sandığa gitmeyeceğim diyen vatandaşlar var. Onun için diyorum mutlaka sandığa gidin. En büyük arzumuz en büyük isteğimiz bu.
DEVLETİ TAMAMEN ELE GEÇİREBİLİRLER
MHP tabanı, kendi tanımıyla söyleyeyim milliyetçi bir taban. Bu referandum eğer olumlu çıkarsa beka sorunu ortaya çıkar. MHP tabanı kendi vatanına sahip çıkan bir taban onun için hayır demelerinde bir sorun yok. Bir ülke kendi geleceğini değişik kurumlarla güvence altına alır. Örneğin, ordusu vardır, Merkez Bankası, Parlamentosu vardır. Vatandaşların hakları vardır, güvence altındadır. Dolayısıyla bir devleti ele geçirmek son derece zordur. FETÖ’nün ülkeyi ele geçirmek için 30 yıl 40 yıl belki de 45 yılda çalıştığını biliyoruz. Bu anayasa geçerse bir kişiyi kandırdığınız anda devlet tamamen ele geçirebilirsiniz. Başkanı ele geçirdiniz mi kararnameyle istediğinizi yaparsınız. Tek bir kararname ile bütün müsteşarları görevden alıp yenilerini yerine getirebilirsiniz. Türkiye’nin bekası burada mı yatıyor? Şimdi karar alma yetkisi kimde Meclis’te.
İSTERSE 500 BAKAN OLABİLİR
Türkiye’nin bekası tehlikededir. Bütün milliyetçi kardeşlerime sesleniyorum, bütün ülkücü kardeşlerime, sosyal demokrat kardeşlerime sesleniyorum: Türkiye’nin bekası tehlikededir. Bir kişi devletin yapısını ve şeklini değiştirecek. Başkanın kaç yardımcısı olacak bilen var mı yok. İsterse bir günde bir kararnameyle bütün il başkanları başkan yardımcısı diyecek. Kaç bakan olacak belli değil. İsterse 500 tane bakan olabilir, belki de başkan yardımcısı yeterli diyecek. Bu kadar yetkiyi vermek doğru mu bunu tartışmak lazım. İran’da cumhuriyet var mı var. Libya’da da, Suriye’de de Mısır’da da var. Bizim cumhuriyetimiz onlarınkiyle aynı mı değil. Biz niye değiştiriyoruz? Demokratik parlamenter sistemden niye vazgeçiyoruz? Bu bir rejim değişikliği değil midir?
REFERANDUM KAMPANYASI
Biz başladık bile çalışıyoruz. Slogan birden fazla var. Bizim bütün örgütlerimiz çalışıyorlar. Ev ev, cadde cadde, sokak sokak. Önümüzdeki günlerde yine İstanbul’a gideceğiz konuşacağız. Biz Başbakanı Cumhurbaşkanını kötülemiyoruz. Biz onların yaptığı gibi bir şey yapmıyoruz, ‘bu anayasa değişikliği neler getiriyor neler götürüyor.’ Meclis’in fesih yetkisi... Soruyoruz, başkan bir kalkıyor sabah bütün Meclis’i feshettim diyor. ‘Sen bunu istiyor musun?’ Hayır diyor. Ama burada var diyoruz.”
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol