HKP'den NATO Genel Sekreteri’ne proteto

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Barış Pınarı Harekâtı ile ilgili Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile bugün Beşiktaş’ta bulunan Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi’nde görüşmek üzere İstanbul’a geldi.

Halkın Kurtuluş Partisi (HKP), Stoltenberg’in İstanbul’a gelişini karşılamak için Beşiktaş Meydanı’nda protesto eylemi gerçekleştirdi. Beşiktaş Meydanı’nda bir araya gelen HKP üyeleri, “Emperyalist Örgüt Katil NATO’nun sekreteri Stoltenberg Ülkemizden Defol” yazılı pankart açtı. Eylemde, “Hoşt Hoşt Amerika- Puşt Puşt Amerika”, “Katil Nato Ülkemizden Defol”, “Kahrolsun ABD-AB Emperyalizmi”, “Yankee Go Home” gibi sloganlar atıldı.
HKP üyelerinin eylemleri sırasında Beşiktaş Meydanı’nda çok sayıda kuvvet polisi ve TOMA olması dikkat çekti.
Basın açıklamasını HKP İstanbul İl Örgütü Sekreteri Ramazan Kap yaptı. Kap açıklamada, “İşte NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg kanlı ayaklarını topraklarımıza, Savaşın patronu biziz, taşeronu da sizsiniz, demek için basıyor. NATO demek ABD Emperyalizmi demek, sakın ola ki NATO’nun efendisi ABD’nin çizdiği rotanın dışına çıkmayın, demek için geliyor ülkemize. “Olmaz da, diyelim ki rotanın dışına çıktınız, işte o zaman size ne olacağını, neler yapılacağını Trump açıkladı, bunu bir de benden duyun” demek için geliyor ülkemize NATO’nun insan görünümdeki Sekreteri.” ifadelerine yer verildi.

İşte o açıklama:
Katil NATO Ülkemizden Defol!
İnsan soyunun en büyük düşmanları AB-D Emperyalistlerinin kanlı katliam örgütü NATO’nun Genel Sekreteri ayar vermeye, Savaşın Patronu kim, taşeronu kim hatırlatmaya geliyor

“NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, NATO gündeminde yer alan muhtelif konular hakkında görüş alışverişinde bulunmak amacıyla 11 Ekim 2019 tarihinde ülkemizi ziyaret edecektir.”
Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklama aynen bu şekilde. Sanki eşitler arasında bir görüşme varmış gibi lanse ediliyor, kanlı zalimin gelişi. Duyan da, gören de sanacak ki gerçekten bir görüş alıverişi var, bize o kadar değer veriyorlar, bizim görüşümüze o kadar ihtiyaç duyuyorlar ki, Türkiye’nin düşüncesini, görüşünü almadan hiçbir şey yapamıyorlar, bizim görüşümüz olmadan adım atamıyorlar.
Bir de niçin geliyorlar?
“NATO gündeminde yer alan muhtelif konular” için.
Sanki Türk Ordusu’nun Suriye Topraklarına operasyonu dışında başka bir muhtelif konu varmış gibi sallıyorlar.
Şu çok açık. AB-D Emperyalistlerinin kanlı örgütü NATO, oltada balık olarak gördüğü bir ülke ile görüş alışverişinde bulunmaz, görüş istemez, düşüncesini sormaz. Bu zalimler topraklarımıza sadece emir ve talimatlarını vermek için gelirler. İşbirlikçilerine ayar vermek için, size çizdiğimiz plan ve programın dışın çıkmayın, yoksa haliniz duman olur, demek için kirletirler kanlı ayaklarıyla topraklarımızı.
İşte NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg kanlı ayaklarını topraklarımıza, Savaşın patronu biziz, taşeronu da sizsiniz, demek için basıyor.
NATO demek ABD Emperyalizmi demek, sakın ola ki NATO’nun efendisi ABD’nin çizdiği rotanın dışına çıkmayın, demek için geliyor ülkemize. “Olmaz da, diyelim ki rotanın dışına çıktınız, işte o zaman size ne olacağını, neler yapılacağını Trump açıkladı, bunu bir de benden duyun” demek için geliyor ülkemize NATO’nun insan görünümdeki Sekreteri.
İnsan soyunun en büyük düşmanlarının askerimize, halkımıza, bu aşağılık kanlı örgüte girdiğimiz günden bugüne bakışı belli.
ABD Savunma Bakanı John Dulles, Kore savaşı sırasında, “müttefik güçler, en ucuz askeri Türkiye’den temin ediyor, bir Türk askerinin maliyeti 23 cent’e denk geliyor”, demişti.
“Türkiye’nin Arjantin’den tek farkı stratejik pozisyonudur. Bu stratejik pozisyonuna bağlı olarak, Türkiye’nin en iyi ihracat ürünü de ordudur.”, diyordu, dünyada gericilik rüzgârlarının finansörü alçak Soros.
“(…) Örneğin, Türkiye’ye güvenlik yardımı bizim de güvenliğimizin bir parçası. Bir Türk askeri yılda 6 bin dolara mal oluyor. Eğer onu bir Amerikan askeriyle değiştirmeye mecbur kalırsak maliyet 90 bin dolara çıkıyor.”, diyordu yayımlaman kitabında aktör bozuntusu Reagan.
İnsan soyunun en büyük düşmanlarının bütün dertleri kendi tatlı canlarına bir halel gelmesin. Canları tatlı, insanlıktan çıkmış conileri ölmesin. Mülteci kampına dönüştürülen Türkiye’nin kapıları açılıp mülteciler Avrupa’ya doğru yayılmasın.
Ve NATO’nun efendisi ABD Emperyalizmi yeni bir görev daha veriyor yerli işbirlikçilerine; şu an Suriye’de ABD’nin ve PYD’nin tutsağı konumundaki 70 bin civarında IŞİD’cinin sorumluluğu ve bakımı. “Yani askerlerimizi diri diri yakan, tavuk keser gibi insan kafası kesen, akla gelmeyecek vahşiyane yöntemlerle katliamlar yapan, Ezidi kadınları, Türkmen kadınları cariye olarak alıp götüren, onlara hem tecavüz edip hem de esir pazarlarında satan bu insan görünümündeki canavarları da biz zaptedecekmişiz bundan sonra… Onların bakımını, muhafazasını biz üstlenecekmişiz.”
Bu gidiş; Yeni Sevr’e doğru bir gidiştir.
Bu gidiş; bu ülkenin en az üç parçaya bölünmesi demek olan BOP’a hayat bulduracak bir gidiştir.
Bu gidiş; Amerikancı Burjuva Kürt Devletinin, yani ikinci bir İsrail’in kuruluşuna doğru bir gidiştir.
Bu gidiş; Suriye’nin topraklarının bir bölümünü, meşru yönetimin elinden alınıp Ortaçağcı din devletinin oluşumuna doğru bir gidiştir.
Elbette bu devran hep böyle dönmeyecek. Eninde sonunda Ortadoğu Halklarına yönelik AB-D Emperyalistlerinin yaptığı bütün aşağılık planlar parçalanıp atılacak, Ortadoğu Halkları tarafından. Buna yine biz Türk ve Kürt Halkları öncülük edeceğiz. Nasıl ki 1920’lerde birlikte yine bu Emperyalistlerin Sevr Planını parçalayıp, heveslerini kursaklarında bıraktıysak,
Nasıl ki Emperyalist Yedi Düvelin o zamanki yerli işbirlikçilerini yine onların gemilerine bindirip gönderdiysek,
Eninde sonunda AB-D Emperyalistlerini ve yerli işbirlikçilerini, ama bu sefer bir daha Tarihin o karanlık sayfalardan çıkmamacasına göndereceğiz.
Bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.
AB-D Emperyalistleri ve yerli işbirlikçiler bunu hiç akıllarından çıkartmasınlar.
Mazlum Halklar umutlarını hiç kaybetmesinler.
O hesap günü mutlaka ama mutlaka gelecek.