Faik Öztrak: 'Ümmete liderlik edeceğiz' diyerek, milleti perişan ettiler

Faik Öztrak: 'Ümmete liderlik edeceğiz' diyerek, milleti perişan ettiler
Güncelleme:

CHP Sözcüsü Faik Öztrak gerçekleştirdiği basın toplantısında gündeme dair açıklamalarda bulundu.

Faik Öztrak'ın açıklamaları şöyle oldu:

Bugün toplantımızda, Vatandaşlarımızı ezen ekonomik krizi, Derinleşen devlet krizini, Yönetilemeyen sağlık krizini, Bunların iç içe geçmesiyle ortaya çıkan buhranı değerlendirdik. Bu buhrandan yurttaşlarımızı salimen çıkarmanın yollarını konuştuk.

Şimdi toplantı salonuna girmeden önce Acı bir haber aldık. Partimizden Erzincan Merkez İlçe Mollaköy Belde Başkanı Kemal Şengül Koronavirüs nedeniyle hayatını kaybetti. Başkanımıza Allah’tan rahmet, Acılı ailesine ve tüm CHP ailesine başsağlığı diliyoruz. Toplantı gündemimizle ilgili görüşlerimizi paylaşmadan önce, Geçtiğimiz hafta sonunda başlayan ve bu hafta sürecek, Milli Kurtuluş tarihimiz açısından önemli günleri, anmak istiyorum.

 Bunlardan ilki 15 Mayıs 1919… Gazeteci Hasan Tahsin’in Emperyalistlerin İzmir’e çıkardıkları işgalci Yunan kuvvetlerine, Şanlı direnişimizi başlatan ilk kurşunu attığı gün… Bu, aynı zamanda; “Bir genç düşmana ilk kurşunu sıkmış, Bundan sonrası bize düşer” diyen efelerin, Evladını sırtına alıp, Ay ışığında kağnılarla cephelere mermi taşıyan anaların, Yokluklar içinde bir milletin, Kurtuluş Savaşı’nın çoban ateşini yaktığı gün…

Yine 16 Mayıs 1919… Mustafa Kemal Paşa’nın İzmir’in işgalinin hemen ardından Milli Mücadeleyi başlatmak için 18 arkadaşıyla birlikte Bandırma Vapuru’yla İstanbul’dan yola çıktığı gün… 

Atamızın Samsun’a ayak basarak, Kurtuluş Mücadelemizi fiilen başlattığı gün… Kurtuluşu emperyalistlerin kucağında ve himayesinde değil, Milletin tertemiz sinesinde arayanların “Ya istiklal, ya ölüm!” diyerek harekete geçtiği gün…

Cumhuriyetimizin ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin kurucusu Büyük Atatürk, Partimizin 4. Büyük Kurultayı’nı açış konuşmasında Verilen bu mücadeleyi şöyle anlatmaktadır: “Uçurum kenarında yıkık bir ülke… Türlü düşmanlarla kanlı boğuşmalar… Yıllarca süren savaş… Ondan sonra, içeride ve dışarıda saygı ile tanınan Yeni vatan, yeni sosyete, yeni devlet… Ve bunları başarmak için aralıksız devrimler…

 İşte Türk genel devriminin bir kısa deyimi…” Çağdaş Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurucuları, Milli mücadeleyi başlattıkları 19 Mayısı, Gençlere bayram olarak ithaf etmişlerdir. Bu, ülkemizin kurucu babalarının, Ülkemizin gençlerine duydukları güvenin göstergesidir.

Bu vesileyle, 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramımızı kutluyor, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü, silah arkadaşlarını Ve bu toprakları bize vatan kılmak için Canlarını ortaya koyan tüm kahramanlarımızı Bir kere daha saygı, rahmet ve minnetle anıyoruz. Değerli Basın Mensupları, Bir başka bayramı da bu hafta ardımızda bıraktık. Geçtiğimiz Ramazan bayramını, Dışarıdaki ve içerideki gelişmeler nedeniyle, Maalesef huzur içinde kutlayamadık. İsrail’in Filistinlilere yönelik şiddeti Bayram dinlemedi.

Gazze’de yaşananlar, Hepimizin, Dünyada haktan hukuktan yana olan herkesin, Kalbini parçaladı. Bölgede kadın ve çocuklar başta olmak üzere, Yaşanan sivil can kayıpları dehşet verici boyutlara ulaştı. Bu, çok büyük bir insanlık dramıdır. Filistin, Ortadoğu’nun kanayan yarasıdır.

Bu yaranın kapanmasının formülü ise bellidir: 1967 sınırları temelinde iki devletli çözüm. Bu sağlanmadan ne İsrail ve Filistin, Ne de bölge huzura kavuşabilir. Biz bir kez daha, İsrail’in uluslararası hukuku yok sayan saldırılarını kınıyor, Filistinli kardeşlerimizin acısını paylaşıyoruz. Bölgenin bir an evvel barışa kavuşmasını istiyoruz.

Değerli Basın Mensupları; Tüm bunlar yaşanırken, BOP Eş Başkanı Erdoğan Şahsım Hükümetinin Dış politikadan, İç politikaya rant devşirmeye çabalamasını da hayretle izledik. “Ümmet bizden liderlik bekler” diyen Dışişleri Bakanı’nın sözleri, Hala İhvan hayalleri kurduklarını, Gerçeklerden ne kadar kopuk olduklarını gösteriyor. Oysa bu boş hayaller, Türkiye’yi bölgede bir başına bıraktı. “Ümmete liderlik edeceğiz” diyerek, Milleti perişan ettiler. Mısır’dan, Suudi Arabistan’a kadar, Aynı ümmete mensup, Tüm ülkelerle ve sınır komşularımızla kavgalı olduk. Şimdi bu ülkelerle arayı düzeltmek için, Artık Rabia işaretini “Dört çay” demek için kullanır oldular. Ama tüm bu başarısızlıklardan hala da ders almıyorlar. Hükümete tavsiyemiz artık boş hayalleri bırakın, gerçekçi olun. Boşa kürek çekmeyin.

BM Genel Kurulunun Başkanlığını yapan Volkan Bozkır’dan, Gerektiği gibi yararlanın. Unutmayın, Sizin bencilliğinizin, beceriksizliğinizin ve kifayetsizliğinizin bedelini, Hep bu asil millet ödüyor. Değerli Basın Mensupları, Erdoğan Şahsım Hükümeti, Bayramda milletimizin ağzında ne tat, Ne de tuz bıraktı. 1.500 lira olması gereken ikramiyesinden, 400 lirası kesilen emeklilerimiz, Ağız tadıyla bayram kutlayamadı. Kendileri lebalep kongreler yaptı, Salgın azdı, Destek vermeden kapattıkları esnaf bayram kutlayamadı.

Kapatılan Pazar yerleri nedeniyle, Ürünü tarlada kalan çiftçi, Üç otuz paraya ücretsiz izne gönderilen işçi, Kapanmada evine rızık götüremeyen, Gündelikle çalışan emekçi de, Bu yıl ağız tadıyla bayram kutlayamadı. Bu ülkede bayram fakir, fukaranın neyine… Bayram Erdoğan Şahsım hükümetinin yandaşlarına… Bayram, Sarayın yandaş müteahhitlerine…

Eve kapatılan vatandaş, Köprüden, tünelden, otoyoldan geçmedi, Hava alanlarından uçmadı. Ama bu ülkeye 40 yıl vergi ödeyen esnafa Verilmeyen destekler, 17 günlük kapanma döneminde bile, Bu Saray müteahhitlerinin cebine akmaya devam etti. Bugün Nisan ayı bütçe rakamları açıklandı. Yılın ilk 4 ayında, “Milletin cebinden bir kuruş çıkmadan yapıyoruz” dedikleri Döviz garantili projeler için 10 milyar 297 milyon lira ödenmiş. “Hiç olmazsa bu son kapanmada, Mücbir sebep nedeniyle bu garantileri ödemeyin, Erteleyin, Kapanmadan zarar gören vatandaşa, Doğru düzgün destek verin” dedik.

Ama dinlemediler. Oysa İstanbul Havalimanı’nda İşletmeci konsorsiyumun devlete vereceği kira, Mücbir sebep denerek, 2024’e ertelendi. 2 yıl da ek işletme süresi verildi. Demek ki olağanüstü durumlarda, Bu gibi değişiklikler mümkün.

Peki, bu mücbir sebep, Sadece yandaş dara düşünce mi uygulanıyor? Yoksa dolarla, avroyla garanti verdiğiniz projelerin sözleşmelerine, Devlet lehine mücbir sebep maddesi koymadınız mı? Bedelini milletin ödediği, Bu sözleşmeleri niye gizliyorsunuz?

Bu sözleşmeleri kimler hazırladı? Kimler imzaladı? Vatandaşın sırtından müteahhit zengin eden, Bu düzeni kim kurdu? Ne güzel demiş Mahzuni Şerif: Yoksulun sırtından doyan doyana, Bunu gören yürek nasıl dayana Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana, Bilmem söylesem mi, söylemesem mi? Bugün, Âşık Mahzuni Şerif’in vefatının yıl dönümü… Kendisini bir kere daha saygı ve rahmetle anıyoruz.