HDP, Kızılay'ın önüne gidiyor

HDP, Kızılay'ın önüne gidiyor
Güncelleme:

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin grup toplantısında, Ahbab ve TEB'e çadır sattığı ortaya çıkan Kızılay'a ilişkin "Kızılay ile ilgili görüşmelerimizi buradan paylaşmayacağız, buradan çıkıp Kızılay'ın önüne gideceğiz" dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin grup toplantısında konuştu.

Buldan, hükümete seslenerek "Sorunlar ilk bir iki değil, 23 gündür devam ediyor.Toplanan paralar nerede? Neden deprem bölgesinde değildir?" dedi.

 Buldan, deprem bölgesinde yaşanan sorunlara dikkat çekerek "İktidar bu depremde organize kötülüğün kitabını yazdı, bu asla ve asla unutulmayacak. Geleceğimizi enkaz altında bırakan bu çürümüş, yozlaşmış sistemdir. Yıkım sadece 10 ilde yaşanmadı, bütün ülkede yaşandı" dedi.

Buldan, deprem bölgesindeki depremzedeler için yardım organizasyonu düzenleyen Ahbab ve bölgeye ilaç götüren Türk Eczacılar Birliği'ne çadır sattığı ortaya çıkan Kızılay'a ilişkin "Kızılay ile ilgili görüşlerimizi bu kürsüden değil, milletvekili arkadaşlarımızla birlikte şimdi buradan çıkıp Kızılay'ın önüne giderek açıklamamızı orada yapacağımızı ifade ediyoruz" diye konuştu.

Buldan'ın konuşmasında öne çıkan başlıklar şöyle:

"Öyle bir iki gün eksiklik yaşandı diye kendinizi temize çıkaramazsınız. Sorunlar 23 gündür devam ediyor. Şovlarla bağış topladılar algı çalışması yaptılar aradan kaç gün geçti bu bağışların deprem bölgesine ulaşmadığı hala ortadadır. Çünkü acil ihtiyaçlar günden güne büyümektedir. Toplanan paralar nerededir, neden deprem bölgesinde değildir?

Ölüye saygı ilkesi gözetilmeden paldır küldür yürütülen enkaz kaldırma çalışması derhal durdurulmalı, önce cenazelere ulaşılmalıdır. İktidarı buradan bir kez daha uyarıyoruz ortaya çıkarılmayan veya vücut bütünlüğü bozulan cenazelerden, kayıplardan birebir siz sorumlusunuz. Deprem kayıplarının faili meçhule dönüşmesinden siz sorumlu tutulacaksınız.

"MECLİS DERHAL ÇOCUKLARIN DURUMUNU GÜNDEME ALMALI"

Kadınlar çocuklar yaşlılar ve engelliler için bu mağduriyet çok daha büyüktür. Bu depremin en büyük yıkımını kadınlar yaşadı. Kadın meclisimiz başta olmak üzere tüm kadın örgütleri ihtiyaçları karşılanması için mor dayanışmayı yürüttüler. Bu dayanışmayı daha fazla büyütme çağrısı yapıyorum. Refakatsiz kalan çocuklarla ilgili çok ciddi bir endişe içerisinde kamuoyu. Çocuklar nerededir? Bu sorunun cevabını iktidar vermek zorundadır. İlgili kurumları özellikle uyarıyorum. Gözümüzün üzerlerindedir. Bu çocuklar sizin sorumluluğunuz altındadır. Başlarına gelenler başta bakanlık olarak sorumludur. TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Çocuk Hakları Alt Komisyonu’nun derhal toplanması için dilekçe verdik. Meclis derhal çocukların durumunu gündeme almalı ve sorumluluğun yerine getirmelidir.

Türkiye’nin kontrolündeki Afrin’den deprem sonrası sağlıklı bilgi alınamamaktadır. Yardımların talancı çeteler tarafından alıkoyulduğuna dair haberler kamuoyuna yansımaktadır. Bir çağrı yapıyoruz, Afrin kapıları derhal bağımsız, güvenilir yardım kuruluşlarına, basına ve izleme örgütlerine açılmalıdır. İktidar bu depremde organize kötülüğün kitabını yazdı, bu asla ve asla unutulmayacak. Yıkım sadece 10 ilde yaşanmadı, bütün ülkede yaşandı. OHAL kapsamında çıkardıkları bütün kararlar deprem fırsatçılığıdır.

Deprem vergileriyle önlemler alınabilirdi. Bu paraları rant projelerine harcadıklarını depremden sonra bir kez daha gördük. Savaşa harcadılar ve devam ediyorlar. Deprem felaketi sürerken Şengal'i bombalamaya devam ettiler.

"İSTİFA SESLERİNE KULAKLARINIZI TIKAYAMAZSINIZ"

İmar aflarından topladıkları paraları da iktidarlarının siyasi kampanyalarında kullandıklarına tanık olduk. Bu depremde asrın yüzsüzlüğünü gördük. Asrın utanmazlığına tanık oldu. Bunların en son ne zaman utamndığını bilen hatırlayan yok. Çünkü bunlarda utanma duygusu yok. Deprem suçlarınızı hasır altı edemezsiniz. Hangi yüzle halkın karşısına çıkıyorsunuz? Sizi bu siyasi enkazdan liyakatsiz AFAD'ınız bile kurtaramayacak. istifa edeceksiniz ve hedap vereceksiniz. Halka hesap vermek zorundasınız. Hükümet istifa seslerine kulaklarınızı tıkayamazsınız. Yapmanız gereken sorumluluğunuz kabul ederek derhal istifa etmenizdir.

Tek bildikleri şey yasakçılıktır. Seyircisiz maç, muhalefetsiz siyaset, denetimsiz bina, seçmensiz seçim, öğrencisiz üniversite, ekransız medya. Biz de diyoruz ki; AKP'siz ve MHP'siz bir Türkiye. Rantsız sömürüsüz, talansız bir Türkiye. Bunu da hep birlikte başaracağız."