''Hepiniz Ekrem İmamoğlu'sunuz, ben de sizlerim!''
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Olİstanbul'da CHP'nin eski meclis üyeleri ilebiraraya gelen CHP'nin adayı Ekrem İmamoğlu, AK Parti rakibi Binali Yıldırım'ın "İstanbul'u yönetecek kadroları yok" çıkışına çok sert bir yanıt verdi.
CHP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, CHP'li eski meclis üyeleri ile Şişli Belediyesi Cemil Candaş Kültür Merkezi'nde bir araya geldi.
Salonda bulunan herkesin deneyimlerinden yararlanacaklarını belirten İmamoğlu, ''Talimat bekleyecek, bir başkasına, 'Ben ne yapayım' diyecek insanlar değilsiniz. Tecrübeleriniz yüksek. 16 milyon insanın hepsi bir şeyler yapmak zorunda. Kendi örgütsel yapımız içerisinde, zaten doğal vazifeli, bu kardeşinizin doğal temsilcilerisiniz. Çünkü ben de sizi temsil ediyorum. Her biriniz Ekrem İmamoğlu'sunuz, ben de sizlerim'' dedi. ''23 Haziran'da mutlaka sandıkta görev alın ve bu görevi layığıyla bitirelim'' diyen İmamoğlu, ''Benim inancım tam. Çok rahatım. Benim içim rahatsa bir anlamı var demektir'' diye konuştu.
Ekrem İmamoğlu, CHP İstanbul eski meclis üyeleri ile Şişli Belediyesi Cemil Candaş Kültür Merkezi'nde bir araya geldi. Şişli Belediye Başkanı muammer Keskin'in eşlik ettiği İmamoğlu, salona girişinde ayakta alkışlandı. Etkinlikte ilk konuşmayı CHP eski grup başkanvekillerinde Ertuğrul Bilsever yaptı. Ardından mikrofonu alan İmamoğlu, özetle şunları söyledi:
''KENDİME YAPILMASINI İSTEMEDİĞİM ŞEYİ YAPACAK KADAR KARAKTERSİZ DEĞİLİM''
''Farklı tecrübelerle bir aradayız. Burada bulunan deneyim, bizim gücümüzü gösterir. Hiçbir deneyimi yok sayacak kadar cahil birisi değilim. Her birinizin deneyimi benim için çok önemli. Deneyimlerinizden yararlanmak için özel bir çaba göstereceğim. Kısa 10 yıl içinde muhalefet olmayı da yaşadım, muhalefetten iktidar olmayı da yaşadım. Şimdi, daha üst seviyede bir mecrada iktidar olmayı da başardık. Her ne kadar onlar, araya bir reklam alma gibi bir duruma kendilerini soksa da biz kendimizi İstanbul'da iktidar görüyoruz. Bazı psikolojileri iyi görüyor, iyi anlamaya çalışıyorum ve buradan asla ve asla kendisine yapılmasını istemediği şeyi, bir başkasına güç eline geçtiğinde yapacak karaktersizlikte bir adam değilim. Çünkü bu bir karaktersizliktir.''
''NASIL BİR EĞİTİM ALIYORSUNUZ''
''Tevazuu, insanlarla buluşabilmeyi, konuşabilmeyi ilke edinmiş, bunun toplumsal barışa katkısı olduğunu bilen birisiyim. Şöyle bir sıkıntı yaşıyoruz. Bir mevki sahibi olduğunda, mevzi ele geçirdiğinde başkalaşan, kibir dolu, en yakın arkadaşınız olabilir, bugüne kadar çay kahve içtiğiniz biri olabilir. O mevziyi ele geçirdiğinde aman Allah'ım. Benim arkadaşlarım oldu, sarılması değişti. Daha düne kadar kucaklaşıyorduk. Kol bükülmez bir mesafede, araya mesafe koyuyor. Bir resmi törende dedim ki birine, 'Ya adam gibi sarıl ya da elini uzatma kardeşim. Sizi bir kalıba mı sokuyorlar? Rakip siyasi partinin yöneticisiyle selamlaşma, onunla tokalaşma mı diyorlar? Üstten bak mı diyorlar?' Nasıl bir eğitim alıyorsunuz. Yüzlerine söyledim. Bizim bulunduğumuz siyasi ahlak, yeriniz, makamınız ne olursa olsun, 'Asla değişme' der. 'Neysen osun' der. Siyaseten, eğer bir kademe yükselmişsen, benim ruhumda bana hissettirdiği şey, aman daha fazla tevazu sahibi ol. Daha fazla eğil ki insanlar adam görsün. Kendi namıma söylemiyorum. Herkes adam olsun, kadın olsun, insan olsun.''
''BİZ, İSTANBUL'DA İKTİDARIZ''
''Biz, artık İstanbul'da iktidarız. Evet, demokrasiye bir zarar vermişlerdir, bir darbe vurmuşladır ama bunu tamir edeceğiz hep birlikte. Sorumluyuz. Türkiye Cumhuriyeti tarihine dönüp baktığımızda, tarihi ve en önemli sorumluluklardan birinin olduğu döneme denk gelmiş insanlarız. Vazifemizi iyi yapmazsak, omuzlarımızda o yükü hissetmezsek, tarih bizi yarınlarda affetmez. Kendi sürecime böyle bakıyorum. Allah nasip etti, tarihi bir misyon üstlendim. Ben bu misyonumu layıkıyla yerine getirmek zorundayım. En az hatayla. Kusursuzsa mümkünse. Böyle yapabilirsem yarınlara dair insanlara güzel bir miras bırakırım. Çocuklarım, ailem, benimle yarınlarda çok övünürler. Bu ülke adına güzel işler yapıyorum diye yol yürürüm. Yol yürürken en büyük motivasyonum bu.''
''ASLA DEĞİŞMEYECEĞİZ''
''Normal çalışmanızın dışında, 'Acaba eksik mi yapıyorum, eksik mi kalıyorum, daha fazla ne yapabilirim' noktasında kendinizi vazifelendirin. Talimat bekleyecek, bir başkasına, 'Ben ne yapayım' diyecek insanlar değilsiniz. Tecrübeleriniz yüksek. 16 milyon insanın hepsi bir şeyler yapmak zorunda. Kendi örgütsel yapımız içerisinde, zaten doğal vazifeli, bu kardeşinizin doğal temsilcilerisiniz. Çünkü ben de sizi temsil ediyorum. Her biriniz Ekrem İmamoğlu'sunuz, ben de sizlerim. Bu şekilde yürüyoruz. Böyle bir yol arkadaşlığı. Çok uzun bir vaktimiz yok. Kalan 23 gün içerisinde temel duruşumuzu asla değiştirmeyeceğiz. Onlar diyor ya, 'Kızıyor, değişti'. Biz, asla değişmedik, değişmeyeceğiz. Tevazuyla, herkese eşit gözle bakan, hiç kimseyi yadırgamayan, uzaklaştırmayan, konuşan, anlatan… Evet, doğrudur. Bazı insanlar sahada bilinçli dolaşmaktadır. İnanmak ve ikna olmak düşüncesi yoktur. O insanlara karşı, belki çok fazla zaman ayırmadan ama münakaşa etmeden, bir süreç yaşatıp, kalan 23 günü şöyle değerlendirebiliriz: Her biriniz ilgili partinizle, bizle ilgili hafızanız var. O hafızaları zorlayacağız. Bu memleketin iyi tecrübelere, kötüyü, kötü koşulları görmüş, baskıyı, ezilmeyi görmüş tam tersini yapmak için ruh hali uygun insanlara ihtiyaç var. Ve bunları şeffaf yapacağız. Yol arkadaşlığı yapacağız. Yolumuz 23 Haziran'a kadar değil.''
''SİZ NE DİYORSUNUZ YA!''
''Rakibimiz Sayın Yıldırım, 'Yönetime gelseler bile İstanbul'u yönetecek kadroları yok" demiş. Siz ne diyorsunuz ya? 81 milyon insanda ne cevherler var. Partinin içindeki insanları bırak, 81 milyonun insanın içinde burada bulunan hanımefendiler, beyler, ben kendi çocuğuma baktığımda, bizim onlara yetmek konusunda ne kadar sıkıntılı olduğumuzu hissediyorum. O lafı eden Sayın Yıldırım'a tavsiyem, önce kendi çocuklarına baksın. Ondan bile aciz bence. 81 milyon insan içinde çok kıymetli kadrolar var. Liyakate değer vermeyen ve yıllarca sadece bir kişinin iki dudağının arasından talimat alanların ne yazık ki zihni köreliyor. Toplumu göremiyor. Biz, toplumun tamamından yararlanmak için yönetime talibim. Biz bu kafayla bu yapıyla göreceksiniz millet nasıl ayağa kalkacak. Ekonomide, eğitimde... Millet devleti hatırlayacak, devlette milleti hatırlayacak. Biz, bunu kendi alanımızda başardık. 5 yıl muhalefeti yaşadım, 5 yıl iktidarı. Şimdi İstanbul'da bunu yaşayacağız.''
''BU GÖREVİ LAYIĞIYLA BİTİRELİM''
''23 Haziran'da mutlaka sandıkta görev alın ve bu görevi layığıyla bitirelim. Benim inancım tam. Çok rahatım. Benim içim rahatsa bir anlamı var demektir. Karşı tarafın tedirginliğini, kaygısını şuradan anlayın. Az yüzüm asılsa 'Bak kızdı, bak hakaret etti' diyorlar. Bu kadar bizi izliyorlar. Bazı kişisel analiz uzmanları tutup takip ediyorlarmış. Beni öyle takip edenlerin psikolojisi bozulur yakında. Bir şey bulamadık diye. 18 günde çıldırdılar, 1800 günde ben bunları deli edeceğim.''
Hem aradığınız haberlere hızlıca ulaşabilmek hem de Haber3.com'a destek olmak için Google News'te Haber3.com'a abone olun.
Haber3'e Google News'te abone olun
Abone Ol